01

319 20 62
                                    

"Kader demişti dedem küçükken yaşadıklarımız için,o zamanlar küçük olduğum için anlamadığımı sanardım,şimdi ise 30 yaşındayım ve hala dedemin ne demek istediğini anlamıyorum ya da anlamak istemiyorum...

İnsanın kardeşi ölemezdi ki,ölmemeliydi..Hiçbir çocuk ölmeyi hakedemezdi,benim kardeşimde etmemişti.."

....................................

"Oğlum uyandın mı?" diyerek girmişti döndü oğlunun odasına.

"Uyandım anne,çıkıyorum şimdi."

"Kenan nereye oğlum,kardeşinin mevlidi var bugün" dedi döndü telaşla.

"Anne bilmiyormuşsun gibi yapma şunu artık." dedi kenan ciddi bir şekilde.

"Neden yapıyorsun bunu kenan,biz mutlu muyuz sanıyorsun sen?!"

"Ben istemiyorum ya,istemiyorum anne! Kardeşimin öldüğünü kabullenmek istemiyorum..Küçücüktü o be küçücük,herkes kader dedi,ömrü bu kadarmış dedi,4 yaşında ki bi çocuğun ömrü nasıl bu kadar olabilir,nasıl!?" dedi kenan,her sene olduğu gibi bu konuşmanın yaşanacağını biliyordu.

"Kenan ben.."

"Sizde kabullenmediniz anne biliyorum ama böylesi daha kolay demi?"

"Kenan,oğlum.."

"Benden herşeyi isteyin ama sakına onun öldüğünü kabullenmemi beklemeyin,benim kardeşim ölmedi,mezarı bile olmayan birine öldü diyemezsiniz.."

Kenan her sene olduğu gibi bu senede sabah erkenden uyanıp hastaneye gitmek için yola çıkmıştı,kafası herzaman olduğundan daha karışıktı,düşünceleri zihnini yavaş yavaş ele geçirmeye başladığı anda farketmişti karşıdan gelen arabayı.

Her ne kadar iki arabanın frenleri devreye girmiş olsada birbirlerine çarpmayı engelleyememişti..

Şoku ilk atlatan ve arabadan inen kenan olmuştu.

"Allah kahretsin ya,ne yaptım ben!!" dedi kenan korkuyla,çarpıştığı arabanın sürücüsü ise hala arabadan inmediği için kenan hızla yanına gitti.

Adam şoku daha yeni atlaşmış olacak ki kenanın sesiyle tamamen kendine gelir ve arabadan iner.

"Ben..ben özür dilerim,hasarınız neyse karşılarım.." dedi genç adam korkuyla.

"Ne özürü birader asıl ben özür dilerim hatalı olan benim,bi anlığına dalmışım." dedi kenan karşısında korkuyla bakan genç adama.

"Olsun siz yinede bu parayı alın lütfen,şuan üstümde bu kadar var eğer eksik kalırsa ben size numaramı vereyim siz bana kalanı söylersiniz." dedi genç adam cebinden çıkardığı paraları uzatırken.

"Ya yok olur mu öyle şey,hem arabalarda büyük bir hasar da yok cana geleceğine mala gelsin,sen de iyisin değil mi?" dedi kenan sevecen bir tonla.

"Şey ben,iyiyim birşeyim yok." dedi adam ama acı çektiğini daha fazla saklayamıyordu.

"Çok iyi durmuyorsun,biyerini falan mı vurdun acaba o anın anın şokuyla hissetmemiş olabilirsin çünkü." dedi kenan,kendiside tedirgin olmaya başlamıştı.

"Yok kazayla ilgili birşey yok,zaten büyük bir kazada değildi dediğiniz gibi." dedi genç adam her halinden belliydi birşey sakladığı.

"Emin misin bak?" dedi kenan karşısındaki adamın koluna samimi bir şekilde dokunarak.

"Ahh.." diye acıyla inledi genç adam.

"Noluyo,iyi misin sen?" dedi kenan korkuyla.

"İyiyim,iyiyim ben.." dedi genç adam artık hem korkuyor hemde canı daha çok yanıyordu.

"Bak ben doktorum izin ver bir bakayım olur mu,belli ki canın yanıyor." dedi kenan yeniden sevecen bir tavırla.

Genç adam göstermekten başka şansı kalmadığını anladığında gömleğini yavaşça kıvırdı ve kenana uzattı,kenan ise dikkatlice adamın kolunu bakmaya başladı.

"Sen bu kolla kaç saattir araba sürüyorsun?" dedi kenan merak ve korkuyla.

"Şey,bilmiyorum..yani 8 10 saat olmuştur." dedi genç adam telaşla.

"Kolunun çeşitli yerlerinde kırıklar var,bu kadar dayanmanız bile bi mucize,hemen bi hastaneye gidelim filmde daha net görür müdahale ederiz." dedi kenan emin bir tavırla.

"Yok.." dedi  korkuyla. "Ben gerçekten iyiyim hastaneye gitmeye gerek yok."

"Saçmalama olur mu öyle şey,biraz daha beklersen biyerde yığılıp kalırsın."

"Gerçekten gerek yok.." dedi genç adam gözleri yavaş yavaş kararmaya başladığında onu tutan kenan olmuştu.

"Ah be oğlum dedim sana,neden inat edersin ki." dedi kenan genç adamı dikkatlice kendi arabasına bindirirken.

"Ben..ben iyiyim." dedi adam son kalan gücüyle.

"İyi falan değilsin,bak belli ki bir derdin var ama bana güvenebilirsin benden sana zarar gelmez tamam mı?" dedi kenan sakince.

"Tamam..ama araba kaldı."

"Ben aldırırım şimdi arabayı sen merak etme."

Genç adam kenandan kendisine zarar gelmeyeceğini anladığında biraz olsun sakinleşmeye başlamış ve kendini bırakmıştı.

"Dur dur,sakına uyuma bak bilincinin açık olması lazım." dedi kenan telaşla.

"Keşke hiç uyanmasam.." dedi genç adam bilinci kapanmadan hemen önce.

"O..o nedemek?"

Genç adam kenanın sorusuna cevap veremeden kapatmıştı gözlerini.

"Ah be oğlum,ah be!!" dedi kenan,ayağını gazdan hiç çekmeden gelmişti hastaneye.

"Sedye,sedye getirin hemen buraya."

Kenanı duyan hemşireler sedyeyle beraber hızla gelirler.

"Kolunda çok ciddi kırıklar mevcut,bilinci kapalı hemen içeri alıyoruz." dedi kenan bağırarak.

Elif kenanın sesini duymasıyla hemen yanına gelir.

"Kenan ne oluyor,kimi getirdin?" dedi elif telaşla.

"Hakketten ben kimi getirdim,çocuğun adını bile sormadım salak gibi." dedi kenan pişmanlıkla.

"Hocam,hastanın üzerinden çıkanlar." dedi hemşire cüzdan ve telefonu kenana uzatırken.

"Bakalım adın neymiş." dedi kenan cüzdandan kimliği çıkartırken.

"Neymiş adı?" dedi elif merakla.

"Veysel,veysel adı.."

Neydi bu şimdi,kader mi yoksa tesadüf mü..Belki de dedemin bahsettiği kader budur,belki de kader kardeşim ölümüyle değil geri dönmesiyle yazılmıştır...

Tam 20 sene önce bugün,kardeşimin öldüğünü öğrendiğim ama asla kabullenmediğim gün..

Merhaba arkadaşlar yeni bir hikayeye başlamış bulunmaktayım umarım beğenirsiniz hepinize iyi okumalar fikirlerinizi benimle paylaşabilirsiniz..

Kaybedilen Zaman-VeyKenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin