Aslı'dan
Sabah gözlerimi kurduğum alarm sesiyle açtım,alarmın sesi gerçekten çok kötü,bunu en kısa sürede değişicem,unutma bunu Aslı.
Saat 7;40-dı nasıl yani alarmım mı bozuk?Yirmi dakika erken uyanmışım...Allah Allah neyse,telefonun kafasına taş düşmüş galiba.Gerizekalı alarm,bu kadar erken niye uyandırdın beni?
Telefonun sesini açıp ayağa kalkdım,şarja da takdığım gibi dolabıma ilerledim.Okul uniforma'sı giyinmek zorunda değildim.Amerikada böyle bir zorunluluk yok,Türkiye gibi değil yani.
Siyah paçalı bir pantolon,üzerinden de beyaz ince bir T-shirt giyindim,ama kolları uzun.O nasıl oluyor diye sormayın.Kısa yerden yüksek ayakkabılarımı da giyinip,saçımı açık bırakdım.İlk güne göre iyi bence.
Dolabı toparlandım,sonra da odanın kapısına uzanacakken kapı tıklatıldı.
"Kim?" diye sorduğum an, "Benim Aslı hanım,Alperen." Yani görevlim,iyi bari aramın iyi olduğu bir korumayı görevlendirmiş babam, minnetarım gerçekten."Gel Alperen." Dediğim an kapı yavaşça açıldı ve içeriye girdi,önümde baş selamı verdiğinde gülümsedim ve bende karşılık verdim.Odayı süzdü sonra da bakışlarını bana çevirdi,"Babanız yirmi dakika sonra çıkın,okula gitmelisiniz dedi Aslı hanım." Burukça gülümsedim ve kafamı olumlu anlamda salladım,bakalım günüm nasıl geçecek?
"Bana sadece Aslı de,beş dakikaya geliyorum." Diye yanıtladığımda beni onaylar bir biçimde gözlerini kapatıp açtı.
"Peki Aslı." dedi ve dışarı çıktı.Ben herkesle samimi olmayı severim,'hanım' denilmesini hiç bir zaman sevmedim sevmiyeceğim de.Telefomu şarjdan çıkardım ve aldığım gibi cebime tıkışdırdım.Son kez aynadan kemdime bakdım,sonra da çantamı da alıp dışarı çıkdım.
Merdivenlerden indim,salona geçtim.Maria önüme geçdiğinde duraksadım,o evin çalışanı hem de benim bir nevi arkadaşımdı denile bilir,6 yılda çok alışmıştık bir-birimize.
"Günaydın Maria,iyi misin?N'oldu?" Sorduğum sorularla yavaşça gülümsedi ve o da her kes gibi baş selamı verdi,"Günaydın Aslı, yemek yemiyecek misin?" Soruma soruyla cevap verdiğinde bakışlarımı yere indirdim."Hayır,okula gecikirim,size iyi günler." Dedim ve hemen dışarıya koşar adımlarla çıktım.Arkamdan bağırışını duyduğum an aptalca güldüm,"SANADA DERSLERİNDE BAŞARILAR!" şapşal...
Alperen arabanın kapısını benim için açtı ve bende arabaya bindim.Kapıyı kapatıp sürücü koltuğuna geçti, ardından da arabayı çalıştırdığı gibi navigasyonla üniversiteye sürmeye başladı.Biraz gergindim gerçi ama bunu yansıtmamaya çalışıyordum.Görevliler de benim yüzümden tedirgin olmasın diye.Zaten Alperen en küçük rahatsızlığımda hemen ya abime ya da babama haber veriyordu.
Pencereden dışarıyı izlemeye başladım...
******************************
Okula varmıştık.Üç katlı,hayır sanırım dört katlı kocaman bahçesi olan beyaz renkte bir binaydı.Ama çok hoş görünüyordu.Umarım içindeki insanlar da bu okul gibi güzeldir.
Sürücü koltuğuna döndüm,Alperen arabayı durdurdu.Sonra da bana döndü "Geldik." Dediğinde kafamı olumlu anlamda salladım ve arabadan indim,zaten Alperen de arabayı park etmeye gitmişti indiğim an.
Dışarıyı süzdüm ve yavaşça binaya dahil oldum.Kapıda öğretmenler beni karşıladığına baş selamı verdim,
"Aslı Parlak?" Adımı söylediklerinde hoşnut bir gülüş sundum, "Evet benim,sınıfım nerede acaba?" hoca hemen eliyle gelememi işaret ettiğinde peşinden adımladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özür Dilerim
ChickLitHayatımı sonsuzluğa sürükledikden sonra 'özür dilerim' diyemezsin!