valla bisey yazcaktım unuttum neyse bayadir yoktum neyse suam varım 300 okumayı gecmis cok mutluyum bos yaptim başlıyorum(usendim biliyonuz mu) nası yazdıgımız unuttum aq bayadır yazmıyorjm
(Luffy'nin gözünden)
Zunesha çok büyük bir semtti. Buraya gelmeyi seviyordum çünkü bir sürü mağaza, sahil ve avm vardı. Trao ile ben biraz daha ormanımsı bir bölgede yaşıyorduk.
"Sonunda geldik Traoo" dedim heyecanlı bir şekilde. "Evet şimdi ne yapalım" diye sordu. "Bence bir avm ye gidip kıyafet bakalım sonuçta yaz geldi" dedim ve kafasını tamam anlamında salladı. "Ama şu Zunesha'nın en büyük avmsine gidelim" diye ekledim. "Peki ama o zaman 5-10 dakika daha yolumuz var" dedi.
"Neyse en azından trafik yok" diyip elime tekrardan telefonu aldım. İnstagram hesabıma bir sürü istek gelmişti. Hepsini red edip 24 takipçimin olduğu instagramı kapattım.
"Akşam ne yiyelim" diye sordum. "Bir sakin Luffy kahvaltıdan yeni kalktık" dedi böbürlenerek. "Nasıl yeni kalktık ya 2 saat oldu akşam olcak az sonra" dedim. "İyi peki Luffy'm ne istersen onu yeriz" dedi. Ay ben çok mu kabayım ya Trao hep beni alttan alıyor diye düşünürken " Ney düşünüyorsun bebeğim" dedi. Ayy kıpkırmızı oldum kesin bebeğim demesi çok hoşuma gidiyordu.
Ben aklımda bebeğim dediği anı canlandırıp duruyordum ama soru sorduğunu hatırladım ve "hiç öylesine gözüm dalmış" diyip geçiştirdim. "Kıpkırmızı olmuşsun" dedi sırıtarak. "Ayy dimi hava da çok sıcak bu aralar" dedim. "Bu arada akşam sen ne istiyorsan onu yiyelim hatta sen ne yapmak istersen onu yapalım bugün olur mu" diye sordum. Piç smile attı. "YA oha Trao'cum dün yaptık ya hani birtanem aradan bir zaman geçseydi" dedim yüksek başlayıp sakine inerek.
Gülüp "iyi peki akşam taco yiyelim mi" diye sordu. "AA evett güzel fikir" dedim aydınlanarak. "Geldik otoparka giriyorum şimdi" dedi bende yavaştan kemerimi çözdüm. "Trao şurda boş yer var bir kapmadan gidelim" dedim ve hılıca oraya sürdü. Başka biriside orayı kapmak için geliyordu ama biz kaptık. "İniyim mi" diye sordum ve kafasını evet anlamında salladı.
"İlk hangi mağazaya gidelim" diye sordu. "•Dress With Nami•'ye gidelim" dedim. "Tamam kaçıncı katta orası" diye sordu. "3. Kat" dedim karşılık olarak. "İyi hadi gidelim o zaman" dedi ve yürümeye başladık. Avm acayip büyük ve kalabalıktı. Bir sürü mağaza vardı. Trao'nun elini tuttum çünkü kaybolmaktan korktum. Anladı ki sıkıca tuttu beni.
Uzun katlar sonrasından mağazaya gelebildik. Bu mağaza acayip büyüktü ve her tarza uygun kıyafet vardı. "Bak atletli tişörtler o tarafta" diyerek eliyle işaret etti Trao. Hemen o reyona doğru hızlı adımlar attım. Fazlasıyla vardı burda. Elime bir tane alıp "bak bu sana çok yakışır Trao" diye havaya kaldırdım. "Bana sonra bakarız ilk başta sana alışveriş yapalım" dedi. Acaba beğenmedi mi bu atletli tişörtü.
"Beğenmedin mi bunu" diye sordum. "Hayırr çok beğendim ama ben çok olduğu için ilk sana alışveriş yapmak istedim yanlış anladın beni hatta bunu beğendiysen alalım" diyip kolunun üzerine attı tişörtü. "Peki nasıl istersen Trao ama burda S beden bulmak zor olcak gibi gözüküyor" dedim. "O zaman XS bakarız" dedi. "Peki XS bakalım" dedim. Galiba azcık şaşırdı çünkü inatçılık etmedim. "İnanamıyorum" diyip kendini cimcikledi. Galiba gerçekten fazla inatçıymışım.
Yaaa dermişçesine bir bakış attım. O da bunu fark edip askılara bakmaya başladı. Bir tane buldu ve havaya kaldırıp "bu güzel mi" diye sordu. "Evett çok güzel zevkine bayılıyorum" dediğinde birazcık kızardı. "Denemek ister misin" dedi. Evet anlamında kafamı salladım ve kabinlere doğru gittim Trao da arkamdan geldi. En sonunda boş bir kabin buldum ve içeri girdim.
Tam kapıyı kapatacaktım ki içeriye Trao girdi. "Trao birileri yanlış anlayacak" dedim kısık bir sesle. "Anlasın bir şey olmaz" dedi. Yavaşça üstümü çıkardım ve atletli tişörtü giydim. Aynaya baktığımda çok utanmış hissettim. "Acayip yakıştı yakıyorsun ortalığı Luffyyy" dedi ve kızarıp kafamı eğdim. Ama bir yandan gülümsüyordum çünkü iltifatı beni mutlu etmişti. Tam kafamı kaldıracaktım ki Trao çenemden tutup bir anda beni öpmeye başladı.
Bir yandan karşılık veriyordum ama bir yandan itiyordum. Çünkü burası hiç uygun bir yer degildi. Dudağımı ısırdığında boğuk bir sekilde inledim ve gözlerim büyüdü ya dışarı ses gittiyse diye telaşlandım ve Trao'yu biraz daha güçlü ittirdim en sonunda ayrıldık. Nefes nefeseydik. Çok kısım bir sesle "Trao burası uygun bir yer değil demiştim sana dışarı ses gittiyse nolcak" dedim telaşla. Sakin bir şekilde "bir şey olmaz" dedi dudaklarını yalayarak.
"Peki sonra devam ederiz. Bunu beğendiysen alalım çok yakıştı sana" dedi. "Sen yakıştırdıysan alalım Trao" dedim ve üstümü geri giyip kabinden çıktık.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
aslında yazmaya çok usendim neyse sebiyom sizi