Kiss

33 7 11
                                    

Kampüse girmeyi istemiyordum. Hyuna'yı görmeyi ve dün olanları konuşmayı asla istemiyordum fakat derslerimi aksatamazdım. Yanımda yürüyen Jungkook derin bir nefes alıp bana döndü.

"Eğer seninle konuşmaya çalışırsa ve kendini rahatsız hissedersen yanıma gel hemen. Ben ona ağzının payını veririm. Tamam mı?" Dün beni merak ettiği için peşimden eve gelmişti ve olan her şeyi ona en ufak ayrıntısına kadar anlatmıştım her zamanki gibi. Kafamla onu onaylamamamın ardından kampüsten içeriye girmiştik. Hyuna çabalayacaksa bile tüm vereceği çaba boşuna olacaktı. Yanıma geldip benimle konuşmak istediği anda bunu ona söyleyecektim. Senelerdir aşık olduğum bir adam vardı ve onun da bana aşık olduğunu öğrenmiştim, Hyuna ile vakit kaybet ve Yoongi'yi daha fazla beklemek istemiyordum.

Kesinlikle ders bitimimde Yoongi'yi arayacak ve onunla buluşmak istediğimi söyleyecektim. Dün söylediğim o laflardan sonra cesur olmam gerekiyordu. Cesur olmadığım takdirde söylediğim lafların hiç bir anlamı olmayacağını çok iyi biliyordum. Dün gece Jungkook beni fazlasıyla cesaretlendirmişti. Cesaretimi söndürmeden kafama koyduğum şeyleri yapmalıydım.

***

Ders boyunca Hyuna'nın bakışları benim üzerimdeydi ve ne zaman ona dönsem gülümseyip durdu. Onun adına üzülmeye dahi başlayabilirdim, çünkü onu sevmem imkansız bir olaydı. Ders bittikten hemen sonra pratik odasında bir köşeye geçip oturdum. Yanımda bir hareketlenme hissettiğimde burnuma dolan şekerli parfüm sebebiyle kimin geldiğini çok iyi biliyordum.

"Jimin-ah~." Galiba başlıyorduk.

"Hyuna?" İki yandan topladığı saçlarında ellerini gezdirip gülümsedi.

"Bugün dışarı çıkmak ister misin?" Gerçekten avına atılan bir aslana benzediğini biliyor muydu?

"Üzgünüm, Yoongi'yle buluşacağım." Ona karşı açık olmam gerekiyordu. Evet, bi arkadaş olarak çok iyi bir kadındı ama asla sevgilim olmayacağını canı acısa dahi anlaması gerekiyordu. Sözlerime karşılık yüzünü buruşturdu.

"Seni hak etmeyen bir adam için bu kadar çabalaman çok saçma Jimin. Daha sana seni sevdiğini bile söylememişken kıskançlık yapacak kadar saçma bir adam Yoongi." Kaşlarım çatıldı söylediklerine karşılık.

"Yoongi'yle aramda olanlar seni ilgiendirmiyor Hyuna. Kaldı ki beni hak edip etmediğine karar vermek bana kalmış bir şey. Yoongi'ye aşık olduğumu bile bile bana yaklaşmaya çalışarak saçmalayan sensin." Ona kızdığımın farkında olmasına rağmen kıkırdamaya başladı. Elbette ki beni ciddiye almaması daha çok sinirlenmemi sağlamıştı.

"Tanrım, üzgünüm fazla şirin görünüyordun. Ona aşıksan ne olmuş? Sevgili olmadığınızı biliyorum, bu çabalamak için bana yeter de artar. Ne olacağını bilemeyiz Jimin-ah. Belki de Yoongi'nin cesaretsiz tavırlarından sıkılıp kendine cesur bir kız arkadaş istersin?" Cidden... Onunla konuşmarak baş etmek imkansıza yakın bir durumdu. Kendinden öyle emindi ki ne dersem diyeyim vazgeçmeyecek gibi görünüyordu.

"Bu olmayacak. Üç yıldır aşığım ben Yoongi'ye. Öylece bırakabileceğim kadar kısa bir süre değil." Laflarıma karşılık omuz silktiğinde gözlerimi devirdim. Ayaklanıp çantamı omzuma astıktan sonra arkamdan el sallayan kıza karşılık vermeden çıktım pratik odasından. Çıkar çıkmaz elim telefona gitti. Bir an önce Yoongi'yi arayıp yanına gitmek istiyordum. Kampüsteki çimlerin üstüne yerleşip numarasını tuşladım. İkinci çalışında telefon açılmıştı.

"Jimin..." Yorgun sesi kulaklarıma dolduğunda kendimi parçalamak istedim. Benim yüzümden uyuyamamıştı kesin.

"Yanına gelebilir miyim?" Aynı sakinlikle ona cevap verdiğimde bir hışırtı duyduğum telefondan. Bunca senedir onu tanıyan biri olarak tahminen uzanıyordu ve sorduğum soruyla birlikte oturur bir hal almıştı.

Yellow / Yoonmin - Kısa Süreliğine AskıdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin