'Duvarlar renkli olsa da karanlıkta ne görebilirsin ki?Bir köre rengi nasıl anlatabilirsin ki?'
***
Göğsümü daraltan ve nefesimi sınırlayan bir his vardı içimde.Gözlerimi hafif araladığımda güneş ışığının aniden yüzüme vurmasıyla homurdanarak sağ tarafa döndüm.Yere düşmemle ufak çaplı bir küfür savurdum,uyku filan kalmamıştı artık.Günüme küfür ederek başladığıma göre kesin mükemmel bir gün olurdu.Gözlerimi ovuşturarak güneş ışığına alışmaya çalıştım,sonunda gözlerimi tamamen açabildiğimde içimdeki kötü hissin sebebi yüzüme bir tokat misali vurdu.Gözlerimi kapatıp içimden 5'e kadar sayıp,açtım değişen bir şey yoktu.
Dün gece kaçmak yerine aptallık edip bebek sesi ile bu odaya gelmiştim.Ama ne yapayım bebek ağlamasına dayanamazdım ki ben ?Hem kim dayanabilirdi ki onların ağlamasına?Kucağımda melekler gibi uyuya kalmıştı.Siktir..Hemen etrafıma baktım bebek yoktu.Biran bebekle birlikte düştüm sandım.Kafama dank eden gerçekle koltuğa tekme attım.Lanet olsun bebek yanımda yoktu demek ki biri bizi uyurken gördü ve o psikopata haber verdi. 'İşte şimdi gerçekten sıçtın Ecre'
İç sesim bile bu sefer haklıydı. İçimdeki o kötü his galiba gelecek yıllarda bugünün ölüm yıl dönümüm olarak kutlanacak olmasındandı.Düştüğüm yerden yavaşça kalkıp,kalçamı ovuşturarak tekme attığım koltuğa oturdum.Kafamı iki elimin arasına alıp biraz sakinleşmeye çalıştım.
Şimdi Aras benim kaçmaya çalıştığımı biliyor muydu,evet.Aptal gibi kaçmak yerine bu odaya girip bebekle uyuya kaldığımı da öğrenmiş miydi,evet.Şu anda kafasında türlü işkence seçenekleri de kurmuş mudur,evet. '3 EVETLE ÖTEKİ DÜNYA'YA UĞURLUYORUZ SENİ ECRE.'
Geç son dalganı iç ses,1-2 saat sonraya bulamazsın benim gibi güzel bir kızın iç sesi olma fırsatını.Ben deli gibi kendi kendime konuşmaya daldığım için kapının açılmasıyla yerimden sıçradım.50-55 yaşlarında bir teyze elinde siyah bir poşetle içeri girdi.Tabi ben yerimden sıçrayınca kadında korkmuş olacak ki,mahcupça bakarak konuşmaya başladı;
"Kuzum kusura bakma kapıyı çaldım ama sen cevap vermeyince girdim bende."
Onun bu kadar içten konuşmasıyla tebessüm ederek,kafamı olumlu anlamda sallayarak devam etmesini bekler bir ifade ile ona bakmaya başladım.Odaya kendisi gelmişti,söyleyecek bir şeyi olması gerekmez miydi?Oda bakışlarımdan anlamış olacak ki,elindeki poşeti bana uzatıp;
"Beni Aras Bey gönderdi.Kendisi aşağıdaki oturma odasında sizi bekliyor.Bu poşetin içinde de temiz kıyafetler var.Kaç gündür buradasın yaraların olduğu için duş alamıyormuşsun en azından kıyafetlerini değiştirmek istersin diye düşündüm.Ben şimdi aşağıya iniyorum sende kıyafetlerini giydikten sonra Aras Beyin yanına git.Zira kendileri bekletilmekten hoşlanmaz "dedi.
"Ben onun aldığı hiçbir şeyi giymem"dedim. Gülümseyip elindeki mağaza poşetini koltuğa bıraktı ve odadan çıktı.
Bir de kıyafet gönderiyor,manyak bu adam ruh hastası.Asla ama asla onun aldığı kıyafetleri giymem.Koltuktaki mağaza poşetini yere fırlatarak tekrar koltuğa oturdum.Aslında gerçekten de üzerimdeki t-shirt ve pantolonumdaki kan izleri kötü gözüküyordu.Ama hayır giymeyecektim,onun aldığı bir şeye muhtaç değildim.Ayağa kalkıp küçük aynanın karşısına geçtim.Gerçekten de berbattan öteydim,bildiğin tipimle sınanıyordum.Gözlerimi altı şişmiş ve morarmaya başlamıştı,boynumdaki sargı hafifçe sıyırıp yaraya baktım.Yaranın durumu de benden farksızdı.Neredeyse düşmek üzere olan tokamla saçımı tekrar topladım,en azından biraz insana benzemiştim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK RUHLAR
Teen FictionEllerim titriyordu sanki biri beni boğuyor gibi hissediyordum.Pencere pervazında destek alıp ayakta kalmaya çalıştım.Ama ayaklarım beni taşıyamayacak bir hale gelmişlerdi.Dizlerimin üzerine çöküp başımı iki elimin arasına aldım.Kesinlikle bu duygu t...