2. Bölüm

4 3 1
                                    

Çalan alarmın sesiyle gözlerimi zorda olsa aralamayı başarmıştım. Kalkıp hemen Feride hanımın biricik oğluna kahvaltı hazırlamam gerekiyordu. Gözlerimi ovuşturarak saate baktım. NEEE SAAT 06.30'MU. Kırılacakmış gibi açılan kapıdan dolayı olduğum yerde sıçradım. Daha ne olduğunu anlamadan saçlarıma yapışıp beni yatağımdan yere attı.

"Seni tembel seni. Senin yüzünden oğlum aç aç işe gidecekti. Allah belanı versin. Oğluma kurban ol" aldığım darbelerden dolayı gözlerim kapanacak raddeye gelmişti. Sırf yarım saat geç kalkmışım diye bayılacak kadar dayak yemem hakmı?

Kardeşlerim uyanmasın diye çığlıklarımı bile içime gömüyordum ama benimkide candı en son dayanamayıp bir çığlık firar etti dudaklarımın arasından. Attığım çığlık üzerine odaya biricik oğlu olan üvey abim gelmişti. Sertçe bileğimden tutup odanın dışına çıkardı.

"Defol git burdan, bir kaç gün sonra seni dayımlardan alacağım"

"Annem birşey derse"dedim titreyen sesimle.

"Hatırlatırsam bu evde anneme sözü geçen tek kişi benim"dedi yüzünde beliren pis bir sırıtış ile.

Fazla vakit kaybetmeden çantama bir kaç parça eşya ve kitaplarımı koyup komidinin üzürenide duran telofonumu aldığım gibi kapıya doğru ilerliyordumki mutfaktan gelen sesler adımlarımı kesti.

"Ne diye dayına gönderiyorsunki burda yediği lokma yetmiyormuş gibi birde ordakilerinimi silip süpürsün" dedikleriyle kalbime bir ok saplanmıştı sanki. Gözü doymayan kimdi? Sırf zenginlik uğruna babamla evlenmek için kocasından boşanmamışmıydı bu kadın? Oğlu için bir kuruşa bile kıyamayıp evdeki hizmetlileri işten çıkarmamışmıydı. Üstelik babamın karşısına geçip 'benle Melek yaparız işleri ne gerek var. Hem zaten hizmetçi olsada Melek bir dakika durmuyor ki. En azından kıza ayak bağı olmazlar' dememişmiydi.

Gözlerim dolu bir şekilde gerisini dinlemeden kendimi atar gibi evden dışarı fırladım. Uzaklaştığımda çıkmadan aceleyle başıma doladığım şalı hırsla çektim. Gece karası siyah saçlarım omuzlarıma dökülürken bir çığlık firar etti dudaklarımın arasından.


                                           🌕

"Mina ben artık dayanamıyorum. Hak mı yarım saat geç kalktım diye bu yaptıkları?"

"Ne desem boş. Benimde senden farkım yok ki. Bu adam yüzünden az kalsın ateist olacaktım. İyki Sümeyye abisiyle konuşmamı sağladı da gerçek islamın ne olduğunu az çok öğrendim"

"Kolun çok kötü omluş" bunu dememle bir an karşısındaki sehpanın üzerinde duran seccadeye kaydı gözleri. Belli belirsiz dolan gözlerini kırpıştırıp cevap verdi.

"Dün seccadeyi biraz yamuk serdim diye seccadeyle dövdü. Kafamı korurken kolumdan çok darbe aldım"

"Bu arada Sümeyye kim?" Diye sordum çünkü Minanın konuştuğu kişiler sayılı kişilerdi ve dayımın da heberi olurdu.  Arkadaşının abisi ile konuşması beni şaşırtmıştı.

"Üniversiteden arkadaşım yeni yeni samimi olduk durumumdan az çok haberdar. Anlattığım şeylere şaşırmıştı gerçek islam bu kadar katı değil demişti ve beni abisine yönlendirdi. Melek biliyormusun islam o kadar güzel bir dinki bizim ailelerimiz bize çok farklı anlatmış. Abisi bana birkaç şey anlattı kendimi çok huzurlu hissettim"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 05 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kahvelerin KehribarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin