9

70 9 7
                                    

karinanın bana güneş kremini sürmesinden sonra azmış👅🥵 gibi hissediyordum (şaka). 

kendi güneş kremini de tazeledikten sonra tekrar uzandı. ben oturmaktan sıkıldığım için tekrar denize girme kararı aldım. karinayı böylece bırakmak istemediğim için zorla onuda götürme kararı aldım.

"karina." takma adıyla seslenmeme şaşırmıştı. aslında bende şaşırmıştım ağızımdan kaçtı.

"efendim?" kendini hemen toparladı.

"denize girelim."

"ben girmeyeceğim."

"niyeki?"

"öyle canım istemiyor."

"denizde durmayı sevmiyor musun?"

"denebilir. bana bu kadar denizde durmak yeter."

"lütfen karina beni yalnız bırakma." beni reddetmek istemediği her halinden belliydi. biraz düşündükten sonra iç çekip ayağa kalktı.

"tamam."

"olllleeeey." sevinç danslarıma gülüyordu.

hala denizden hiç çıkmamış olan beomgyuların yanına gittik. yanımızada oynamak için top almıştık. elimizdeki topu görünce herkes toplandı ve bir yuvarlak oluşturdu. oyunun başlarında hiçbir problem yoktu ama sonrasında top çok derinlere kaçtı. topu almak için beomgyu gitti. biraz derinlere gidince ayağı yerden kesilmiş olacakki çırpınmaya başladı. başta şaka yaptığını düşünsekte sonrasında beom'un bağırışlarından gerçek olduğunu anladık. herkes oraya doğru koşmaya başlamışken karina öylece duruyordu. beom'un yanına gitmeye çalışırken göz ucuyla ona baktım. yüzünde öylesine bir ifade vardı ki nasıl bir duygu olduğunu ifade etmek imkansızdı. korkmuş ve travmaları canlanmış gibi duruyordu. şoka girmiş halde dikilen karinanın yanına giselle gitti. onu sakinleştirmeye çalışırken bir yandanda denizden çıkarmaya çalışıyordu. ne olduğunu anlamasam da şu an asıl problem olan beomgyu'nun yanına gitmem gerekti. her şeyi boşverip oraya yüzmeye çalışırken heesung'un onu çoktan aldığını gördüm. diğerleriyle beraber denizden çıktılar. beomgyu nefes nefese ve korkmuştu. yanına gidip iyi olup olmadığından emin olduktan sonra rahatça nefes alabilmesi için ondan uzaklaştım. zaten etrafı kalabalıktı.

rotamı karinaya çevirdim. öylece sandalyede oturan bedenin beti benzi atmıştı.

"karina iyi misin?" dediğimi duymamış gibiydi. elimi gözünün önünde birkaç kez salladım.

"hey, sana diyorum." beni hala farketmemişti. omuzundan tutup onu biraz salladım.

"iyi misin dedim." karina sonunda yüzüme bakmıştı. pekte iyi görünmeyen haliyle cevapladı.

"ben eve gidiyorum." bir şey dememi beklemeden kalkmıştı.

diğerleride beomgyu'nun olayı yüzünden eve gitme kararı almıştı. zaten oldukça fazla durmuştuk. 

eve adımlarken karina'nın neden böyle davrandığını merak ettim. biraz hızlı adımlarla önümüzden yürüyordu. giselle ile ryujin'in bir şey konuştuğunu duydum. ne dediklerini anlamasamda ryujin'in ifadesinden kötü bir şey olduğunu anlamıştım. ryujin koşarak karina'nın yanına gitti. giselle'de onu takip etti. ryujin ona kısa konuşmalar yaptı. aramızdaki mesafe yüzünden sadece ağız hareketlerini görebiliyordum. eve gittiğimde ne olduğunu sormam gerektiğini biliyordum.

eve giderken beomgyu'nun toparlanıp eski haline döndüğünü gördüm. yine şebeklik yapmaya başlamıştı. bu halini görünce sevindim ve bende onlara katıldım. eve vardığımızda yemek yeme kararı aldık. hepimiz köpek gibi acıkmıştık. mutfağa erişte yapmaya giden soobin ve yeonjun ikilisi yemek görevini üstlenmişti. bense bu sırada duş alma kararı aldım. duştan çıktıktan sonra salonda oturan karinayı gördüm. diğerleride öylece oturuyordu salonda. ta ki ning'in vampir köylü oynayalım demesine kadar. yeni gelen ben tek boş olan yere yani karina'nın hemen yanına oturmuştum. hala olaydan sonra tepkisizdi. neden böyle olduğunu çok merak ediyordum. diğerleri oyun için hazırlık yaparken ona fısıldayarak (ne yarak mı😱) sordum."  

love, love, love what is it good for? - winrinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin