ömrümü yedin jisung

167 19 4
                                    

Hyunjin'in dedesinin yazlığına gitmeden önceki gece herkes hazırlığını yapmıştı. Sekiz kişi bir plana dahil olurken sekiz ayrı düşünce ve sekiz ayrı yaşantının bir araya gelecek olması farklı bir deneyime sebep olacaktı ve herkes bunun farkındaydı. Öte yandan hepsinin de şu an çalkantılı bir dönemiydi şans eseri. Mesela Minho grupta geleceğini söyledikten sonra Jisung'a gitmesek mi diye tutturmuştu. Bunun nedenini anlamayan Jisung da ufak sevimliliklerle abisini tavlamış, gitmeye ikna etmişti.

Şimdi gitmelerine birkaç saat kala Jisung sırt çantasına daha fazla ne koyabilirim diye düşünüyordu.

"Sence buna ihtiyacımız olur mu?"

Jisung elindeki cetveli yatağında oturan Hyunjin'e doğru kaldırdığında Hyunjin telefondaki bakışlarını kaldırıp arkadaşına baktı ve hazırlanmayı erken bitirip geldiği arkadaşının Jisung olmasına içinden lanet etti.

"Onu ne yapacaksın tam olarak? Neyi ölçeceğiz Jisung?"

Sonlara doğru imalı bir şekilde güldüğünde Jisung kahkaha atıp cetvelini masaya geri bıraktı. Bence bir yere gidiyorsa bütün odasını sırtlayabilme gibi bir yeteneği olmalıydı. Her şey ihtiyaç gibi geliyordu. Şu an çantasına aldıklarının da çoğunu kullanmayacaktı ama gerekliydi işte.

"Ne bileyim ben belki işimize yarardı."

"Yavrum cetvele ihtiyacımız evde olursa orada da buluruz. Kondom koydun mu çantana sen onu söyle."

Sonlara doğru yine imasını ihmal etmediğinden Jisung uzanıp yatağın kenarındaki yastığı ona fırlattı. Anne babası evde değildi ama yerin kulağı vardı. Birisi duyabilirdi.

"Ben gerçekten Jeongin ile aynı odada mı yatacağım?"

Sanki bu imkansız bir şeymiş gibi Hyunjin'den onay almak için bir kere daha sorduğunda arkadaşı bıkkınlıkla kendini yatağa bıraktı.

"Bir an önce ikinizi aynı odaya kilitlesem de sen de rahat etsen ben de."

Hemen sonrasında tamamen drama sevdiği için tişörtünün yakasından tutup çekiştirdi. "Ömrümü yedin Jisung."

Jisung bir an arkadaşının ciddi olup olmadığını anlamak için durup yüzüne baktığında Hyunjin alamadığı tepkiyle arkadaşına baktı. "Şaka yavrum şaka. Merak etme ben bir yolunu bulacağım. Felix'i de kendi yanıma çekerim. Seungmin'i bahçeye bağlayacağım köpek niyetine, yabancı birisi gelirse korusun bizi."

Lafı yine eski sevgilisine getirdiğinde Jisung gülerek siz iflah olmazsınız dercesine başını iki yana salladı. İkilinin yeniden bir araya gelmesini en çok isteyenlerden biriydi. Lise zamanlarında aşka inanması bu ikili sayesinde gerçekleşmişti.

"İki gün boyunca sizin kedi köpek gibi birbirinize sataşmalarınızı izlemek güzel olacak, terapi terapi."

Minho kapıyı açıp içeri girdiğinde Hyunjin hemen toparlandı. Aslında yatar pozisyonda olması çok da önemli değildi ama saygıdan. Minho otoriter birisi değildi, sadece küçükler onlara saygı duyuyordu.

"Hâlâ gelmemek için bir istekte bulunmaya şansım var mı?"

"Hyung darp edilmek istiyorsun sanırım."

Geçen gün Minho'nun kendisine söylemiş olduğu şeyi onun üzerinde kullanırken Minho'nun kıstığı bakışlarıyla ona sataşmaması gerektiğini anlayıp teslim olurcasına ellerini kaldırdı. "Ne zaman gidiyoruz Chan hyung yazmadı mı sana?"

Konuyu değiştirdiğinde aslında kaçmaya çalışıyordu ama Minho'nun yarasına tuz basmıştı da haberi yoktu.

Ayakta dikilirken omzunu silkip umursamıyor imajı çizmeye çalıştı. "Bekçisi miyim ben, sığacağımız bir minibüs aramakla meşguldür."

latte macchiato [jeongsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin