8彡

888 51 26
                                    

Ertesi gün lanet bir sesle uyandım.Bu Pool'un sesiydi.Birine sinir dolu öfkesiyle bağırıyordu ve korkarım ki bu kişi teyzemdi.Üzerimdeki yorganı ayağımla itip yataktan kalktım.Bol gelen tişörtümü dizimin üzerinden çekiştirip çıplak bacaklarımı kapatmaya çalışırken altıma giyecek bir şeyler arıyordum.En sonunda yatağımın altında bulduğum eşorfmanı ayağıma geçirdim ve kilitli kapıyı açtım.Merdivenleri koşar adım indiğimde o herif iğrenç ağzıyla teyzeme bağırıyordu ve bu sabahın erken saatlerinde görmek istediğim bir manzara değildi.

"Biraya ihtiyacım var ve lanet olası dolabında bir tane bile yok.Bana içki getirmeni istiyorum.Kıçını kaldır ve bir işe yara!" diye kükredi ben son basamağın üzerinde durmuş ona bakarken.

"Sana nereden içki bulabilirim bilmiyorum." diye yalvardı teyzem.Ağladığını derin hıçkırıklarından anlayabilirdiniz.Beyaz geceleği onun ufak bedenini sarmalamıştı ve o bir meleği andırıyordu.İçimin sızladığını hissettim.Ve bu hissin ardından gelen derin öfke duygusu.

"Bu umrumda bile değil.Ne işe yararsın sen ha?" kükredi Pool.Son kelimeleri ağzından dökülürken gözleri kıpkırmızıydı.Sanırım zaten çoktan sarhoş olmuştu.

"Hey,ona bağırmayı kes!" diye araya girdim.İkiside beni yeni fark ediyordu.Pool'un sarhoş bedeni sinirle bana döndüğünde teyzemin korku dolu gözlerinin bana 'yapma' dercesine baktığını görebiliyordum.

"Sen burada ne halt ettiğini sanıyorsun?" diye bağırdı bana doğru.Tiksinti dolu bakışlarımı ona sabitleyerek yaklaştım.

"Asıl sen ne halt ettiğini sanıyorsun?" dedim cesurca. "Ona bağırmaya hakkın yok.Ne diye gidip kendi sikik içkini tek başına bulmuyorsun? Böylece sarhoş bedenin bir arabanın altında kalabilir."

Gözleri çoktan öfke ve hırsla parlamıştı.Sarhoşluğun verdiği sersemlikle sendeledi ve hemen ardından bana bir adım yaklaştı.Büyük kahkahası ufak salonun her köşesinde yankılanırken teyzem çoktan daha fazla ağlamaya başlamıştı.

"Ah,şuna da bakın! Ufak kızımız ne kadarda terbiyeli!" buram buram ucuz içki kokan nefesi her hecesinde suratıma çarptığında tiksindim.Bu adam mide bulandırıcıydı.Hücresine kadar.

"Kes sesini,piç kurusu.Gücün ancak yaşlı bir bayana yetebilir." alayla güldüm.Bunu yaparken ondan nefret ettiğimi belli etmeye çalışıyordum. "Gelip benimle uğraşmaya ne dersin?" diye sorduğumda yüz hatları sonuna kadar gerildi ve kalın kaşları iri gözlerinin üzerinde çatıldı.

"Seni küçük sürtük!" dedi dişlerinin arasından.

"Rain..Tatlım odana çıkmanı isriyorum.Hemen." teyzemin savunmasız sesini duyduğumda ona döndüm.

"Neden?" dedim hemen. "Bu herif sana daha fazla bağırsın ve kalbini incitsin diye mi? Üzgünüm teyze ama sanırım buna izin vermeyeceğim."

"Teyzeni dinlesen iyi olur." diye tısladı Pool.Alayla ona döndüm.

"Senden emir alacak değilim.Burada gidecek biri varsa o da sensin ve zevkle kıçını tekmeleme görevini üstlenebilirim."

"Rain!" diye haykırdı teyzem,o herif bana sert bir tokat geçirmeden hemen önce.

Elimle dudağımın kenarındaki kanı sildim ve başımı tekrar kaldırdım.Yanağım neredeyse uyuşmuş,acıma noktasına ulaşmıştı.

Oda da derin bir sessizlik oluştuğunda ona daha fazla yaklaştım ve benden çok fazla uzun olmayan iri bedenine öfkeyle baktım.Yüzü hıncını alamadığını belli eden kesik çizgilerle doluydu.

"Yapabildiğinin en iyisi bu mu?" diye sordum fısıltı hâlinde çıkan sesimle.

Hemen ardından teyzem onu iktirdi ve benden hızla uzaklaştırdı.

Phobia | m.cHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin