~Jisung'un Anlatımıyla~
Rastgele ve köşede kıytıda kalmış bu saçma sapan bir mekandan bu gece çıkamayacağımız belliydi. Nasıl olacağı bilinmez abim beni bir şekilde bulacaktı ama. Orası kesindi.
Akşam olmuştu ancak hiçbirimiz bir ev bakmamış ve geceyi geçireceğimiz bir yer bulamamıştık. Dahası benim gibi arkadaşlarım da evlerinden kovulmuşlardı. Ama hiçbirimizin bu umrunda gibi değildi. Sokakta bile yatabilirdik gece. Çöpten yemek toplayabilirdik. Durumumuz vahimdi.
Ama şu an bunları düşünmek istemiyordum. Zaten şans yüzümüze öyle gülüyordu ki her seferinde bir şekilde işin içinden sıyrılmayı beceriyorduk biz aptallar olarak. Sadece her zaman yapabildiğim tek şeyi yapacaktım. Eğlenmek.
"Jisung baksana bak tavanda ördekler halay çekiyo." dedi Felix. Uzun sarı saçları gözünün önüne geliyordu. Dudakları içki içmekten dolayı kıpkırmızı olmuştu.
"Ne diyosun yaaa onlar ördek değil bir kere. Balina" dedi Hyunjin hala kafasına bir şişe daha dikerken.
"Aptallar, hayvanlar halay çekemez. Onların beyni yok." diye cevap verdim ciddi ciddi.
Açıkçası şu an ayık mı sarhoş mu olduğumu bilmiyordum. Çünkü her iki halimde birbirine benziyordu. Onlar kadar içmiştim ancak onlar mı çok sarhoştu ben mi biraz daha ayıktım emin değildim. Ben daha ayıktım büyük ihtimalle. Çünkü sürekli babamdan gizli içtiğim doğrudur.
"Sizin de hayvanlardan pek bir farkınız yok. Beyinsiz olduğunuzu varsayarsak." dedi Seungmin düşen gözlüğünü düzeltirken. Onun ayık olduğu kesindi. Geldiğimizden beri hiç içmemişti. Yani ben içtiğini görmedim.
"Siz bana bugün grupta konuştuğunuz hiçbir şeyi anlatmadınız. Üstüne beni geçiştirdiniz. Ben... si-zinle ko-nuş-mu-yo-rum"
Hepimiz bar sandalyelerinde otururken Felix sendeleye sendeleye ayağa kalkmış al al yanaklarıyla bu tatlılığının aksine çatık kaşları ile baş parmağını kaldırarak bize kızıyordu. Daha doğrusu kızmaya çalışıyordu. Çünkü çok komikti.
Ben ona gülünce bana sinirlendi ve gelip omzuma hissedilemeyecek kadar hafif vuruşlar sergiledi.
"Ne gülüyorsun sen bakıyım?"
"Komiksin çünkü." dedim hala gülürken.
"Değilim"
"Öylesin"
"Değilim"
"Öylesin"
"Değilim dedim sanaaa."
"Yeter artık bebeler. Size daha fazla katlanamayacağım." dedi Seungmin oturduğu yerden kalkarken.
Dedi dedi ama lafının arkasında bir dakika dahi duramadı. Zira Felix ile tartışmamız sürdü ve Felix geriye doğru savruldu sarhoşluğun etkisiyle. Böylelikle de arkasında uzun ve iri cüsseli bir adama çarptı. Adam milim kıpırdamadı ancak Felix 1.70 yere serildi.
Adam arkasını dönü ve yerdeki Felix'e baktı. Küçümseyici ve kısık gözleri bir insanı korkutmaya yetiyordu. Sarı saçlı oğlanı yerden yakasını tutarak kaldırdı. Kıyafetinin arka kısmı boynunu sıkmadan ötürü yaktığı için acıyla inledi Felix. Havada olduğundan ötürü ayakları yere değmediği için sudan çıkmış bir balık gibi çırpınıyordu.
Ben hala şaşkınlıkla onları seyrederken Seungmin adama doğru yürüyordu ki Hyunjin onu durdurdu ve deli cesaretiyle adamın yanına gelip elleri belinde konuştu.
"Bana bak hıyar. Hemen bırak benim Lix'imi. Onu kimse böyle hırpalayamaz." dedi zar zor çıkan sesiyle. Adam Felix'i bir kenara fırlatıp dikkatini Hyunjin'e verdi. Seungmin onun aptallığından dolayı kendi suratının tam ortasına bir şaplak geçirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Happy Fools//Minsung
Humor[devam ediyor] Aynı yaşta olan ve gereğinden fazla özgüvenli olan dört arkadaş aynı eve çıkmışlardır. Kendi ayakları üstünde durmaya çalışırlarken defalarca kez başlarına bela alırlar. "İşlerimi yapmak istemiyorum. Pişman değilim. Her gün partiye gi...