Dokuz

0 0 0
                                    


Babam ölmüştü.

Amcam bana iğrenç davranmıştı.

Hazar beni saçma bir bahaneyle bırakmıştı.

Selim beni arkadaşımla aldatmıştı.

Yunus "Bey" sevgilisi için boşanmak istiyordu.

Kerem'in bana zamanı olmazdı.

Fırat hep Burcu'ylaydı.

Tayfun'la çok samimi gibi değildik.

Hayatımdaki tüm erkekler böyleydi. Başka başka bahaneler. Ben mi mutlu olmayı bilmiyordum yoksa?

Kanamayı durdurmuştum, evde. Derin kesmediği için sorun çıkmamıştı lakin kapatıcıya ihtiyacım vardı.

Derin nefes aldım. Hayatımdaki erkekler, yakın çevremdekilet neden hep böyleydiler? Beni bırakıp gitme, yalan, iğrençlik. Ben mi iğrençtimde böyle olaylar bana denk geliyordu yoksa ben normaldim de farklı kutuplar olayından dolayı mı olmuştu?

Bugünkü çekimlerden sonra Kerem beni ektiği için Hazar'la üçüncü buluşmamıza çıkmaya karar vermiştik.

En yakınlardaki kafeye oturduk. Kafe oldukça sevimli dizayn edilmişti. Konuşma başlatmak için "Neden fotoğrafçılık?" diye sordum.

"Babam benim bebeklik fotoğraflarımı çekmek için fotoğraf makinesi almış. Beş yaşıma dek fotoğraflara sahte gülücük yerleştiren kişi olsamda bundan sıkılınca hikayeleri gören diğer göz, kameraman, olamaya karar verdim. Beş yaşımda. Babamın öğrettiği kadar ile kardeşimin fotoğraflarını ardından dünyadaki herkesin fotoğrafını çekmeye başladım."

Kahvelerimiz geldiğine sırıtarak "Dünyadaki herkesin fotoğrafını çekmiş olamazsın." dedim. Sıcak kahvesinden büyük bir yudum

Güldü. "Aslında bir şekilde dünyadaki herkesin fotoğrafını çekmenin yolunu bulmuş olabilirim."

"Öyle mi, nasıl?"

"senin fotoğrafını bir kez çeksem dünyadaki  tüm insanların fotoğrafını çekmiş kadar mutlu olurum. Senin fotoğrafını çekmekteki mutluluk, dünyayadaki herkesin fotoğrafını çekmekle eşdeğer mutluluk."

Sadece gülümsedim. Diyecek bir şey bulamamıştım. Arada bir içimden sen ne yapıyorsun? Demek gelsede bu soruyu gözden geçirmeyecek, sadece anın tadını çıkarmaya bakacaktım.

Sarı saçlarına odaklandım. Ona "Hazar havası"nı veren saçlarıydı.

"Sende hiç tasarımcı ya da yönetici havası yok."

"Öyle mi bende ne havası varmış?"

"Kitap okumaya bayılan, yaz için doğmuş, başarılı bir dergi yazarı var gibi."

"Ben zaten öyleyim."

"Seni tanıdıktan sonra kitap okumadığına eminim."

"Hiçte bile okuyorum."

"En sevdiğin kitap?"

"Yeşil Deniz Kabuğu."

"Yaz için yaratıldığına hadi inanırım da dilci değilsin yani..."

"Dergilere takıntılıyım ve lisede yazardım."

"Şaka yapıyorsun... Öyleyse tespitlerim harika olmalı."

"Öyle."

"Moralin bozuk gibi, ne oldu?"

"Düşünüyorum."

Mavera | Zehirli Kelebek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin