Kampın olduğu haftasonunun üzerinden tam olarak bir hafta geçmişti. Haruto'nun babası Nakamoto Yuta gençleri kurtardığından beridir her şey yolunda gidiyordu. Kimsenin ailesi bir şey öğrenmemiş, Bayan Bae onları cezalandırmaktan vazgeçmiş, arkadaşlıkları ise sorunsuz bir şekilde ilerliyordu.
Kai'nin Minjeong ortada yokken çektiği fotoğraflarda ise ilgi çekici hiçbir şey yoktu. Wonyoung ve Haruto sarhoşluğun verdiği etki ile içlerinden şarkılar söylüyor, Sungchan yarın gerçekleşecek basketbol maçını düşünüyor, Yuna ise Aeri ve Minjeong için endişeleniyordu. Aeri ile Jaeyun ikilisinin fotoğrafını yakalamayı ne yazık ki başaramamıştı Kai. Bu seferlik çabalamayı ve bu karmaşık olayla ilgilenmeyi bırakma kararı alıp bu hafta sonu rahatlarına bakma kararı almıştı Minjeong ve Kai ikilisi.
Öte yandan fotoğrafçılık ile ilgilenen Sungchan ise Minjeong ve Kai'nin elinde durmadan dolaşan kamerayı fark etmiş ve arkadaşlarını bu hafta sonu birlikte fotoğraf çekmek için sahilin yanındaki milli parka çağırmıştı. Fakat Kai, birkaç işi olduğunu söyleyerek onları son gün ekmiş ve ikisini yalnız bırakmıştı. İşin gerçeği ise bunun zaman kaybı olduğunu düşünmesi ve Minjeong'a kendilerini açık açık ekeceğini söyleyen bir mesaj atmış olmasıydı. Sungchan'ı kırmak istemeyen Minjeong ise onunla birlikte gelmeyi kabul etmişti.
Şimdi ise, sohbet ede ede fotoğraflar çekiyorlardı. Sungchan, Minjeong'a bilmediği konularda yardımcı oluyor ve kabiliyetini geliştirmesi için çabalıyordu. Aynı hobiyi paylaştığı bir arkadaşının olması ona kutsal bir olay gibi geliyordu.
"Hadi şurada biraz dinlenelim. Sen yoruldun gibi." Dedi Sungchan ilerideki bankı işaret ederek.
Minjeong kafasını salladı ve gülerek onu cevapladı. "Hayır diyemem, epey yoruldum. Yaklaşık bir saattir yürüyoruz. Fotoğraf çekmek de ne zor işmiş ya?"
"Öyle ama sonunda aldığın sonuçlar fazla etkileyici oluyor ve seni daha fazlasını yapman için itiyor."
Minjeong, Sungchan'ın dediklerine fazlasıyla katılıyordu. Başta bunu sadece Sungchan'ı kırmamak için kabul etmiş olsa da birlikte geçirdikleri keyifli vakit ve çektikleri büyüleyici fotoğraflar onun epey bir hoşuna gitmişti. Hatta bunu arada sırada tekrarlamaktan keyif alırdı.
Sungchan çantasından iki su çıkarttı ve birinin kapağını açarak Minjeong'a uzattı. "Su iç ve soluklan biraz. Aç mısın?"
"Pek aç sayılmam. Ya sen?"
"Aman sen de hiç aç değilsin zaten." Diye söylendi Sungchan. "Ben de pek aç değilim. En azından bir kahve içmek ister misin?"
Minjeong kısa bir süre düşündü. Akşam tüm ekip ve aileleri yarın olacak final maçını kutlamak için Manoban-Park hanesinin evinde toplanacaktı. Bu yüzden çıkabilecek ziyafeti az çok tahmin ettiğinden midesinde bolca yer ayırmak istiyordu. Fakat düşününce, kahve midesinde pek de yer kaplamazdı. "Olabilir aslında. Sonra direkt Aeri'ye geçeriz, ne dersin?" Diye bir fikir sundu Sungchan'a.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
camera II | kim minjeong (+multifandom)
FanfictionAnnesinin kendisine 18. yaş gününde hediye ettiği kamerayı inceleyen Kim Minjeong, bu kameranın normal özelliklere sahip olmadığını ve sandığından daha da gizemli olduğunu fark etmişti. Çünkü bu kamera, kadraja giren insanların düşüncelerini ve kalp...