one piece guncele geldigim gunun gecesini ben ya kendimi cok bos hissediyirum
(Luffy'nin gözünden)
Kahvaltıdan kalktıktan sonra saat 11.47 idi. Zunesha da ki mağaza çok uzaktaydı. Kaç saat yol alırız diye merak ettiğimden Trao'ya "Kaç saatte varırız oraya" dedim. Telefonunu eline alıp baktı ve "1 buçuk saat gösteriyor istersen bugün arabayı sen kullan" dedi. Ben araba kullanabiliyordum ama Trao gibi hızlı değildim. O sanki filmlerden fırlamış gibi hızlı sürüyordu bu yüzden "gerek yok sen sür hızlı gidelim zaten uzak" dedim ve kafa salladı.
"Ben üstümü giyineceğim" dedim ve odaya gittim. Giyeceklerim benim bir parçam olan şortum ve kırmızı gömleğimdi. Hava sıcak olduğu için kısa olan gömleğimi çıkarttım. Tam soyundum şortumu giydim üstümü giyinecekken odaya Trao geldi. "Üstümü değiştiriyorum bir şey mi oldu" dedim hafif gergin bir tavırla. Niyeyse bir anda girince tuhaf hissettim ama neden böyle oldu ki. O benim sevgilimdi ve hatta beraber yaşıyorduk neden bugün ondan bu kadar çok utandım anlamadım
"Bir şey olmadı öylesine geldim mutfakta da iş bitti zaten sen giyin 10-15 dakikaya çıkalım" dedi. "Tamam çıkarız çok geçe kalmayalım zaten" diyip arkamın döndüm. "Neden arkanı döndün" diye sordu. "Yoo arkamı dönmedim sen arkama geldin bana burası ön sen arkadasın" dedim ama hiç inandırıcı değildi çünkü duvarla bakışıyordum. Bir kaç saniye sonra belimde iki el hissettim. Trao'nun elleri hep soğuk olurdu ve aniden soğuk değince ürktüm. Arkadan bana sarıldı ve kafasını kafamın yanına koydu.
Üstüm çıplaktı altımda şortum vardı onu Trao gelmeden önce giymiştim. "Sen dünden mi utanıyorsun hm" dedi ve derken yatağa oturup beni de kucağına aldı. Acaba hayır diyip geçiştirsem mi yoksa evet diyip rahatlasam mı diye düşürken bir anda ağzımdan "Herhalde evet" cümlesi kaçtı. Gülümseyip "Neden" dedi. "Ya nerden biliyim ben" diyip kalkmaya çalıştım. Ama sıkı tuttuğu için kalkamadım sadece karaya vurmuş balık gibi kıvrandım kucağında. "Ama en istekli olan sendin unutmayalım bunu" diyip göz kırptı ve bende "ya uf sarhoştum ve sende bunu değerlendirdin bunu da unutmayalım" diyip kalktım ve üstümü giyindim.
Ama Trao haklıydı ben yapmak istemiştim kendi kendime içimden aman neyse oldu bitti diyip lavaboya dişlerimi fırçalamaya gittim. Hemen ardından Trao geldi ve o da yanıma geçip kendi dişlerini fırçalamaya başladı. Arada minik sohbetler edip lavabodan çıktık. "Arabanın anahtarı nerede" diye sordu. "Komidinin üstünde olması gerek" dedim ve ayakkabımı giymeye başladım.
Trao'yu bekledim ayakkabısını giymesi için ve evden çıktık en sonunda. Arabaya doğru ilerledik ve navigasyondan tekrar kaç saatte gideceğimize baktık. 1 saat 23 dakika gösteriyordu ve saat şu an 12.04'tü. Yola çıktığımızda bana "oradan ne almayı planlıyorsun" dedi. "Bilmem belki bir kaç gömlek tişört falan işte sana da atletli tişört alırız 50-60 tane" dedim heyecanlı bir şekilde ama Trao maşallah yıllardır bu anı beklermiş gibi güldü. " İyi tamam alırız atletli tişört ama sana da alcaz ona göre he" dedi gülerek.
"YA ben ne alaka ya sana alalım ben gömlek seviyorum" dedim ve "gömlek seviyorsan bana da gömlek alalım zaten pek gömleğim yok" dedi. "Hayır yani ben kendimde gömlek seviyorum sana atletli tişört alalım bana yakışmaz o" dedim. Sorgulayıcı bir bakış attı ve "neden yakışmasın çok yakışır sana neden böyle düşünüyorsun" dedi. "iyi tamam seni mi kıracağım" dedim çünkü daha fazla inatın bir yararı yoktu. "Kaç beden giyiyordun sen" diye sordu. "S beden giyiyorum gömleklerimde" dedim.
"O zaman XS alırız" dedi. "Niye ki o dar olmaz mı bana" diye sordum. "Amacım o zaten" diyip sırıttı. "Sen kaç beden giyiyordun beyefendi" dedim kaşlarımı çatarak. "Ben atletli tişörtlerde m beden giyiyorum"(malum yürüyen kas kendisi) dedi. Hemen ardından "ama bazen L bile giydiğim oluyor" dedi. "Tamam S alcam ben kendime" diyip yola baktım. "Evet ondan alırız" dedi son dediğimi umursamayarak.
Yolu yarılamıştık ki ona "Trao beni % kaç seviyorsun" diye sorasım geldi görende trip atıyorum sanar. "Seni % sonsuz seviyorum" dedi gülümseyerek. Nedense bana da gülümseme hissi gelmişti ve bende gülümsedim. Trao beni gerçekten seviyordu ama ben ona bir tripli haldeydim. Ve bu nedeni olmayan tribi bir köşeye atmaya karar verdim.
Yolun bitmesine çok az kalmıştı ki zaten Trao çok hızlı sürüyordu. Telefonumu elime alıp instagramı açtım. sayfalarda öylesine dolaşırken bana platonik olan Hancock'un hesabını gördüm ve engeli yapıştırdım. O takıntılı kız lisede peşimden ayrılmıyordu ama Trao ile benim sevgili olduğumu biliyordu. Hatta ikimizi ayırmaya çalıştığı bile olmuştu. Bu yan hesabıydı herhalde çünkü ana hesabı zaten kısıtlıydı bende. Kafamı kaldırdığımda Zuneshadaydık.
•
•
•
•
•
•
•
•
cok yorgunum be neyse optum herkesiişu yakışıklı beyefendiye bir bakın hanımlar
size yemin ederim dün gece yarısı bu fotoya bagıra bagıra güldüm(sizofrenim)
bu hafta aktif olamicam cok fazla en fazla ayin 1ine kadar