Zorluklar

34 2 2
                                    

Doktor hemen taburcu etti. Gece hastane de kalmadım. Hastaneden çıktığımızda telefondan taksi çağıracaktık. Bir anda bir kadın yanımıza geldi.
"Siz Daisy, Amy ve Melody olmalısınız."
"Evet biziz." dedi Daisy anlamadığını belli ederek.
"Ben sizi korumak için geldim. Ben Ayça."
"Bizim koruyucu yetişkine ihtiyacımız yok." dedim sinirli bir şekilde.
"O haklı." dedi Daisy.
"Tamam hadi siz tek başınıza taksiye bininde gidin, bakalım binebilecek misiniz?" dedi.
"Melody, Daisy, doğru söylüyor." dedi Amy.
"Öyle mi dersin?" dedim.
"Evet." dedi Amy.
"Yukarı da polisler var, hadi onlara soralım." dedim iğneleyici bir tavırla kadına dönerek.
"Tamam." dedi.
Hastanedeki polislere gidip sorduk.
"Evet o sizinle olacak." dedi polislerden biri.
"Tamam mı Melody ve Daisy?" dedi Ayça.
"Çıkalım öyle konuşalım." dedim.
Hastaneden çıktık.
"Evet hadi gidelim." dedi Ayça.
"Ben yine de gelmek istemiyorum." dedim.
"Bende." dedi .
"Peki ya sen Amy?" dedim.
"Siz nereye ben oraya." dedi Amy.
"Tamam, ben size numaramı vereyim." dedi Ayça.
"Tamam." dedi Daisy.
Numarasını verdi, kayıt ettik. Aramayacağımıza üçümüzde emindik ama
yoksa kadın bizi bırakmayacaktı.
"Görüşürüz." dedi Ayça.
"Görüşürüz." dedi Amy.
"Görüşmeyiz bence." dedi Daisy.
"Görüşeceğimizi zannetmiyorum." dedim.
Duru ablanın evine gittik. Annemi arayıp olanları anlattık.
"Nasıl? Siz Rosé'yi mi buldunuz?" dedi annem. Sesinden ne kadar çok şaşkın olduğu anlaşılıyordu.
"Sanırım, o olduğunu söylemişti." dedim.
"Melody, abin Oliver'ı Türkiye'ye gönderiyorum." dedi annem.
"Neden?" dedim.
"Tek başınıza kalamazsınız." dedi annem.
"Peki anne." dedim.
Ertesi gün kapı çaldı.
"Abim gelmiştir." dedim ve kapıya yöneldim. Kapıyı açtım ama karşımda-
ki kişi Oliver değildi, Rosé'ydi.
"Nasılsın kardeşim." dedi Rosé umursamaz bir tavırla.
"Ne oldu seni pislik?" dedim iğneleyici bir tavırla.
"Kardeşimi görmeye geldim." dedi. Elbette yalandı.
"Evet bende yedim." dedim umursamaz olduğumu belli ederek.
"Tamam anlaşma yapmaya geldim. İçeri gireyim mi?" dedi.
"Tamam konuşalım." dedim ve koltuğu gösterdim.
Oturduk, Daisy ve Amy de geldi.
"Nasıl bir anlaşma yapmak istiyorsun?" dedim sinirli bir tavırla.
"Olivia ve arkadaşını getiririm ama karşılığında benden şikayetçi olmaya-
caksınız." dedi Rosé, sesinden zorunlulukla yaptığı belliydi. Acaba kendi-
si mi onu zorluyordu yoksa başkası mı?
"Tamam." dedim.
"O zaman görüşürüz." dedi ayağa kalktı ve kapıya yöneldi. Evden çıktı ve kapıyı kapattı.
Rosé gitmişti. 2 saat sonra geri döndü, yanında ablamlar vardı. Duru abla'nın ağzı bağlıydı. Bir şeyler söylemeye çalışıyordu, büyük ihtimalle argo konuşuyordu. Rosé Duru'yu tutuyordu. Ablam ise tam yanlarından yürüyordu.
"Bu hiç susmaz mı?" dedi Rosé.
"Asla."dedi ablam.
"Abla!" diye koşarak yanına gittim ve ona sarıldım.
"Seni çok özledim." dedim.
"Bende seni." dedi ablam.
Konuştuk, ablamlar barıştı. Sonra bahçeye çıktık ve oturduk.
"Sanki herşey düzeldi." dedi Amy.
"Hımm bence bir şeyler daha var, hissediyorum." dedi Daisy.
Sonra sohbete devam ettik. Bana da herşey düzeldi gibi geliyordu. Ab-
lamlar barışmıştı, babam yoktu, arkadaşlarımla Ankara'yı gezme imkanımız vardı ve benzeri bir sürü güzel şey vardı, diyecekken yine şanssızlığım benimleydi. Mutluydum.
Ta ki o ana kadar
Silah sesi gelene kadar
İki kez silah sesi
Sonradan bir silah sesi daha
Ablam ve Amy vurulmuştu. Ben de vurulmuştum. Çok acı vericiydi. Üçümüzde yan yana oturmuştuk, üçümüz yan yana da vurulduk.
Ama hala konuşmalarını duyabiliyordum.
"Melody! Amy! Olivia!" diye bağırdı yeni tanıştığım ablam Rosé.
"Melody! Amy! Olivia abla!" diye bağırdı Daisy ve üçüde yanımıza koştu.
Sonra arkadan bilmediğimiz bir ses geldi.
"İyi nişan almış mıyım?"
Bu babamdı.
Sonra hepimizin yüzlerine baktı.
"Bir dakika. Ben Rosé, Amy, ve Daisy'yi vuracaktım." diyerek başladı cümlesine babam. "Olamaz ben ne yaptım?"
Korkuyla geri geri gidiyordu. Benim de gözlerim kapanmaya başlamıştı. Ama duyuyordum. Rosé öyle kötü küfür ediyordu ki. Daisy bile susturma-
ya çalışıyordu. O anda kulaklarıma yazık demiştim ama düşününce ba-
bamın bize yaptıklarından sonra az bile kalmıştı.
O andan sonra duymamaya başladım. Ablam yanımdaydı. Kolumu ablama uzatmaya çalıştım ama başaramadım. Daisy'ye kolumu uzatmak istedim ama Daisy ablamın yanındaydı.
Babam üzgün olduğunu söylüyordu ama değildi.
Rosé sakin olduğunu söylüyordu ama değildi.
Daisy bizim iyi olduğumuzu söylüyordu ama değildik.
Daisy'nin bize anlattığına göre devam edeceğim. Daisy hastaneyi ve po- lisleri aradı. Rosé ise babamı tutuyordu. Aslında artık baba dememeli- lim. Hastanedeydik, uyandım. Dışarıda babam "Ne olur son bir kez kızımla konuşayım." diyordu. "Kızım" "Kızım"
Ben onun kızı mıydım? Onun kızı olabilmem için onun benim babam olması gerek. Mesleğini yapamayan bir doktor kendine doktor diyebilir mi? 
Gözlerimi zar zor açtım. Yanımda Daisy vardı.
"İyi misin?" dedi Daisy.
"Evet, ama dejavu yaşıyorum." dedim.
"Ne oldu?" dedi Daisy.
"Her uyandığımda ya sen ya da Amy bana "İyi misin." diyor artık. Böyle bir dejavu yok." dedim ve güldüm.
Aynı şekilde Daisy'nin de gülmesini bekliyordum ama gülmedi.
"Bu yaşadıklarından sonra bile hala gülebiliyorsun. Çok şanslısın." dedi Daisy.
Bir anda dışarıdan bir silah sesi geldi.
"Hayda." dedi ve ayağa kalktı Daisy.
"Ne oldu!" diye bağırdım. Normalde bir sürü silah sesi olan film seyrettim silah sesinden korkmam ama artık bu silah sesi bilinçaltımda kötü bir yere sahipti.
"Sakin ol, ben gidip bakarım."
İçimden bir ses Daisy oraya giderse iyi şeyler olmayacaktı.
"Dur!" dedim.
"Ne oldu?" dedi Daisy.
"Daisy ne olur birlikte gidelim." dedim.
"Hayır doktor fazla hareket etmemeni söyledi." dedi Daisy.
"O zaman sende gitme." dedim, acaba aklımdan ne geçiyordu.
"Tamam ama sadece kapıya kadar." dedi Daisy.
"Tamam." dedim.
Ayağı kalktım.
"Tamam, benimle gelebilirsin, çok iyisin ama dikkat etmelisin." dedi Daisy.
"Tamamdır kaptan." dedim, bu sefer ben söylemiştim. Kapıya ilerledik.
Dışarı çıkmadık, kapıyı aralayıp baktık. Kapıda babam ve polisler vardı, konuşuyorlardı.
"Tamam dışarıda polisler var çıkabiliriz." dedi Daisy odadan çıkarak.
Tamam anlamında kafamı salladım. Dışarı çıktık. O anda babam polis-
lerden birinin silahını kaptı.

Çığlığın MelodisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin