İnto the Stars- Jegulus

10.Bölüm(Regulus's Version)

Saygıyla,bunu hak ettik.
Jegulus'u Wolfstar gibi yazıyorum birisi beni durdursun...

Böyle duyurular çok can sıkıcı ama yine söylüyorum bir marauders discord rp sunucusu açtım, katılmak isteyen bu paragrafa yorum yapabilir.

Ayrıca uyarı vermek istiyorum, bu kurguda Regulus trans erkek. Bunun ile ilgili şeyler de göreceksiniz. Bir trans erkeğin aynı zamanda eşcinsel olması toplumda büyük baskı yaratır.

Telefonu çaldığında Regulus bahçede ağlıyordu.

Telefonu çaldığında Regulus arayan kişinin Bellatrix olduğundan o kadar emindi ki telefonunu karagöle fırlatmak üzereydi.

Sonra onun numarasını gördü, ismi değil numarası.

James Potter'ı kaydedecek kadar cesur değildi Regulus, ailesinin evinden kaçacak kadar cesur olan abisinin aksine. O Gryfinndor değildi o Slytherin'di. O korkar kaçar kurnaz planlar yapardı. Bu bilinmeyenden yazmak kadar aptal ve korkakça olsa bile.

Kimi safkan ve eşcinsel bir varisin bunu yaptığını öğrense oldukça cesur olduğunu düşünürdü.

Ama o eşcinsel olduğu için çektiği acıları biliyordu.

Kafası dağılıyordu, hızlıca telefonu yanıtladi.

"Ne var Potter?"

Potter onu aramıştı? James Potter? Regulus deliriyor olmalıydı.

"Astronomi kulesi."

Yüzüne kapanan telefon ile baka kaldı, bir tür şaka olmalıydı, neden onu aramıştı ki gerçekten?

Gitmesini nasıl açıklardı, bu Sirius ile mi ilgiliydi? Abisi miydi onunla görüşmek isteyen?

Regulus kalbindeki acı ile reddetti bunu. Sirius onunla görüşmek dahi istemiyordu. Onu ifşa ederek nefretini göstermişti zaten. Sirius, Black ismiyle olan her şeyden delice nefret ederdi. Kulaklıklarını takarak astronomi kulesine çıkmaya başladı.

Take it from the top
If I start I can't stop*

Yolda kafası çok karışıktı. Dikkatsizlikten düşünce acıyla inledi.

Baldırına çarpmıştı, annesinden kalan izler duruyordu.

"Bize iyi bir varis ver diye ne kadar para harcadık haberin var mı? Kanıbozuk abinden bir şey olmayacağı belliydi gelip bize erkeğim dediğinde ne kadar ümitlendik haberin var mı"

Tak, crucio. Annesi artık lanet büyüyü sözsüz yapabiliyordu. Acıdan kıvranacak hali bile kalmamıştı. Solgun bedeni soğuk mahzende titriyordu.

"Ibne olacağını hiç düşünmemiştik. Küçük bir orospu kalacağını bilsek üstüne o kadar yatırım yapmazdık."

"Anne, anne yalvarırım yalan söylüyor...Erkeğim ben ibne değili anne n'olursun."

"Sessizlik."

Babasının sesini duyunca kıvrandığı yerde kendine sarındı. Cenin pozisyonunu almıştı.

Babasının kemerini çıkardığını duydu.

Üstüne inen darbeyi hissedemeyecek kadar yorgundu.

Annesi ışıkları kapatıp gitmişti.

Regulus karanlıktan korkardı, Sirius her seferinde ışıkları açık olduğundan emin olurdu.

Sirius onun kıçını kollardı.

Sirius onun en büyük sırrını böylecesine ifşalamazdı.