Medyadaki şarkı yazarken denk geldi ve aslında uyduğunu fark edip ekledim. Okurken dinleyebilirsiniz.
Keyifli okumalar dilerim.
&&&
Şoför koltuğuna binmek için arabanın etrafından dönen adamı izlerken düşünüyordum. Adamın biri tarafından arabanın içine mi atılmıştım az önce? Evet, gerçekten bu adam beni bir eşya; hayır, direkt olarak bir çanta gibi arabasının yolcu koltuğuna fırlatmıştı. Ben ve şaşkınlığım da buna izin vermiştik ve bunu düşündükçe kendime olan kızgınlığım katlanıyordu.
Koltuğuna yerleşen adamın safirleri benim kahvelerime değmezken inatla onları görmeye çalıştım. Orada görmem gereken duygular olmalıydı yoksa bu adama çok fena patlayacaktım.
"Sen az önce beni arabana mı fırlattın?"
Bana dönüp sinirli bir gülüşle karşılık verdi ters bakışlarıma.
"Önemli olan bu mu şimdi?"
Elbette önemliydi. Başka ne olmalıydı?
Bunu onaylayacak biçimde başımı aşağı yukarı sallarken "Benim için önemli." dedim.
Elini direksiyona vurup " Ablamla hakkımızda sik sik konuşman da benim için önemli." diye bağırdı. Küfretmesine sinirlenmiş olsam da o sakinleşene kadar bununla ilgili herhangi bir yorum yapmamaya karar verdim.
"Zaten hakkımızda belli bir ön yargısı vardı. Ben sadece bununla biraz eğlendim. Düşündüklerini inkar etsem bile bir şey değişmeyeceğini biliyordum nasılsa. Neden bu kadar abartıyorsun, dostum?" dedim mağrur bir tavırla.
Açıklamamı dinlerken son ana kadar yüzünde mimik oynamamasına rağmen konuşmamı bitirdiğim anda yakama yapışıp beni kendisine çekti. Artık alınlarımız birbirine değiyordu.
"Erkeğim'e ne oldu, siktiğimin eğlence düşkünü? Böyle mi eğleniyorsun sen? Ne çeşit bir psikopatsın?"
O öfkeyle konuştukça nefesi dudaklarımı yalıyordu ve öfkesi yüzünden bu soluklar sertleşip serileşmişti. Bu da beni aynı öfkeye bürünmem konusunda tetiklemeye başlamıştı ya da başka bir konuda.
Nefesindeki nane kokusu burnumu okşayınca gülümsedim. Nane aromalı şeker ya da sakız yüzünden olmalıydı ve ben naneden nefret ederdim.
"Erkeğim, kelimesi mi seni böyle çileden çıkardı?" Tişörtümün yakasını sıkı sıkı kavrayan ellerini tutup zorlukla indirdim yakamdan. Bunu yaparken bakışlarımı bir an olsun çekmemiştim onun gözlerinden. Şu an bir üstünlük oyunu oynuyorduk ve bakışlarını ilk kaçıran kaybedecekti.
"Benden tiksiniyor olmalısın ama biliyor musun; ben de naneden tiksinirim."
Cansız okyanuslarında tek tek ortaya çıkan her canlı belirtisini birer birer keşfetmeye başladım. Önce şaşkınlık geldi sonraysa farkındalık ve devamındaysa belli belirsiz bir utançla beraber okyanuslarını sakladı benden. Ben kazanmıştım. Bu şaşırtıcı değildi çünkü her zaman böyle olurdu.
"Olsun," dedim gri gömleğinin yakalarından kavrayıp bu kez ben onu kendime doğru çekerken. "bunu erkeğimden tatmak o kadar da tiksindirici olmayacaktır benim için."
"Ne saçmalı-" Konuşmasına izin vermeden uzanıp dudaklarımla dudaklarını kavradım ve hırsla öpmeye başladım. O tepkisiz bir şaşkınlıkla bana karşılık vermez veya beni itmekle ilgili herhangi bir girişimde bulunmazken ben, yakalarındaki ellerimden birini ensesine kaydırıp onu daha fazla kendime çektim. Diğer elimle onun havada asılı kalmış elini de tutup onun beline götürdüm. Şaşkınlığının beklediğimden uzun sürmesi beni daha fazla eğlendiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abis (BL)
Romance+18 ögeler içermektedir. ~ Unutamamış gözlerinin sıcaklığını Hâlâ bakıyorlar ruhunun diplerine Sarar gibi bakışları yaralarını Akıyor şefkatleri ruhunun göğünden Arıyormuş ya meğer yıllardır Kanar olmuş yaraları örttüğü yerlerden Oysa görünmezlerse...