Tanıtım

149 36 20
                                    

Beğenmeyi unutmayın ✨

Gerçekler gün yüzüne çıktığında, insanların saklayacak bir şeyi kalmadığında bir huzur kaplardı her tarafı.

Hiçbir sırrı olmayan var mıydı şu hayatta?
Sanmam.

Hepimizin sırrı vardı elbet ama nereye kadar saklı kalırdı?
İşte bu muamma.

Karşımda oturmuş kibar bir şekilde yemeğini yiyen adamın bana ihanetini buraya gelmeden dakikalar önce öğrenmiş ve bunu bekliyor gibi davranmıştım ama hayır beklemiyordum.
Hem de hiç.

Başını hafifçe kaldırıp bana baktı o gözlerde yanlız sevgi gördüğümü sanardım meğer yanılmışım, ne büyük aptallık ama..

Hiç bir insana güvenmemeniz için binlerce neden varken güvendiniz mi?
Ben güvendim.
Siz güvenmeyin sonu benimki gibi olur, koca bir hayal kırıklığı...

Babamın ölümünden sonra SEGG Birliğine üye olmak zorunda kalmıştım. Amcamın babamın ölümünden sonra koltuğa geçmesi planlarım dahilinde değildi.
Lakin babamın son isteği yerine benim geçip Birliği yönetmemdi bu yüzden Birlik üyeleri amcamdan çok bana itaat etsede yetki amcamındı..
İngiltere'deki eğitim hayatımı bırakıp sadece babamı kimin öldürdüğünü bulmak için gelmiştim bulup öldürecektim.
Hepsi bu.
Ama şu an karşımda yemek yiyen adam buna engel olmuştu.
Bütün Birlik üyeleri onun yaptığını söylediysede kanıt olmadan birini öldürmek istememiştim. O an öldürseymişim keşke, başımı bu kadar ağrıtmaya değmezmiş.

Hayır kanıt bulamamıştım ama bu gece onu öldürecektim.

Öldürecek ve Cem'in ikazlarından Birliğin adeta beni dahi öldürebilecek kadar insana zarar öfkesinden kurtulacaktım.

Kulağımdaki kulaklıktan her iki dakika da bir neden hala onu oldürmediğimi söyleyip duruyorlardı onları daha fazla dinleyecek tahammülüm kalmayınca elimi saçımı düzeltiyor gibi yapıp küçük bir dokunuş ile kulaklığı kapattım.
Sesiz ve sakin bir şekilde işimi halledecek ve çıkıp gidecektim.
Bu kadar basit..

Kaan ayağa kalkıp beni dansa kaldırmak için elini uzatınca eline elimi bırakmış ve yavaş adımlarla piste yürürken buldum kendimi.

Kahretsin yine ona kapıldım mı?

Ellerini belime doladığında ben de boynuna dolmıştım.

Bir kaç dakika hafif ritimde dans ettiğimiz esnada Kaan benden bir adım uzaklasıp elini ceketinin cebine koyarak bir kutu çıkarırken aynı esnada ben de göğsüme sakladığım silahı çıkarmıştım; ne yapayım belimde olsaydı dans sırasında far ederdi, neyse.
Gülen gözleri elimdeki silahı görunce afalamıştı fakat asıl şaşkınlığı gözlerim ona sunmuştu.
Kutuyu elinden düşürdüğünde içinden bir yüzük gözüme çarpan detaydı. Evlilik teklifi?

Acaba normalde bir madde filan mı kullanıyordu? Bir insan neden ihanete uğrattığı birine evilik teklifi eder ki?
Gözlerini gözlerime dikip soran gözlerle baktı.
Konuşursa kıyamamaktan korkup hemen silahı göğsüne tuttum.
Aramızda bir adım mesafe vardı. İstese elimden alırdı silahı fakat yapmadı, yapamadı.

Silahın emniyetini açtım, derin bir nefes alıp ateş ettim.
Son duyduğum" neden"diyen bir Kaan Çağlayan'dı.

Ben Ekim Evgin....

Elimle kulağımdaki kulaklığı aktif hale getirdim "etrafı temizleyin"sesim bana bile çok duygusuz gelmişti. Bazen gerçekten duygusuz bir insan olmak isterken bazen de olmaktan korkuyordum.

Restorandan çıktığım an görmeyi beklediğim kişi tam karşımdaydı;
Cem Çakan . Nişanlım, pardon eski nişanlım; şuan ki tek destekçim ve korkmam gereken tek kişi. Ne garip değil mi, kötü bir oyun kurucuya aşık olmuş zavallı bir oyuncu misali...
Hayat zaten böyle değil miydi?
Kafası karışık halk gibi, karmaşık bir sinir sistemi gibi..
Ne olur bilinmez , neler olur öngörülmez....

Bir An'da her şey olabilir....
Büyük kaoslar , farklı ihanetler ,bilinmeyen sırlar ve diğerleri ✨✨

Bir AnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin