Fire Meets Gasoline | Charles Leclerc

VII

Bir sonraki sabah Alexa kapısının sertçe ve sabırsızca çalınışıyla uyandı. Uykusundan bu şekilde uyandırıldığı için rahatsızca inledi. Bir süre daha amaçsızca yatakta yattıktan sonra kapıyı açmasını bekleyen kişi aklına gelince kalktığını belirtmek için bir şeyler söylemek istese de sadece rahat yatakta birkaç defa döndü ve ardından istemeye istemeye yataktan kalktı. Bir süre öylece ayakta durup gözlerini ovuşturarak ayaklarının altındaki okyanusu izledi ve genişçe esnedi. Okyanus bütün duvarı kaplayan camlardan ne kadar da güzel görünüyordu. Dalgalar yeni hareketlenmeye başlamış, üstlerinden yansıyan güneş ışıklarını valse davet ediyorlardı. Bu manzaraya sonsuza kadar bakabileceği gibi bir düşünceye kapılan Alexa otel odasının kapısı daha da sert çalınmaya başlayınca ayaklarını yere sürte sürte kapıya doğru ilerledi ve sonunda kapıyı açtı. 

Eşiğin öbür tarafında kaşları çatık Amber'ı görmesiyle istemsizce birkaç adım geri çekildi  hala ayılmaya çalışan genç kadın. Yüz ifadesinden de anlaşılabileceği üzere Amber'a bulaşmak için doğru zaman değildi fakat kadın Mercedes pilotu hala PR yöneticisinin neden bu kadar kızgın olduğunu bir türlü çözememişti. Kısılmış gözlerini açmak için büyük çaba verirken ne olduğunu sormak gibi bir hataya düşen Alexa, karşısında ona her an çatmaya hazır sarışın kadının ani yükselmesiyle birkaç geri adım daha attı, ta ki sırtı kapının yanındaki duvara değene kadar. 

Amber hızlı adımlarla kadın pilotun odasına girdi. Alexa biraz tırsmış ve kafası karışmış şekilde kapıyı PR yöneticisinin arkasından kapattı. Kısa holden ilerleyerek yatağın olduğu bölüme geldiğinden Amber çoktan etrafa dağılmış kıyafetleri toplayıp bavula sıkıştırmaya başlamıştı. 

"Sana da günaydın Amber." Dedi Alexa, Amber'ın bu ani stres ve sinirine anlam veremeden.

"Maalesef, bana daha gün aymadı Alexa. Sana ne kadar ulaşmaya çalıştığımı biliyor musun? Daha çantanı toplamamışsın ve herkes seni bekliyor. En azından bir alarm kurmanı bekliyordum ama çok sevgili yarış pilotumuzun kafası Charles ile atışmak dışında hiçbir şeye basmıyor, belli ki." 

Alexa yüzünü ellerinin arasında aldı. Yetişmesi gereken uçuş aklına gelince pişman bir şekilde inledi. "Üzgünüm, tamam mı? Yorucu bir haftaydı ve tamamen aklımdan çıkmış-" Amber'ın, Charles hakkındaki yorumu da ne kadar sinirini bozmuş olsa da eğer ona da cevap verirse sarışın PR yöneticisinin üstüne daha ağır sözlerle geleceğini tahmin ettiğinden ağzını bu konuda açmamaya karar verdi. 

"Açıklamanı sonra yaparsın. Kapat şu çantayı ve giy şunları." Amber yatağın üstüne attığı birkaç parça kıyafeti gösterip sinirli bir şekilde, yavaşça bavulunun yanına eğilen Alexa'nın yanına gitti. "Sen git giyin, ben kapatırım." Amber hızlıca bavulu kapatıp kapıya doğru ilerlerken Alexa da onun hızına yetişmek için elinden geleni yapıyordu. Üstünü giyip gerekli bütün eşyalarını aldıktan sonra Mercedes logolu şapkayı kafasına geçirerek hızlı adımlarla, lüks otelin uzun koridorlarında Amber'ı takip etmeye başladı. 

Havalimanına kadarki yolculuk boyunca Alexa sadece olduğu yerde kıpırdandı ve Amber'ın önündeki üç gün boyunca yapacağı ve katılacağı etkinlikler hakkında konuşmasını dinledi. Arabadan inip havaalanında hızlı adımlarla yürüyen Amber, büyük ihtimal stresten, çok hızlı konuşuyor ve her şeyi birbirini ardına sıralıyordu. "Şimdi Alexa." Sarışın PR yöneticisinin adımları asla yavaşlamıyordu. "Sana attığım programa bakmadığını var sayıyorum." Amber, yanında yürümeye çalışan kumral kadına bakmadan fazlasıyla geç kaldıkları uçuşun gerçekleştirileceği alana doğru kararlı adımlarla ilerliyordu. "Bu yüzden programını tekrar anlatıyorum. Bugün, tahmin edebileceğin üzere, Monako'ya uçuyoruz. Yarın dinlenmen için gününü boş bıraktım. İstediğin gibi gez, dolaş, dinlen, istiyorsan kendini çok zorlamadan antrenman yapabilirsin. Sana kalmış. Ondan sonraki gün, öğleden sonrası röportajlar ve basın toplantılarıyla dolu bir medya günün var. Ve sonraki günse gala gerçekleşecek."