0.5

135 17 153
                                    


05. NİX

Fall back down, noa lone

Tenim en çok dokunuşu burada almıştı. Benim ve bedenimin hakkında en çok şey bildiği yer burasıydı. Zihnim görüntülerle, tenim dokunuşlarla, kulaklarım seslerle doluydu.

Ama içim, orada sadece panik ve heyecan yaşıyordu.

Gözlerimi araladığımda suyun rengi çok daha açık yeşile dönmeye başlamıştı, berraktı. Uyuduğumuz yerde değildik, bambaşka bir yere sürüklenmiş iki taş arasında yatar hale gelmiştik. Biz bunu nasıl hissetmemiştik?

Ellerimi kuma yaslayıp doğrulduktan hemen sonra yanımda uyuyan Nevin'in omuzuna dokundum ve sarstım. İkinci sarsışımda bedeni uyku pozisyonundan çıkarak refleksle doğruldu ve gözleri bana merakla baktı. Geldiğimiz bu yer bizim daha önce hiç iniş yapmadığımız, daha önce canlılarını hiç görmeyip mercanlarını keşfetmediğimiz bir taraftı.

Nevin'de benden hemen sonra bu detayı fark etmişti. El işaretiyle ona ileriyi işaret ettim. Kafasını aşağı yukarı salladı, buraya nasıl sürüklendiğimizi anlamış ve bunu uzatmamıştı.

Paletli ayaklarımızı kuma basarak parmak uçlarımızı öne arkaya sallayarak yukarı doğru süzüldük. Burada yüzmek daha kolaydı, ne kadar aşağıda yüzersek yüzüşümüz o kadar yavaşlıyordu.

Buna istinaden hep yukarıdan yüzmeye çalışıyorduk, burada yüzmesi şimdilik çok daha güvenli sayılırdı.

Nevin önüme geçerek daha hızlı yüzmeye başladığında ona ayak uydurarak ellerimi de kullandım ve ona yetiştim. Paletlerimiz aynı hizaya gelene dek hızımı düşürmemiştim ki elini önüme koyarak bedenini yataydan dikey pozisyonuna geçirdiğinde onunla birlikte duraksadım. Eli karnımın hemen üzerindeydi.

Gözlerini aldığı yerden bana çevirdiğinde ben de onun baktığı yöne ve ardından ona çevirdim. İleride kendi vücutlarıyla, hiçbir destek almadan yüzen insanlar vardı. Evet sayıları oldukça azdı ama oradalardı.

Nevin'in elini tutup ileri doğru yüzmeye başladım. İlerideki su altı şehri sayılan yerin içinde buldukları incileri ve batan birkaç eşyaları karıştırıyorlardı. Taşların üzerinde yüzeyde ucuza aldığımız takılardan, kıyafetlerden saçılmıştı. Taşın altına düşen ağzı açık bir bavul görünüyordu.

Batan şehrin boşluk pencereye benzer alanından içeri girdiğimizde şehrin ilerisinde de insanlar olduğunu fark ettik. Tenlerinin üzerinde killer vardı, kese vurulmuşta tenleri soyuluyor gibi görünüyordu.

Nevin beni çekerek aşağı doğru yüzmeye başladığında onunla beraber suyun çekimine aldırmadan aşağı doğru yüzmeye başladım. Birkaç yüz bize çoktan dönmüştü.

Taşın hemen ucundan tutunarak kenarına oturduğumuzda birkaç beden bize döndü ve el işaretiyle hoş geldiğimizi söyledi.

Nevin elini kaldırdığında herkes dikkatini eşyalardan çekmişti. ''Diğerleri nerede?''

Buraya inmeden önce herkesin takısı ve eşyaları alınmıştı, herkes sadece teni ve yok sayılacak incelikte bir body süitle inmişti ama görünene göre insanlar güzelliğinden ve isteklerinden hala vazgeçmiyorlardı.

Bu kadar çabuk adapte olabilmeleri hem şaşırtıcı hem de korkutucuydu.

Adamlardan biri Nevin'in sorusuna omuz silkerek cevap verdi. Su güneşin sıcaklığından yararlanıyordu, ama bedenim bu sıcaklıktan etkilenmiyordu. Suyun sıcak ya da soğuk olduğunu anlıyordum ama üşüme ya da terleme duyusunu hisseedemiyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 02 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DERİN SULARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin