4.BÖLÜM ; CANSUNUN MEKTUBU

8 3 5
                                    

otel odasında doğrulduğunda midem aşırı bulanmıştı tuvalete gitmek için otelden çıktım ve dışarda ki bir tuvalete attım kendimi kusmuştum bugün iyi değildim başım ağrıyordu gözlerimi açamıyordum ama işe gitmek zorundaydım yeni insanlarla tanışacak onların davaya bakış açısına göre kendime yol bulacaktım

bir de dün tanıştığım polis ve asker de vardı

Kemal ve Emir onlar bana yardım edebilirdiler

otele geri döndüm üzerime iki parça kıyafet attım yüzüme baktım uzun zaman sonra ilk kez bu kadar çirkindim

otelden çıkıp arabama bindim gideceğim yer belliydi polis merkezi ve onun altında ki dedektif bürosu

başladığında arabayı sürmeye başladım polis istasyonuna varmıştım arabadan inip içeri girdim uzun bir sıra vardı bir odanın kapısındaydı yarısı

kapıya baktığımda babamın adını gördüm bu insanlar kayıp vakaları için buradaydılar büyük ihtimalle

arkamda biri durdu

" ne kalabalık değil mi ? " bunu diyen Emirdi oda burada çalışıyordu onu tekrar görmek beni mutlu etti

" neden buradalar ? "

" kayıp vakaları için" dedi babam bu işin başındaydı odaya girdim daha doğrusu bazı insanları ezerek girdim

" sakin olun" diye bağırdı babam aniden ellerim kulağımı kapattı onun bağırmasından hala korkuyordum ellerimi hemen indirdim bunu Emir görmüştü utandım hem kendimden hem babamdan

bana gülümsedi gülümsemesiyle sakinliğimi geri kazandım

" ahali bu kayıp vakalarına artık ben bakıyorum" dediğimde hepsi bana döndü

" sen kimsin ? " dedi bir kadın elinde çocuğu olduğunu düşündüğüm birinin fotoğrafı vardı

" ben Ceylin Atar yeni atanan dedektifim kaybolan yakınlarınız , komşularınızı en kısa sürede bulmak için çalışacağım" dediğimde bir adam yüzümü inceledi

" sen Cansu Atarın kardeşi filan mısın ? " kalbim acıdı ablamı özlemiştim

" evet bende sizler gibi ablamı kaybettim ama bulacağım ölü veya diri "

" diri " dediler bağırarak ellerim kulaklarıma tekrar gitmek için kalktığında kapıya baktım Kemal denen adam orada duruyor beni izliyordu ellerim indirdim onun veya Emirin yanında bir daha korkmayacaktım

" kızım ablan için çok üzüldüm daha iyi misin ? " diyen yaşlı teyze gözlerim dolmasına sebep olmuştu

yıllar sonra biri bana iyi misin ? demişti çok uzun yıllar sonra

" iyiyim teyzem senin kimin kayıp ? " dedim ellerini öpüp başıma koyduktan sonra

" kızım kayıp " dediğinde onunda gözleri doldu

" kaç yaşında kızın ?" dedim babam elini omzuma koymuştu diğer elimle kolunu omzumdan alıp aşağı doğru attım ellerimi pantolonuma sildim ve teyzeye odaklandım

" 18 ine yeni girmişti yani bu yıllar önceydi senin ablan daha gelmemişti " zaman algısı kopmuştu kızı artık 28 yaşında biriydi ama 18 de kalmış da olabilirdi bunu öğrenmeliydim

" sen o zaman kaç yaşındaydın " demekten başka çarem yoktu

" 40 yaşındaydım şuan 50 " dedi kalbim bir kez daha parçalandı anlayamıyor veya anlamaktan kaçıyordu

" tamam sen git evine ben kızını getirmeye çalışacağım "

" kızım sende gitme kaçma " dedi ve gözden kayboldu masaya yaslandım ne yapacaktım ? bu davaları nasıl çözecektim ? verdiğim sözler ..

DENİZDEKİ 7 BALONCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin