-26 Mayıs 1929-
Avucunda tuttuğu ilaçlara uzunca bir süre baktıktan sonra aklında dolanan onca karmaşık düşünceye tezat olarak kocaman gülümsedi. İçinde devleşen korkunç duygu girdabına yenilmemek için direniyor, mutlu yüzüne bir an olsun gölge düşürmek istemiyordu.
Kararlıydı.
Bozmayacaktı o sıcacık gülüşünü. Hatta daha da fazla gülümseyecekti. Gözleri iyice kısılacak ve al yanakları yukarı doğru toplanacaktı. Ruhunun acısını zerre miktar yansıtmayacak, dışarıdan bakılınca bir hayli mutlu gözükecekti. Öylesine güzel bir şekilde gülümseyecekti ki, sol gözünden firar eden minik damla bile kimisi için mutluluk gözyaşı olarak nitelenecekti.
Ancak hiç de öyle değildi.
Bunu da sadece kendisi biliyordu.
Yanağından aşağıya doğru süzülen tuzlu damlayı, çenesine ulaşmadan hemen elinin tersiyle sildi ve kuruladı ıslanan yanağını. Ancak akan ikinci yaşla beraber yeniden ıslandı sildiği yer. Ne kadar silerse silsin yaşlarının tekrardan akacağını bildiğinden hiçbir şey yokmuşçasına tüm acılarını yutup inci dişleriyle süslediği güzel gülüşünü sürdürmeye devam etti. Yanaklarının ıslaklığı giderek artsa dahi yaptı bunu.
Parmaklarını içe büküp elini yumruk şekline getirdi ve böylece saatlerdir tuttuğu ilaçları avuç içine hapsetmiş oldu. Oluşturduğu yumruya bakıp sessizce kıkırdadı. Üzerindeki beyaz gömleğin kendisine bol gelen sarkık kol kısımlarını da yukarı doğru çekiştirip beklediği vaktin geldiğini düşünerek ayaklandı. Az ötesindeki masada duran su dolu bardağa doğru ilerledi.
Attığı her adımla beraber kalp atışları hızını arttırdı. İçi heyecanla titredi ve aldığı nefesler sıklaşıverdi. Dışarıdan duyulmayan içsel çığlıkları kulaklarını tıkıyordu. İçinde baskıladığı yoğun heyecan artık dolup taşma noktasındaydı.
Sıkılı parmak boğumlarını gevşetip yaptığı yumruğu araladı ve heyacanı eşliğinde avucundaki ilaçları ağzına attı. Tereddütsüz ve çabuk bir hamleydi bu. Hiç düşünmemişti. Düşünürse aksayacak, tereddüt yaşayacak hatta belki de yapmaktan vazgeçecekti. Bunu çok iyi biliyordu. Bu yüzden oyalanmadan masadaki bardağı kavradı. Ağız içi ıslaklığıyla yavaş yavaş erimeye başlayan hapları, aldığı suyu kafasına dikerek midesine gönderdi.
İşte o an içine tarifsiz bir rahatlama hissi çöktü.
Mümkünmüş gibi daha da genişledi gülümsemesi, dudakları yırtılırcasına iyice gerildi. Yavaşladı hızlanmış kalbi. Anında normale döndü solukları. Sakinleşti. İlaçların etkisinden değil de amacına ulaşmanın verdiği keyiften dolayıydı bu. Kararlılığını korumamın verdiği sevinçtendi.
Başarmıştı.
Bir hayli özlediği sevgilisine kavuşacaktı sonunda. Onun yanına gidecek, sıkıca kucaklayacaktı onu. Öpüp koklayacak, onsuz geçen her dakikanın verdiği ızdırabı hasret kaldığı sevgilisinin kokusuyla bastıracaktı. Çok bekletmişti onu, bir an önce varmalıydı yanına.
Artık buluşma vaktiydi. İçtiği ilaçlar onları yeniden bir araya getirecekti.
Onsuz tam iki gün geçirmişti...
Korkunçtu...
Hisoka'nın yokluğu, Shun'a tarif edilemez bir dehşet yaşatmıştı. Aklını yitirmenin kıyısına gidip gelmişti sürekli hatta belki de o eşiği farkında olmadan çoktan geçmişti.
Sevdiğinin peşinden ilerlemesi, onsuz yaşamayı reddedip hasta sevgilisinin ölmeden önce kullandığı ilaçlarla hayatına son vermek istemesi aklı dengesini yitirdiğinin en büyük göstergesiydi belki de...
°°°°
•MAİNİCHİ SHİMBUN GAZETESİ•
5/10Sanat Camiasını Üzen Haber:
Ünlü besteci Miyata Shun, kendisi gibi besteci olan Ito Hisoka'nın evinde ölü bulundu.
Geçtiğimiz Salı günü yıllardır süren amansız hastalığı nedeniyle hayata gözlerini yuman Ito Hisoka'nın en yakın dostu, meslektaşı Miyata Shun'un cansız bedenine ulaşıldı. Bu ani ölüm, akıllarda pek çok soru işareti bıraktı.
İntihar ederek can veren Miyata Shun ile bir diğer acı kaybımız olan Ito Hisoka'nın aralarında aşk olduğunu iddia ediliyordu ancak ikili bu konu ile ilgili açıklama yapmaktan kaçınıyor, arkadaşlık adı altına süregelen ilişkilerine devam ediyordu. İki sanatçının birlikte olup olmadığı herkes tarafından merak edilirken gerçekleşen bu intihar gizli bir itiraf olarak kabul edildi.
Merhum Ito Hisoka'nın acısına dayanamadığı için kendi canına kıydığı düşünülen Miyata Shun'un ölümü herkesi sarstı. Ülkemizde sevilen iki sanatçımız için bir haftalık yas ilan edildi.
Miyata Shun'un ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz.
~•~
Ito Hisoka:
Miyata Shun:
Reenkarnasyon süreci de bitti şükür. Normal hayata dönebiliriz. En son Seonghwa gebermenin eşiğine gelmişti bak oraları yazmam lazım.
Artık olaylar ilerlesin ya yeter.
Planladığım gibi giderse sanırım 5-6 bölüm sonra final.
HADİ YİNE İYİSİNİZ 15 OY OLMADI AMA ATTIM BÖLÜMÜ
15 Oy olmadığı için de kısa yazdım hıh
Hatalarım varsa söyleyin lütfen,
Öpüldünüz.