2.bölüm arkamdaki kâtil

25 7 7
                                    

Gözlerimi araladığımda güneşin doğduğunu fark ettim yataktan kalktım ve yastığımın altındaki telefonumdan saatin kaç olduğuna baktım saat sabahın 06.00 dı kendime ödül vermem gerekiyordu bu saatte normalde alarm kurmadan kalkmazdım yani kalkamazdım yatakta doğruldum üstüme siyah siyah bir mevsimlik geçirdim altıma mavi bir kot pantolon geçirdim ve saçımı yukarıdan topladım odadan çıktım mutfağa doğru yaklaştıkça serkan ve teyzemin sesleri geliyordu yine tartışıyorlardı Serkan teyzemle tartışır ve sonrada gönlünü almasınıda iyi bilirdi ama yinede bu kavgaları daha ciddiydi çünkü yarım saat sonra bir katil yakalayacaktık gergin olmaları normaldi bugün bir kâtille neredeyse burun buruna gelicektik belki yakalıyıcaktık mutfağa girdiğim de serkan çok ciddiydi teyzemde ondan kalır yanı yokta ben mutfağa girdiğimde serkan ban baktı ve gülümsedi bende ona gülümsedim ve bir bardak su alarak çıktım mutfaktan efe hiçbirseyden haberi yoktu herkez gibi oda ailesini normal biliyordu bazen bilmek hakkı gibi geliyordu ama sonra bizim yaptığımız işleri bilse bu yaştan piskolajisi kaldırmica için bende pek bişey bilmesini istemiyordum.eniştem efeyi okula bıraktıktan sonra eve geldi ve hazırlanıp çıktık ana caddeye geldiğimizde tuhaf durmamak için herkez bir köşede duruyordu kâtil genelde açık kızları kaçırıp tecavüz ettiği için biraz açık giyinmiştim bu çok rahatsız ediciydi ama alışık olduğum için fazla rahat tavırlar sergileye biliyordum saat 10.05 orada olmuştuk sadece ben vardım serkan elime bir kulaklık vermişti çok tuhaf ama bu kulaklıkların satımı yoktu serkan robot mühendisiydi yani evde bu kulaklıklar gibi bir sürü vardı ve normal kulaklıktan farkları bu kulaklıklar silah olabiliyordu ayrıca serkan ses frekansınıda iyi ayarlamış olucaktı ki sesi aynı yanımda gibi net ve güzel geliyordu kâtilin olduğu ormana doğru tek başıma ilerlemeye başladım yürürken kulaklığım hışırdamaya başladı sonra Serkanın sesi kulaklarımı doldurdu" kâtil sana 10 metre yaklaştığında sana haber vericem " aslında bunu söylemesini istemiyordum"söylemene gerek yok ben kendim hissederim geldiğini ölmekten korkmuyorum "bunu oda biliyordu "korkmadığını biliyorum Almira ama ölmeni istemiyorum "aslında beni kullanıyordu iyi nişancı ve hızlı koşabildiğim için ama ben buna müsade etmiyordum ben bu düşünceler içindeyken arkamdan dal sesleri gelmeye başladı kâtil olabiliceğini düşünmedim çünkü Serkan bana söylicekti kâtilin yaklaştığını bir hayvan olabiliceğini düşündüm ve yavaşça arkamı döndüm ve onu gördüm uzun boyu siyah kapşonlu siwiti  boyu uzun olduğu için yüzünü göremiyordum gündüz olmasına rağmen kapşon ile saklıyordu yüzünü. Gözlerim onu baştan sona süzdü en son ellerine baktım elinde o dövmesi vardı evet o,kâtil o muydu hayır olmazdı, serkan kâtilin yaklaştığını söylicekti bana o zaman bu kâtil değildi benim yerime başka biri olsaydı şimdiye korkmuştu ama ben başka biri yada herkez değilim. Vücudumu ona doğru full çevirdim ve bir iki adım daha yaklaştım. Korkmuyordum dimdik karşısında duruyordum bir iki adımla yanıma geldi ve bileğinden tutup çekti beni canımı acıtmıştı belli etmedim ve olduğum yerde kaldım soğuk bir ses tonuyla sordum "beni neden çekiyorsun?" Durdu ve bana omzunun üstünden yan bir bakış attı, tam birşeyler söyleyecek gibi dudaklarını araladı ama vazgeçerek geri kapattı , bileğimi elinden kurtarmak için hamle yapıcağım sırada eli ağzıma kapattı ve yakındaki bir ağaca sırtımı sert bir şekilde çarptı normalde canım acımazdı ama çok güçlüydü sırtım açıdığı için hafif iniltemeli bir ses çıktı ağzımdan tam yüzünü görüncektim ki kapşonu tam görmemi engel olmuştu gözleri gözükmüyordu sadece kirli sakalı ve dolgun dudakları gözüküyordu, dudaklarında afif bir gülümseme oluştu ben ses çıkarınca sonra sesini zorla kalınlaştırdı ve "burda ne geziyorsun küçük" dedi bu canımı sıkmıştı küçük değildim boyum kısaydı sadece,eliyle ağzımı kapattığı için konuşmadım konuşsam bile anlamicakti, karın boşluğumda soğuk birşeyler hissetmiştim gözlerim aşağı kaydı ve silahını gördüm, korkmadım korkmazdım, silaha baktım ve güldüm bu gülmem ona tuhaf gelecekki gülmesi soldu ve zar zor kalınlaştırdığı sesiyle "neden gülüyorsun silah var elimde her an patlaya bilir " dedi aslında korkmuş numarası çekebilirdim bu salağa ama çekmedim aksine zevk alıyor gibi güldüm, sinirni bozmuş olucamki namluyu karın boşluğuma bastırdı canımı yaktı ama tepki vermedim, birazdaha yaklaştı suratıma doğru, kulağıma eğilerek "son sözlerini söyle küçük casus"dedi son sözüm yoktu gözlerimi kapattım ve ondan geriye doğru saymaya başladım içimden on, dokuz ,sekiz,yedi, altı demeye kalmadan silah sesi yankılandı ormanda gözlerimi açtığımda bana bişey olmamıştı karşımdaki adama bakmak istedim ama çok ileride koşuyordu kolunu tutuyordu kafamı çevirdiğimde Serkanı gördüm kâtili vurmuştu yanıma koşarak geldi "iyimisin birşeyin yok dimi"kafamı birşeyim yok dercesine iki yana salladım yüzene baktım ve koyu gözlerinde endişeyi gördüm kalbim çarpıyordu biraz olduğum yere çöktüm serkan elindeki şişeden bana suyu uzattı ve kana kana içemeye başladım teyzemlerde gelmişti yanımıza ama onların olanlardan haberleri yoktu silahları yerleştiriyorlardı, silah sesini duyduklarında koşarak gelmişlerdi , teyzem dizlerinin üstüne çöktü ve etrafıma bakıyordu yara almamdan korkuyordu zaten önceki görevlerimizde 6 kere vurulmuştum bidaha vurulursam ölme riskim vardı teyzemi rahatmak istercesine ayağa kalktım serkan suçunu biliyor olucakki yüzüme bakmıyor arkasını döndü ve bizden olabildiğince uzaklaştı . Serkan arabayı kullanırken aynadan bana bakıyordu ona nefret dolu baktığımda mahçup olmuş gibi gözlerini geri yola çeviriyordu teyzem bana soru soruyor bende cevaplıyordum eniştem araya girerek "yav kız bi rahat bırak zaten ölümle burun buruna geldi üstüne gitme" teyzem ona ölümcül bir bakış attığını gördüm "ne dedin ne dedin"eniştem kafasını yere gömdü ve öyle konuşmaya başladı "ölümle burun buruna geldi dedim " teyzem daha sinir olarak sesini yükseltti ve "bidaha böyle bişey dediğini duymicam"sesi fazla yüksek geldi ama onlar karı koca olduğu için benim yüzümden aralarının açılmasını istemezdim"teyze ben cidden iyiyim hem sağlam duruyorum baksana"dedim gülerek teyzemde acılı bir gülme ile saçımı okşadı eve geldiğimizde saat 17:30'du efe gelmiş hatta bilgisayar oyunu oynuyordu odasından silah sesleri geliyordu,ancak oyunlarda gördün silahları minik efe bide ailenin cephaneliğini görsen aklın durur, üzerimdeki elbiseden rahatsız olarak çıkardım ve soğuk bir duş aldım bol giyinmeyi seviyordum bol beyaz siwitimi ve gri eşofmanımı girdikten sonra ıslak saçlarımı taradım ve kuruttum hiçbir şey olmamış gibi akşam yemeğine indim serkan dışarıda sigara içiyordu bu şeyi bir türlü sevemiyordum nasıl içiyorduki yanına gitmedim teyzeme masayı hazırlamasına yardım ettim ve masaya oturduk tek ses çatal ve kaşıkların sesiyken efe bu sessizliği bozdu "bugün okulda öğretmenler konuşurken duydum ormanda biri vurulmuş ve şaşırtıcı bir damla kan izi yokmuş "bu yaşına rağmen Sherlock Holmes gibiydi eniştem efeye baktı ve"oğlum bu bizi ilgilendirmez doğru düzgün okuluna git gel ha bide o ormana gitmeyi aklından bile geçirme "efe minik bir Sherlock Holmes olduğu için gitmeyi düşünüyordu ama eniştem öyle diyince hayalleri alt üst olmuştu .
                           

                          🔪🔪🔪

Odama sesiz sakin bilgisayarımdan hala o katili araştırıyordum tuhaf ama hiçbir bilgi yoktu bu canımı sıkmıştı sinirle ağzımdan bir küfür savurarak yatağıma geri döndüm uyuyamıyordum gözlerimi kapattım ve üniversite gününü düşündüm yeni arkadaşlıklar kurabilirdim belki yeni kişiler çok güzle olurdu. Yine uyuyamıyordum yatakta doğruldum ve saate baktım saatin 02:00 olduğunu gördüm yataktan kalktım ve aşağı kata indim balkona çıkıcaktım ki birinin gölgesini gördüm ağlıyordu ilk defa ağlarken görmüştüm onu ona ne kadar sinirli olsamda ağlamasına katlanamadım ve yanına oturdum beni fark edince güçlü olmaya çabaladı ama yapamadı arkasını döndü göz yaşlarını sildi ve bana dönerek gülümsemeye çalıştı ona bakmadım daha fazla çekinmesin diye aya baktım parlıyordu çok parlaktı hemde aynı duygular gibi Serkanın beni izlediğini hissedebiliyordum biraz ona yaklaştım ve omzuna kafamı yasladım "neden uyumadın bu saatte ayakta olman garip" dedi zaten bu saatler benim saatim serkan "beni boşver sen burda asıl niye oturuyorsun"sözlerimle bana üstten bir bakış attı ve oda ay'a bakmaya başladı"bugün benim dalgınlığım olmasaydın belki ölmüştün "söylerken sesi titriyordu evet haklıydı çok dalgınlık yapıyordu görev başında normal bir zamanda bunu söylese ona bağırır çağırır kızardım ama şu an faklı gerçekten çok farklı şu an onun ağladığını gördüğüm ilk gün bugündü"kendine yükleniyorsun yüklenme bu kadar herkez hata yapar olsun ölücek halim yoktu ya zaten silah karın boşluğumdaydı en fazla yara alırdım iyileşirdim"sözlerimle gözünden bir damla yaş elime düştü ağladığını biliyordum o yüzden yüzüne bakmak yerine ay'a baktım çok parlaktı eliyle gözündeki yaşı sildi ve beklenmedik bir hareketle bana sarıldı lütfen lütfen gitme Almira lütfen koyu bizleri dolu bana sarılıyor ve küçük bir çocuk gibi ağlıyordu bende ona sarıldım dağınık saçlarını okşadım "hadi be kuzen benide ağlatican burdayım işte bir yere gittiğim yok "ağlaması dinginledi kafasını kaldırdı ve dolu gözlerle bana baktı küçük bir çocuk gibi mızmız lanarak"o üniversiteye gitcen mi?" gitmemi istemiyordu dolu gözlerine baktım"gidicem " bu kelime ağır gelecekki gözleri birazdaha doldu kollarımdan sıyrılarak içeri girdi balkonda tek kalmıştım ay'ı izlemeye devam ettim hava soğuktu yuzumey çarpıyordu ama bu çok iyi geliyordu. Serkan daha çok gitmememi isticeksin ama kararım kesin Ankara'dan ayrılma vakti yaklaşıyor.

ilk gün ışığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin