Türk Kanı

306 8 8
                                    

Etrafımdaki sesleri yeni yeni duymaya başlamıştım ama ne kadar zorlarsam zorlayayım gözlerim sanki üzerlerinde bir baskı varmış gibi açılmıyordu. Boynumda ise tarif edilemez keskin bir ağrı vardı.

-Uyandı güzellik.

Gözlerim bir anda açıldı. Yüzüme doğru aniden  gelen parlak gün ışığını gözlerimi aldığı için kapatmak zorunda kalmıştım. Neredeydim ? Ne oluyordu?

-Gözlerini açabilirsin merak etme sandığın kadar kötü insanlar değiliz.

En sonunda gözlerimi açabildim . Karşımda siyah saçlı, kalın kaşlı , dişleri sararmış bir adam vardı. Çeneme dokununca kendimi geri çekmeye çalıştım ama ellerim bağlıydı.

-Siz kimsiniz ?

Korkuyordum . Sesim ne kadar korkumu gizlemeye çalışırsa çalışsın ayaklarım bağlı olmasa yere çöküp ağlayacak kadar korkuyordum.

-Abinle işi olan bir kaç kişi.
-Abim size ne yaptı.
-Fazla merak her zaman iyi değildir uyuyan güzel.

Dedikten sonra dışarıya çıktı. Abim mi ? O kimseye zarar vermezdi. Ama iyi insanlara zarar vermezdi. Operasyonda işkence ettirerek konuşturmaya çalıştığı bir adam olabilirdi ? Veya bir sürü masum cana kıymış bir terörist. O an gelen cesaretle bağırdım.

-Nereye gidiyorsun  ! Sen beni hangi hakla burada tutuyorsun?

-Artık susmayı düşünüyor musun?

Yanımda elleri ve ayakları aynen benim gibi bağlı olan adamları yeni fark etmiştim. Ancak onlar benden çok önce ayılmış ve bir süredir beni izliyor gibi gözüküyorlardı.

-Bağırmanız   pek bir işe yaramıyor gibi.

-Valla abi ben en çok teröriste hesap , hukuk sormasına güldüm.

Bu adam ağzını yayarak neye gülüyordu. Kaçırılmıştık biz!Hemde kim olduğu bilinmeyen it tipli adamlar tarafından.Bir kaç dakika sakinleşmeyi bekledikten sonra bu adamları daha dikkatli süzdüm. Hepsinin üzerinde askeri üste benzeyen kıyafetler vardı.

-Siz asker misiniz?

-Aynen o dediğinizden güzel hanımefendi.

Bu sarışın adam ne zmn kendini iplerden kurtarıp yanıma gelmişti.Nereye düşmüştüm ben ?

-Orada durup salak saçma insanlara çapkınlık yapacağına gel şuraya ellerimizi çöz Yiğit!

Salak saçma! Salak saçma! Kimdi  bu herif. Ben kendi kendime düşünürken adının Yiğit olduğunu öğrendiğim adam herkesi tek tek çözmeye başlamıştı. Ve görünüşe bakılırsa bir tek ben kalmıştım.Onlara bakarken hâlâ şüpheli tarafımı susturamıyordum . Ya beni kaçıranların yanıma soktuğu kişilerse ? Veya masum insanlar değillerse?

-Sen kimsinde bana salak saçma diyorsun  ! Hiç kimse sana bir kadınla nasıl konuşulması gerektiğini öğretmedi mi!

-Valla o kadar başımızın etini yedinki abla seninle ilgili şüphelerim olmaya başladı.

Daha konuşmamıştım bile aslında amacım onları konuşturup  acemilerse ağızlarından bir kaç laf almaktı. Bu sayede belki yanlarına gidip gidemeyeceğime karar verebilirdim.

-Siz batuşun kusuruna bakmayın hanımefendi gelinde sizi çözeyim.

-Ne şüphesi, siz kendinizi ne sanıyorsunuz?

-Çözme şunu Yiğit.Kendi kendine bağırarak ölsün. Hadi gelin .

Bunu demesiyle dört adam birlikte barbunyanın içindeki taneler gibi gitmeye başladılar

-Bırakmayın beni . Hani askerdiniz siz! Türk askeri kendi kanını taşıyanın saçının teline zarar gelmesine izin vermezdi!

-Abi ilk kez doğru laf etti .

Şu batuş mudur nedir onun bunları demesiyle sabahtan beri bana laf sokmaktan usanmayan ve adını bile bilmediğim adamın minik kafa hareketiyle sabahtan beri hiç konuşmayan hafif kumral adam gelip beni çözdü.

-Umarım koşma hızınız konuşma hızınızdan daha fazladır.

O bunları derken kapının açılma sesiyle dona kaldım.  biz kaçırılmıştık!Ben daha ne olduğunu anlayamadan bana laf sokup duran Mehmet tipli herif elinde bir tepsi yemekle gelen adamı içeriye alıp sessizce boynunu kırmıştı bile.

-Herkes temkinli olsun. Beş dakika içerisinde nöbet değişimleri olacak . O zamana kadar Kadir şerefsizi buradan gitmiş olur bizde onların arabalarına binip buradan toz oluruz.

Ne yapacaktık. Her şeyi şimdiden unutmuştum. Acaba benim gibi bir Allah'ın kulu var mı diye etrafıma baktığımda herkesin kafa sallayıp yavaş ve temkinli bir şekilde Mehmet tipli adamın peşinden gittiğini gördüm. Evet bunlar ya rollerine iyi çalışmış bir kaç gereksi piyondu yada cidden türk askeriydi."Ben bunlara barbunyanın içindeki taneler derken hata yapmamıştım." İçimdeki sesi susturamıyordum .O sırada Yiğit

-Biliyorum çok yakışıklıyım hanımefendi ama şuanda bunları düşünerek bana dalmanınız zamanı değil.

Ben daha ne münasebet bile diyemeden Yiğit bileğimden tutarak beni  götürmeye başlamıştı.

-Şimdi nöbet değişimi olacak . Yiğit içerdeki sandıktan bize beş silah al gel.

-Emredersiniz komutanım.

Mehmet bunların komutanımıydı ?

-Durmadan dalmayı kes Türk kızı. Yoksa buradan sadece cesedin çıkar.

Bunları söylemesiyle tüylerim diken diken olmuştu.

-Ben ne yapacağım

-Sen sadece Batuyu takip et.

Batuya yaptığı minik baş hareketiyle Batu'nun batuş olduğunu anlamıştım.
Hemen yanına dahada yanaştım. Ölme ihtimalim yüksekti sonuçta.

Nedenini anlamadığım bir şekilde Mehmet tipli önder barbunya buna sinirlenmiş duruyordu.

O sırada Yiğit silahları alıp yanımıza geldi. Mehmet sanki bunu bekliyormuş gibi hemen alarak seri adımlarla bulunduğumuz mekanın içindeki betondan ve daha çok içki şişelerinin bulunduğu bir yere geldik . Adını hala bilmediğim ama şu zamana kadar hiç bir kelime etmeyen son derece heybetli adam kapının önüne geçip Yiğit'ten susturucu olduğunu düşündüğüm şeyi aldı ve silahının ucuna taktı. Mehmet bir an kolunu göğsüme doğru koyup beni geri çekti .

-Sıçrayabilir.

Hemen dediğini yapıp kapıdan uzaklaştım.Ve cidden silahtan çıkan kurşun önce kapıdaki kilide ardındanda Yiğit'in kafasına geldi. Aslında minik bir sıyrık bırakarak yere düştü. Kulağıma gelen Yiğit'in lafıyla olaya tekrar geri döndüm

-Süleyman ah siktir . Şu sikik kurşunu kontrol etmeyi bilmiyor musun lan sen? Ölüyorum sanırım.

-Niye dibimde duruyorsun o zaman ?

-Kesinde önünüze bakın. Buradan çıkamazsak görürsünüz kim kimi sikiyor!

-Komutan sinirli .

Yiğit'in lafına karşı ağzımdan minik bir gülücük oluştu . Batu sanki salak mısın kızım sen diye bakınca anladım bir boka battığımı.

-Komik bir şey mi var?

-Hayır Mehmet komutanım.

Mehmet bana ürkütücü bir şekilde bakmaya başlayınca nasıl bir pot kırdığımı anlamıştım.

-Arabaya binmeyi ve gitmeyi düşünen var mı acaba ?

Süleyman bunu diyince hemen arabaya atladık. Direksiyonun başına Batu yanına da Mehmet geçince bende arka koltuğa oturdum. Ancak Süleyman denen herif o kadar cüsseliydi ki adam iki kişinin oturduğu yere anca sığıyordu. Ancak şuanda asıl problemimiz buradan çıkmaktı.

Tek ZaafımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin