1. 2063

184 11 3
                                    

Selam canlarım ❤ Bu kurgu diğer kurgum gibi tamamen anlık gelişmiş bir olay örgüsüne sahip ve hayal ürünüdür

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selam canlarımBu kurgu diğer kurgum gibi tamamen anlık gelişmiş bir olay örgüsüne sahip ve hayal ürünüdür. Nereden esti de bunu yazmaya giriştim inan ben de bilmiyorum 🙈 Paralel evrenlere aşık biri olarak bu sefer zaman ve evren de değişiyor. Zevkle okumanız dileğiyle 🌼

💭

Takvim 2024'ü gösterdiğinde, nüfus 8 milyarı geçmişti. 6 yıl geçtiğindeyse, nüfusun ortalama olarak 8,5-8,8 milyar arasında bir sayıya ulaşacağı tahmin ediliyordu ki yıl 2030 olduğunda, tahmin edildiği gibi insan nüfusu 8,7 milyara ulaşmıştı. Ancak her tahmin bu şekilde nokta atışı olmuyordu işte.

Aradan bir on beş yıl daha geçtiğinde, yıl 2045'te nüfus 9,5 milyar olmuştu. Bu kısma kadar her şey olağan ilerliyordu. Yapılan tüm istatistiksel hesaplamalar, uzun süredir insan nüfus artış hızında kademeli bir düşüş olması yönündeydi. Öyleki 2024-2030 arasında- 700 milyon kişilik bir artış olmuşken, 2030-2045 yılları arasında- sadece 800 milyon artış olmuştu. Aradan geçen zaman farkına göre bu oldukça beklenilen bir sonuçtu, ta ki sadece 5 yıl sonra devasa bir sonuç ortaya çıkana dek.

Yıl 2050'ye ulaştığında, Dünya nüfusu tarihin en büyük artış hızına ulaşıp sadece 5 yılda 15,2 milyara çıkarak 5,7 milyar artmış ve beraberinde kıyametin öngösterimi olan günlerde başlamıştı.

Yıl 2059'u gösterdiğinde, 21. yüzyılın başından beri küresel ısınma ve nüfus patlamasından kaynaklı olarak Dünya kaynakları hızla yok olmaya ve ülkelerin birbirleriyle savaşmalarına sebep olur hale gelmişti.

Ülkeler su kaynaklarını korumak amaçlı diğer sınırlara karışan nehir, ırmak ve daha nice kaynağın önünü baraj ve setlerle kesmeye ve sadece kendilerine pay çıkarmaya çabalıyordu. Ama doğanın dengesinde yapılan pek çok olumsuz değişiklik gibi, bu su kavgası da kaynakların daha çabuk tüketilmesine neden olmuştu.

Nüfus artış hızını azaltmak için salgın hastalıklar ortaya atılmış, ve besinlere eklenilen çocuk sahibi olmayı engelleyici maddeler gibi pek çok gizli devlet politikası uygulanmış olsa da, giderek büyük topluluklar halinde, var olan kısıtlayıcı düzenlere karşı ayaklanmalar baş göstermişti.

Yıl 2060 Şubat'ı gördüğünde ise 3. Dünya Savaşı olarak tarihe geçecek olan savaş başlamıştı.

2060 yılında tüm Dünya devletlerinin nüfus patlamasını yek güçle engelleme ortak kararıyla yürürlüğe konulan tek çocuk politikası, hem iç savaşı hem de ülkelerin birbirlerine olan savaşlarını harlamıştı. Her devlet sakini bir başka devletin halkını suçluyor, kendilerine toz kondurmadan tüm bu kuraklık ve kaynak azlığının sebebinin çok nüfuslu milletler olduğunu iddia ediyorlardı. Nüfusları kendilerinden 1 kişi dahi daha yüksekse bu onlar için suçlu demekti. Tüm bu iç ve dış savaşlarsa yöneticilerin işine geliyor, kendi başları yanmadan nüfusun azalmasına vesile olduğu için savaşı sürdürecek hamleler atıyorlardı.

MAHKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin