İki gün benim fark etmediğim bi zamanda geçip gitti şimdi ise valizlerimin başında küçüklük, ergenlik ve iki üç hafta önce efenin çektiği resimlere bakıyorken buldum kendimi bu iki gün içinde serkan Eve gelmemişti bu normal değildi eniştem gider bir hafta gelmez kimse umursamaz 'dı ama serkan evden uzakta yarım gün bile geçiremez illaki evi kontrol ederdi, teyzem beni otogara kadar bırakmak istesede efe'nin yaz okulunun veli toplantısı vardı oraya gitmesi gerekiyordu eniştem ve serkan evde değildi, teyzemi yormak istemedim ve taksi ile gidiceğimi söyledim valizimi topladım kıyafetlerim ne zamandan beri bu kadar çoktu benim ,valizlerimi taksi çağırmıştım ne kadar kaba bir taksiciydi inip valizlerimi bagaja bile okumamıştı valizlerimi bagaja yerleştirdim evdeki herkez ile vedalaştıktan sonra taksiye bindim gitmeden serkan ile vedalaşmak istiyordum ama serkan aramalarıma cevap vermiyordu eniştem yine sarhoştu onu aradım açtı edepsiz küfürler etmişti bende vedalaşıp yüzüne kapatmıştım taksiciye otogara gitmek istediğimi söyledim ve yola çıktık çok tuhaf bir taksiciydi herşeyi siyah ağzında maske gözünde gözlük vardı sanki birinden saklanıyorsun şu hale bak dedim içimden camı izlemeye başladım çok değişik yollara giriyordu bu taksici çok dolanıyordu birazdaha dolansa otobüsü kaçırıcaktım "biraz hızlı olabilirmiyiz otobüsü kaçırıcam"o gözlüklerin altından bana baktığına yemin bile edebilirdim iri gözleri vardı çok iriydi ses çıkarmadı ve yaklaşık 5 dakika sonra varmıştık otogara serkan orada beni bekliyordu onu görünce sarıldım sonkez benden uzaklaştı yüzümü iki elinin arasına alarak " büyük ela gözlerini hep hatirlicam alimara lütfen beni unutma" alnıma sıcak bir buse bıraktı ben bişey diyemeden otobüsün kapıları kapandı ve dışarıda kaldı .
Bitkin duruyordu onun bu hali beni üzüyordu ama yapicak bişey yok kararlı bir kızdım İstanbul'a gidicektim, tekli koltuğa oturdum ve telefonumdan Serkanın 18. Yaş günümde bana hediye ettiği kulaklığı
Kulağıma taktım otobüs hareket halindeyken kafamı camdan ayırdım ve otobüsün içine yolculara baktım yan tarafındaki ikili koltukta tek oturan bir çocuk vardı garip duruyordu, bugün bütün garip canlılar beni buluyor dedim içimden ve cama geri döndüm yolun yarısından fazlası bitmişti üstümde iki çift gözün olduğunu hissettim kafamı çevirdim ve evet o çocuk bana bakıyordu kehribar gözleri cam gibi duruyordu onu baştan aşağı süzdüm elinde eldiven takıyordu kim bu sıcakta eldiven takarki manyak galiba dedim ve önüme döndüm hala beni izliyordu rahatsız olarak arkamı döndüm, İstanbul otobüsünden indim bir parkın kenarına oturdum ve okulun yurdunun konumunu açtım yürüyerek gidicektim yakın gösterdiği için, yurda gelince odamı bulmak için bir görevliden yardım isticektim ama bir kız bana çarparak merdivenlere ilerledi çarpmanın etkisi ile elimdeki çanta yara düştü kız arkasını döndü benden yeterince uzundu yeşil gözleri beni süzdü sonra bişey demden arkasını döndü ve gitti insan bir özür diler cibiliyetsiz dedim kendi kendime, görevli kadın beni odama getirdi 333 no'lu odaydı oda boştu sesizdi ama bu sessizlik uzun sürmeden içeri bir kız daldı " selam tanışmak ister misin" mavi gözlü sevimli benden de kısa minyon bir kızdı kekeleyerek "merhaba" böyle söylemem şaşırmış ki "sen kekememisin" afallamıştım resmen daha düzgün bir telaffuzla "hayır değilim sadece şaşırdım kilidi yokmu bu kapıların" kız sevindi ayrıca şaşırdı" sevindim ama kilitleri var sadece ilk günüm çok birileri ile tanışmak istiyorum bende senin odanın karşısındayım 334 no'lu kapı benim kapım " açıklama yaptıktan sonra kafa sallamakla yetindim tekrar konuşmaya başladı"ben yeşim 20 yaşındayım " elini uzattı elini sıktım ve konuşmaya başladım" bende Almira 20 yaşındayım " dedim samimice ismimi ilk kez duymuş gibi"Almira'mı anlamı ne peki"gerçekten şaşkın bir balık gibi yüzüme komik bir ifade ile bakıyordu "doğru sözlü güvenilir demek ha bide prenses anlamıda var"küçük olan gözleri daha fazla küçüldü "memnun oldum prenses" bunu eğilerek söylemişti sanki kraliyet ailesine taparcasına ama bilmiyorki bir ailesi bile olmayan biriyim, güldüm ve elini tutara onu kaldırdım yanıma oturdu gerçekten zeynep gibi yaşam doluydu,birazdaha sohbet ettikten sonra o odasına gitti bende yeni yerleşmeyi bitirdim ve akşam yemeği için yemek haneye indim burası karışık bir yurttu kız erkek ikisindende vardı, yemeğimi yedim ve kafamı dinlemek için yastığa kafamı koydum bu sıraya teyzem defalarca aramıştı iyi olduğumu öğrenip kapatıyordu, biraz dinlendikten sonra yataktan kalktım ve bahçeye inmek için dışarı çıktım yurdun katı kuralları yoktu bahçeye çıkabiliyorduk . Sadece bir kuralı vardı bu yurdun gece saat 03:00 olduktan sonra yurda girilmesi yasaktı normalde saat 11:00'dan sonrası yasak olması gerekirken bu yurt böyleydi çok dikkat çekiciydi, bahçeye indiğimde kimse yoktu tam benlik gece olmuş dışarısı sessiz sakin üstüme ince hırkamı almıştım ve soğuk olur diye ama soğuk değil aksi halde çok hafif bir meltem esiyordu , bahçede boş bir banka oturdum şehrin ışıklarını izlemeye başladım yıldız gibi parlıyorlardı çok güzel duruyorlardı yurt şehirden biraz yüksekte tepe gibi bişey başındaydı okul biraz uzaktı ama benim için sorun değil tek başıma yürümeyi seviyorum, sokak lambalarını izlerken yanıma biri geldi bana hiç bakmadı kafamı çevirdim ve o kehribar gözlerini gördüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ilk gün ışığı
AcakAlmira zor bir çocukluk ve ergenlik geçirmiş bir kızdır teyzesinin kötü işlerine elinde olmadan alet olmuştur ama bu kadarı ile kalmaz ailesinin öldünü sanan Almira zamanla aile üyeleri ile tanışır