Cehennemine Hoşgeldin

310 68 28
                                    

' Benim rengim beyazdı,ne ara siyah oldu?Tenim canlıydı,ne ara soldu?Gözlerim de ışık vardı,ne ara söndü?Mutluydum ben her şeye rağmen,kim ne ara hayatıma mutsuzluğu soktu?Neşeliydi şarkılarım,acı yoktu gülüşlerimde,hüzün yoktu gözlerimde.Zaman mı yaptı bunu bize?Yoksa,biz mi kıydık kendimize? '

*** Perdenin arkasından zorlukla içeriye girmeye çalışan güneş ışıklarının gözlerime vurmasıyla göz kapaklarımı araladım.Uzun zamandır yattığım yastıkların aksine yumuşacık olan bu yastığa biraz daha sarıldım,uyanmak istemiyordum.Gözlerimi güne lanet ederek değil de umutla açmak istiyordum.Ama olmuyordu uyuyup uyanınca hiçbir şey geçmiyordu.Tabi üzgün olduğumuzda yavaş,mutlu olduğumuzda hızla akıp gitmeye devam eden zaman dışında.Yatakta bir iki defa daha döndükten sonra uykumun kaçtığını anladım.Ve gözlerimi açarak lanet bir güne daha merhaba dedim.Kafamı yastıktan kaldırmamla başıma saplanan acıdan kafam yastıkla yeniden buluştu.Ama bu acı?Tabi ya o psikopat adam.Neydi o manyağın adı?Araf mıydı yok ya Ali miydi acaba yok yok Alide değildi neydi ya Aras hıhh evet Aras'tı.Kas yığını o hayvana Aras Bey diye seslenmişti.Ama yerine oturmayan bir şeyler vardı. Ben bu odaya nasıl gelmiştim?Bana ne olmuştu?En son kas yığının sözlerinden sonra o manyakla bakışlarımız buluşmuştu,sonrasında ise uğultu boşluğu beraberinde getirmişti.Bacaklarım beni taşıyamayacak hale geldiğinde kendimi bırakmıştım ama vücudum sert zeminle değil de yağmur sonrası toprak misali kokan Aras'ın güçlü kollarıyla buluşmuştu.Kulağıma bir şeyler fısıldamıştı. Oyundan filan bahsetmişti.Oyun bitmedi mi veya yanılmışım mı demişti?Of ne demişti bu manyak bana.Hadi kızım ecre çalıştır kafayı.

'O kadar darbeden sonra gerizekalı olmadıysan şu beyni de bir çalıştır Ecre pas tutmasın.' Bende tam iç ses nerde kaldı diyordum. 'Sen iste yeter ki ben hep buradayım.' Varlığın güven verdi iç ses gerçekten.Deli gibi kendimle konuşmayı kesip hafifçe yastıktan başımı kaldırdım.Düşün Ecre düşün.Hatırladım evet hah evet hatırladım.'İkimizde yanılmışız ufaklık.Asıl oyun şimdi başlıyor' diye fısıldamıştı kulağıma.

Ne oyunundan bahsediyor bu manyak?Takmış bir oyuna en sonunda götüreceğim bir parka oynasın çocuklarla yazık iki de bir oyun oyun diye söylenip duruyor.Acıdım valla.Of ne saçmalıyorum ben.Bunlar hep iç sesin yan etkileri.En son oyun başlıyor dediğinde sonucu şuan üzerimdeki kanlı beyaz gömleğimdi.Onun sadistçe gülüşleri,benim bir anlık cesaretle kasıklarına tekme atmam,çakının boğazımda bıraktığı o acı.Öleceğimi zannetmiştim.O anları hatırlayınca ellerim birden boğazıma gitti.Ama yaraya dokunamadım.Pansuman yapılmıştı galiba gazlı bez vardı.Ne yani adam bana acıyıp birde pansuman mı yapmıştı?Ama acıma duygusu onun gözlerinde görebileceğim son şeydi galiba.Her neyse önemli olan şuan da hayatta olmam.Buradan biran önce kurtulmam gerekiyordu ama nasıl?

Ayaklarımı yataktan sarkıtıp yavaşça kalktım.Malum başımı yastıktan aniden kaldırınca geri eski yeriyle buluşmuştu açıkçası yataktan da aniden kalkıp sert zeminle buluşmak istemiyordum.Yavaş ve dikkatli adımlarla odanın içinde gezmeye başladım.Duvarlar bembeyazdı huzur veriyordu insana.Sonuçta beyaz hiçbir şeyi saklamazdı.Kimseyi kabullenmezdi.Bu yüzden masumdu ve huzur verirdi.Odanın tavanı ise siyahın en güzel tonuyla süslenmişti.Ama beyazın masumluğunun aksine siyah herkesin kusurunu örttüğü için kötüydü.Çünkü tüm insanların kötülüklerini barındırıyordu.Tavanın en güzel yönü ise sanki bu siyahlığa inat ihtişamı ile parlayan ayın ve yıldızların ta kendisiydi.İnsanın uykusu bile gelmese yatağa yatıp,buraya bakarak hayal kurabilirdi.

KIRIK RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin