Derin bir nefes vererek önündeki kağıtlara bakındı genç kız. Dün geceden beri hiçbir şekilde odaklanamıyordu. Hem Sungchan'ın hareketleri hem de Kai'nin bu kamera işini daha da karmaşık hale getirmesi üst üste gelince ikisini de kafasına takmadan edemiyordu Minjeong. Dün eve döndüğünde kameranın çöp kutusu olup olmadığını kontrol etmişti. En sonunda bir tuşa bastığında çöp kutusunu bulabilmişti tabii, fakat çöp kutusundaki fotoğrafların üzerindeki yazılar ne yazık ki yoktu. Sanki fotoğraflar silinince onlar da silinmiş gibiydi.
Kafasını sıranın üzerindeki eline koyarak sıkıntılı bir nefes verdi. Aklında dolaşan tilkileri bir tüfek çekip tek tek vurmak istiyordu. Eh tabii, bu pek de mümkün değildi doğal olarak.
"Sunbae, bizi dinliyor musun?" Onuncu sınıfların temsilcisi Lee Hyunseo kendisine çekingen bir ses tonu ile seslendiğinde, Minjeong hemen kafasını kaldırmış ve oturuşunu dikleştirmişti.
Öğrenci konseyi başkanı olmak dönem başında keyifliydi ama şu dönemler her cuma yapmak zorunda oldukları toplantılar ona gram keyifli gelmiyordu.
Dudaklarını yalayarak Hyunseo'yu cevapladı. "Evet evet dinliyorum, biraz başım ağrıyor da. Kusura bakmayın çocuklar devam edelim."
"Minjeong, belki de churchill içmelisin. Baş ağrına iyi geleceğini düşünüyorum. Kantine yapıp yapamayacaklarını sormamı ister misin?"
Naoi Rei, cıvıl cıvıl sesiyle kendisine doğru konuştuğunda Minjeong'un sinirleri daha da bozulmuştu. Evet Rei'yi seviyordu, onunla birlikte çalışmak gayet güzeldi. Ancak dünden sonra onu kıskanmadan edemiyordu. Üstelik arkadaş grubu arasında hayali patenti Minjeong'a ait olan churchill hilesini onun dışında başkasının da biliyor olması sinirlerini bozmuştu.
"Ne gerek var? Devam edelim dedim." Biraz sert konuştuğunu fark ederek dudaklarını dişledi ve konuşmaya devam etti. "Yani, evet mantıklı ama toplantı arasına girdiğimizde hallederim. Şu an sırası değil demeye çalışıyorum."
"Sorun yok yanlış anlamadım." Dedi Rei alıngan olmadığını belli eden bir ifade ile. Minjeong ile aralarında ufak da olsa bir samimiyet vardı. Birkaç kez öğle yemeklerini beraber de geçirmişlerdi. O yüzden darılmamıştı ona. Eh tabii bir de, başka bir detay daha vardı ama bu şu anlık önemli değildi.
"On dakika ara verelim hadi. Minjeong'un başı ağrıyınca fazla gergin oluyor. Bir kendine gelsin." Kai ayağa kalkarak ellerini cebine attı ve boynunu sağa sola çevirerek esnetmeye çalıştı. "Gelince su fıskiyesindeki çöpleri bir tur daha konuşalım. Ben tatmin olmadım. Geçen gün teneffüste gördüm, onuncu sınıflardan çocuklar çöplerini atıyordu. Beni görünce kaçtı bebekler. Senin bir konuşma yapman gerekebilir Hyunseo."
Hyunseo itaatkar bir şekilde kafasını salladı ve gülümsedi. "Tamam sunbae ben hallederim o işi. Bizim dönemdeki erkekler fazlasıyla haylaz biliyorsunuz, kusura bakmayın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
camera II | kim minjeong (+multifandom)
FanfictionAnnesinin kendisine 18. yaş gününde hediye ettiği kamerayı inceleyen Kim Minjeong, bu kameranın normal özelliklere sahip olmadığını ve sandığından daha da gizemli olduğunu fark etmişti. Çünkü bu kamera, kadraja giren insanların düşüncelerini ve kalp...