Çocuk yaşlarımda diğer arkadaslarımın yanında hep babalarını gördüğümde üzülür ve o akşamlarda evde sofra kurulduğunda anneme sürekli babamı sorardım. Bilemezdim o zamanlar bunun anneme ne denli bir acı verdiğini ama büyüdükçe bu huyumdan vazgeçmiş bir süre sonra durumu normal karşılamaya alışmıştım.
Bu yaşlarıma geldiğimde daha iyi anlıyordum babasızlığın ne demek olduğunu. Hep bir yerler eksik ve bazı taşlar yersiz kalıyordu. Ben zor bir çocukluk geçirdiğimi hiç bir zaman söyleyemem çünkü bunun aksine gayet bolluk içinde büyüdüm ne istersem sık sık olmasa bile çoğunlukla elimin altında olurdu. Şımarık bir çocuk muydum o kısmı bende bilmiyordum ama ben bazı şeyleri çok küçük yaşta öğrendim. Babam ben daha bebekken sebebini hâlâ bilmediğim bir nedenden dolayı bizi terk edip gitmişti. Onu daha önce hiç görmedim bir fotoğrafı bile yoktu bende. Anneme her fırsatta sormuş bir türlü bizi bırakma sebebini öğrenememiştim kim bilir belki de öğrenmemek benim için daha iyidir diye hep kendimi avutmuş ama içten içe sürekli merak etmiştim. Bana göre gayet haklıydım daha hiç tanımadığım babam beni bebekken bırakıp gitmişti yıllarca hiç bir şekilde sebebini öğrenememiş ve babasız yaşamıştım evet belki annem çok değer veriyordu bana ama içimi kemiren düşünceler beni rahat bırakmazdı hiç bir zaman.
Son zamanlarda ağır bir dönemden geçiyordum eve geldiğim gibi genelde kendimi yatağa bırakıyor ve farkında bile olmadan oracıkta uyuya kalıyordum. Sınav haftası daha yeni bitmişti ve daha o gunlerin yorgunluğunu atamamıştım. Okuldan sonra düzenli olarak gittiğim kütüphanenin oralarda bir kafede çalışıyor elimden geldiğince kendi geleceğim ve hayallerim için birikim yapıyordum. İşten geç saatlerde çıkmıyordum ama okulum evimize göre bir iki duraktan fazla uzakta olduğu için eve geliş gidiş saatlerim çalışmaya başladığımdan beri çok da uygun olmayan saatlere denk geliyordu. Şimdi ise sınav haftası bitmişti ve okudugum okul üniversite sınav stresleri biraz olsun bastırmak ve önüne geçebilmek için iki senedir yaptıkları gibi yine etkinlik düzenlemişti. Hiç modumda değildim ayrıca daha doğru düzgün dinlenememiştim ve uyumak istiyordum. Son zamanlarda özellikle son günlerde kendimi ev ve iş hariç hiç bir yere taşımadığım için biricik Bade'm beni zorla bugün düzenlenmiş olan pikniğe götürmeye kararlı olduğunu bizzat belirtmiş hatta beni sürüklediği için bende silah zoruyla bu nacizane teklifi kabul etmiştim.
Öğle arası zili çaldığı gibi sınıflardan bir patlama gibi çıkan bu liselilere baktım. Gülmemek elde değildi. Plan basitti ilk önce eve gidecektim hazırlanıp yanıma ihtiyaçlarımı alacak sonra ise Bade'nin yanına gidecektim bu kadar basit bir gieevim vardı İşte.
" Unutmadın dimi maviş benim oraya geleceksin ve bu aktiviteye katılacağız" Bade büyük bir heyecan içinde konuşuyordu onu tanımasam kesinlikle ilk defa piknik yapacak sanırdım.
" Ayy yeter be kaçıncı hatırlaşın anladım yahu zaten zorla geliyorum beni bi sal ayol" büyük bir gülümseme ile konuşmaya çalışırken kendi halime gülmemek için zor duruyordum. Başlarda gitmek istemeyen ben şimdi içten içe her zaman ki Mavi olmaya karar vererek heyecanlanmıştım .
" Hadi ama Mavi ya sen değil misin on birinci sınıftan beri bütün etkinliklere katılan onun haricinde olan bütün gezilere beni zorla götüren ve her haftasında illa bir gününü renklendirmeye ayıran. Biraz daha enerji bebegim bugün farklı olacak inanıyorum." Doğru söylüyordu. Ben şimdiye kadar her etkinliğe ve gezilere katılmıştım çünkü kendim için anılar biriktirmeye yeni şeyler yapmayı ve en azından vaktimi film dizi gibi şeylere çok takmadan harcamayı severdim. Her hafta bir şeyler yapar her fırsatı değerlendirmek için elimden geleni yapardım.
Yine öyle yapacaktim.
" Aslına bakarsan Bade başta ne kadar itiraz etsemde sayende içime bir heyecan yayıldığı için gerçekten gelmek istiyorum ama sadece dediğim gibi biraz fazla yorgunum ve olabildiğince enerjik olmaya keyif almaya çalışacağım"
Bu sözlerimi duyan Bade sevinçle ellerini çırpıştırdı. Cidden bizi gören ve tanıyan akıllı bir insan ikimizin de on sekiz yaşında olduğuna inanmakta güçlük çekerdi.- 1 saaf sonra -
" Bade kapıdayım hadi çabuk ol beş dakikadan fazla süslenmeni bekleyemem."
" Ah ceylan gözlüm ah! Sen yeter ki isteğini buyur hemen gelmeye ve hasretini bitirmeye çalışacağım"
Kocaman kahkaha atan sesi dinlerken yüzümü buruşturdum. Bu kız cidden şaka gibiydi.Pikniğe gideceğimiz için sade şık bir şeyler uygun olur diye düşünerek alt üst giymeyi kafamda kuruyordum ama eve gidince kararım değişmiş ve tam olarak sade şık bir yaz elbisesi seçmiştim. Siyah renkte boyuma tam olan küçük bir göğüs detayını vardı ve arkasında ideal boyutta olan bir yırtmaca sahipti. Tek sorun oldukça bol olmasıydı ama zaten bir kemer bu sorunu kolayca ortadan kaldıracaktı. Saçlarımı serbest bırakmayı tercih etmiş önüme iki üç tane minimal maviş tokalar takmıştım. Ayakkabı seçimim ise yine ve yine mavi renklerinden olmuştu ama bu sefer gökyüzü renginde bir mavi seçmiştim. Evden çıkmadan bir sırt çantası ayarlamıştım ve kendime aynada ufak bir bakış atarak çıkmıştım.
"Hey! Ceylan gözlüm ben geldim." Hoplaya zıplaya yanıma yaklaşan güzeller güzeli kıza baktım. Üstüne aynı benimki gibi bie siyah elbise seçmişti ama benim aksime o dar ve vücut hatlarını belli eden bir kumaş seçmişti. Ayakkabıları beyazdı saçları ise özenle yapılmış bir at kuyruğuydu. Sırtınsa benim gibi sırt çantası yer alıyordu elinde ise piknik için yaptığı yemek poşetini tutuyordu.
" Artık bana ceylan gözlüm demeyi bırakman gereken konular var pürüzsüz tıp" yüzünü buruşturan Bade konuşmaya başladı;
" Iy, lütfen bana öyle seslenme Mavi gerçekten kendimden soğuyorum."
" Sende bana ceylan gözlüm deyip durma canım Allah Allah sadece senin mi kendinden soğuduğun konular var?" Beraber gülüşerek otobüse doğru ilerlemeye başladık. Okula kadar kendimiz gidiyor ordan okukun ayarladığı servisler ile geçiş yapıyorduk. Neyse ki durakta çok beklememiş ve binmemiz gereken arabaya binmiştik."Biliyor musun içimde çok garip bir his var"
"Ne gibi?"
"Sanki bugün senin için daha farklı olacakmış gibi geliyor Mavi. Sence?"
"Bilmem belki de."
Kafamı tekrardan cama çevirdim. Belki de gerçekten Bade'nin dediği gibi bugün çok güzel ve farklı olurdu. Kim bilir....
" Hadi çocuklar yavaş yavaş dikkatlice servislerden inin birbirinizi ittirmeyin" okul müdürümüz olan Kiraz Hanım kendisini asla dinlemeyen öğrencilerine bakarak konuşuyor ama kâle alınmadığını fark edemiyordu. Tatlı kadındı müdüremiz her şeyi doğrusu neyse o şekilde halketmeye çalışır sakin ve sınır çizgileri geçilmeidigi sürece çok iyi ve disiplinli birisiydi.
Dikkatlice inmeye çalışırken onca insanın arasında düşmemeye çalışmanın ne kadar zor olduğunu fark ettim gerçekten tam bir rezalet olurdu. Üstelik tüm son sınıfların içinde. Biz gelmeden önce görevliler buraya gelmiş ve etrafa yemekleri koymamız gereken masaları fln kurmuşlardı onun dışında hepimiz birer gruplar halinde olacak ve yer örtülerinde oturacaktık. Sadece bununla kalmayarak bir sürü ilginç ama kulağa eğlenceli ve komik gelen yarışmalar eklemişlerdi. Mesela çuval yarışı gibi. Tüm bunların dışında bulunduğumuz alandan kimseye haber vermeden uzaklaşmak yasaktı. Anlaşılan cidden eğlenceli bir gün olacaktı.
♡
______________________________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavilikleri Görüyor Musun?
FanficBen Mavi. Denizler kadar dalgalı ama bir balık gibi özgür olamayan, okyanuslar gibi sessiz ve derin olan Mavi. Ben Mavi ama kendine bir mavi olamamış Mavi. Benim hikayemi okumaya ve benimle beraber yaşamaya hazır mısınız?