15彡

702 45 26
                                    

İngiliz edebiyatı dersi bittiğinde ben çoktan sınıftan ayrılmış ve koridorun sonundaki dolabıma ulaşmıştım.

Dolap kapağının üzerine yapıştırılmış olan ilanı yerinden kopardım ve göz gezdirdim.Haftaya düzenlenecek olan tiyatro gösterisinden ve yarın ki açılış balosundan bahsediyordu.Baloyu hatırlayınca yutkundum.Yarın akşam Michael Clifford ile gitme ihtimalimin bile olmadığı baloya gidecektim.Hemde Denise'in zorla aldırdığı şu elbise ile.

Bir an için içimi heyecan ve korku kapladı.Balo,elbise,içki,dans..Bunlar bana göre değildi.Hatta bundan sadece bir hafta önce baloyu bile unutmuştum.Evde oturup Game Of Thrones izlemeyi planlıyordum ki,Michael ortaya çıkıp yine her şeyi plan dışına çıkartmıştı.

İlan kağıdını köşedeki çöp kutularından birine attıktan sonra dolabımı açtım ve biyoloji için gerekli kitabımı aradım.Anahtarlığımı ve repliklerin bulunduğu dosyayıda çantama attıktan sonra dolabı tekrar kilitledim.Çantamın fermuarını kapatmakla meşguldüm ki biri bana seslendi.

"Hey,selam."

Karşımdaki bedenin Michael'a ait olmasını umuyordum ama bu ses tonu ve ona kıyasla biraz daha kısa olan beden Clifford'dan çok farklıydı.

Onu tanımakta biraz zorluk çeksemde sonunda anımsamıştım.Şu tiyatro seçmelerinde gördüğüm ve Michael'ın fizik dersinde bana baktığı için söylendiği çocuk o olmalıydı.

"Selam." dedim çantamı en sonunda omuzuma alıp.

"Umm..Ben Lerman." diyerek kendini tanıttığında kumral gür saçlarına ve kahvenin en koyu tonu olan gözlerine baktım. "Lerman Stark."

"Şey,evet bende Ra-"

"Rain Bernard." dedi sözümü keserek.Beni tanıdığına şaşırmıştım.Yani ben onu tanımıyorsam,o beni nasıl tanıyabiliyordu?

"Fizik dersimiz ortak." diye açıkladı hemen. "Ve seni tiyatro seçmelerinde de görmüştüm.Aslında," kendi kendine gülüp ensesindeki saçları kaşıdı. "Geçen sene birinci sınıflardan birini kantin sırasında koruduğundan beri dikkatimi çekiyorsun."

Şaşkınlıktan açılan ağzımı kapattıktan sonra sesimi temizlemek adına öksürdüm.

"Oh,evet çömezler bazen yardıma ihtiyaç duyuyor." dedim hemen.Güldü.

"Evet,sanırım öyle." bir süre sadece bana baktıktan sonra ellerini kot ceketinin ceplerine yerleştirdi ve çekinerek gözlerini kaçırdı.

"Aslında sana bir şey sormak istiyordum.Tabi,eğer acelen yoksa."

"Tabi,dinliyorum." dedim nazik ses tonumla.

"Açılış balosu için kendime bir Cindrella arıyordum ki,aklıma..Aklıma sen geldin." dedi son kelimelerde takılıp. "Yani,eğer başkasıyla gitmiyorsan benimle gelmek ister misin?"

Ne diyeceğimi bilemez bir hâlde öylece dururken şaşkındım.Tam dudaklarımı Michael ile gideceğimi söylemek için aralamıştım ki üçüncü bir kişinin sesiyle ikimizde duraksadık.

"Aslında bakarsan benimle gidiyor." dedi o aklıma kazınmış derin sesi.

Michael yanıma ulaştığında ve uzun bedeni Lerman'ın karşısında durduğunda şaşkınlığım katlanmıştı.Onun kusursuz ve her zaman benim gözümde bir tabloyu andıran yüzüne baktığımda kaşlarını çatmış olduğunu gördüm.Ama bu her zaman yaptığı gibi onu şirin göstermemişti.Aksine tavrı ve mimikleri sertti.

"Michael,ne zaman geldin?" diye sordum onun Lerman'a olan korkutucu bakışlarını bölmek isteyerek.

"Az önce." dedi sadece ve bir an olsun gözlerini ondan ayırmadı.

Phobia | m.cHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin