2.BÖLÜM

9 1 0
                                    

İzmir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İzmir

"Teşekkür ederim beyefendi," dedim bir yandan Ata'nın uzattığı elinden tutup arabadan inerken. Kıkırtımla birlikte herkes kısa bir kahkaha attı. İki hafta önce izlemeye gittiğimiz sinemadaki filmin bir repliğini tekrarlamıştım. Ben bir tık dalga geçer gibi olmuştum ama Ata sevmişe benziyordu.

"Teşekkür etmenize gerek yok hanımefendi." dediğinde daha uzun süreli bir kahkaha sarmıştı ortamı. Yanlış söylemişti ama olabilirdi. İki hafta önceki repliği hatırlamasını beklemiyordum. Zaten ben de ilk kısmını hatırlıyordum. Hatırlamadığım için ben de etraf susunca bir şeyler salladım.

"Teşekküre sizinle konuşabilmem için gerek var beyefendi..."

Açık söylüyorum bayağı attın Kardelen.

İki saniyede aklıma ne gelebilir sence.

Daha mantıklı bir şeyler beklerdim.

Sen sanki çok mantıklısın da...

Ata bir adım geri çıkınca mecbur ben de elim onda olduğu için ilerledim. Alkış sesleri geliyordu. Arkam dönük olduğu için kimin alkışladığını göremiyordum. Döndüğümde Atalay'ın "Harika salladınız." dediğini duydum. "Mükemmeldi."

"Harbi iyi salladınız Kardel'im."

"Ben bu iki kişinin oynadığı tiyatroya bilet almak istiyorum." Tabii ki Eslem ve Atalay'dan farklı bir fikre sahipti Gizem.

"Hayranlarımızla bir kare paylaşalım mı hanımefendi?" Yine kıkırdadım, kendimi toparlayınca cevap verdim. "Olabilir," dedim ama sonra söylemeyi unuttuğum bir kelimeyi ekledim. "Beyefendi."

"Bir an için unuttu sanmıştım..." Kısık sesle konuşan Atalay'ı duyduğumda kıkırdadım. "Bir an gerçekten unutmuştum ama."

"Buraya bakın bakalım." diyen Ata'ya baktım. Gerçekten fotoğraf çekiyordu. Beraber geldiğimiz her macerada en az bir iki fotoğraf çekinirdik. Ve bizim çetenin, sadece bütün üyelerinin bulunduğu fotoğrafları, hepimizin adına açtığı hesaptan paylaşırdı, Ata.

Ata'nın telefonuna baktım. Gizem, bir elini işaret ve orta parmağı açık olacak şekilde havaya kaldırmış diğer eliyle de çantasını tutuyordu. Eslem ve Atalay normal normal poz verirken ben de arkamdaki arabaya yaslandım. Ata'da çeken kişi olduğu için pozu zaten hazırdı.

Ata fotoğrafı çekip pozunu bozduğunda "Gruba atıyorum isteyen alsın." dedi. Ben de arabanın kapısını açıp telefonumu aldım. Bir süre çantamla bakıştım. Çantamı alsa mıydım, almasa mıydım? Alsaydım bana yük olur muydu? Almasaydım telefonumu nereye koyardım? Almasam daha iyiydi sanki. Telefon benim elime bile büyük ihtimalle geçmeyecekti Gizem ve Ata yayın açacağı için. Elime geçse bile Gizem'in çantası vardı, ona koydururdum.

Arabanın kapısını kapattım ve birkaç adım attım. "Arabanın içerisinden bir şey alacaksanız alın, kilitleyeceğim." Atalay'ın sorusuna "Ben aldım." diye cevap verdim.

KARDELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin