Beğenmeyi unutmayın ✨
Bir kağıt düşün sevgilim, verdim farzet sana;ilk ne yazardın ona?......
Eline kağıt verdiğiniz insanların çoğu farklı tepki verir . Kimisi kağıda çizim yapar,kimi yazı yazar,kimi katlayıp gemi yaparken kimiyse o kağıdı yakardı.
İnsan kendi karakteri dahilinde hareket ederdi , karakter yaşanılan olaylar karşısında verilen tepkiler ile olgunlaşan ya da çocuklaşan veya piskopat bir insan var edebilirdi.Acaba ben hangisiydim?
Karanlık depoda yürürken tek duyduğum topuklularımın tıkırtısıydı . Depo fazla sesiz ve sakindi, öyle olması için ekstra çaba sarf etmiştim . Hiç bir hataya yer bırakamazdım aksi takdirde hayatımdan olma ihtimalim bile vardı en önemlisi de SEGG Birliği arkasında iş çevirmiş ve bulunması gereken en önemli kişiyi onlardan bir plan ile kaçıran kişiyi yönetim için uygun görmezlerdi.
Nasıl görebilirlerdi ki daha iki yıl önce öldürülmüş olan yöneticilerinin katilini onlardan farkettirmeden almıştım oysaki onlar onu öldürdüğümü düşünüyordu.Çok zor bir plan olduğunu biliyordum ama Kaan'ı öldüremez hatta zarar dahi veremezdim. Evet ben henüz babamı öldürüp öldürmediği belli olmayan adama aşık olmuştum.
Onun için Cem' i ve kardeşimi bulma ihtimalimin en yüksek olan şeyi SEGG Birliğini karşıma almıştım. Aşk zayıflık değil aksine sendeki cesareti ortaya çıkaran etkendi . Ben de içimdeki cesareti ortaya çıkaracak bir adama babamın katili olma ihtimali taşıyan kişiye aşık olmuştum ; kader dedikleri şey ya çok garipti ya da ben kaybedecek bir şeyi olmayan insandım .
Sanırım ikinci ihtimal daha yüksekti.
Karşı taraftan gelen bir silüet girerken görüşaçıma hafifçe tebessüm ettim.
Adımlarımı hızlandırarak ona ulaşmayı hedefliyor bir an önce ona sarılmak istiyordum .Aramızda bir adım kala "Büyük buluşmaya bizi de çağırsaydın, ya olmadı böyle "diyen alaycı ses beni durdurmaya yetti. Bir adım gerilerken sesin olduğu yöne baktım ve yanılmadığımı anladım , Cem tam karşımda piskopat bir sırıtışla bana bakıyordu.
"Ne diyeyim ki bu yaptığın çok absürt kaçtı Ekim "dedi sesinde zerre ciddiyet olmadan.
Gözlerimi kapattım , bu gerçekti biliyordum ama gecenin başından bu yana beklemiyordum.
Yanılmış olmayı ummuştum. Çağlayan 'ın bunu yaptığını ama son anda dahi olsa vazgeçip bana bir şekilde haber vereceğini ummuştum.Ne büyük bir hataydı;güven.
Gözlerim Çağlayan 'ın gözlerini bulunca en derine baktım , bir pişmanlık aradım ve buldum , ne kadar küçük de olsa bir pişmanlık pıhtısı buldum. Başımı daha da dikleştirip" Hoşgeldin Cem"dedim bana bahşettiği alaycılıkla.
"Hoş buldum derdim de.."diyip baş ve işaret parmağını birleştirip ses çıkarınca yerlerinden çıkan SEGG üyelerini göstererek "hoş bulduk demem gerek "dedi , gözleriyle ne tepki vereceğimi ölçmek ister gibi bana bakarken.Hiç bir tepki vermedim , sadece Çağlayan 'a baktım . Şu an sadece düşündüğüm neden bana gelmediğiydi . Neden Cem tarafından tehdit edilirken bana gelip söylememişti?
Güvenmemiş miydi bana, ben o kadar güvenirken ona?
Cem eliyle beni gösterip "Alın sevgili yöneticinizi bu gece baya yordu bizi"dedi ,sesi hüzün ve bıkkınlık içeriyordu.
Hadi bıkkın olmasını anlarım ama neden hüzünlü gelmişti bana ?
SEGG üyeleri bana yönelmek yerine yerinden dahi kıpırdamayınca Cem "Ne duruyorsunuz?"dedi verdiği emri neden uygulamadıklarını sorgulayarak.
Kollarımı göğsümde bağladım ve" Alın şunu!"diye resmen bağırdım.Cem' in gözleri ok gibi bana dönerken şaşkındı .
Ne olduğunu anlamadığı her halinden belli oluyordu , aynı esnada şaşkın olan bir adet Kaan Çağlayan da bana bakıyordu.
İkisini de şaşırtmıştı yaptığım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir An
عشوائيBir anda herşey olabilirdi öyle değil mi? Sevdiğin adamı öldürmekde buna dahil miydi peki? Onu sevmiştim onunun için çabalamış herkesi haksız saymıştım. Evet ihanet etmişti ama herkesin emin olduğu konuda değil.... Banaydı ihaneti, banaydı anlayama...