22彡

916 51 46
                                    

falloutcliffy,yüzünün c: hâlini alması dileğiyle xx :D

"Aww..Luke? Misafirlerin olduğunu bilmiyordum."

Denise'in ufak mırıldanmasına karşılık yutkunup bakışlarımı ona çevirebildiğimde sevgili en yakın arkadaşımı şuradaki gitarlardan biriyle öldürmek istiyordum.Beni buraya bilerek getirdiğine inanamıyordum.Bunu cidden yapmış olamazdı ve eminim şu an bana gerekli bir açıklama yapmayı her şeyden çok isterdi.

"Ah,bebeğim.Sonunda geldin ve hey! Rain! Gözlerime inanamıyorum.Sen ve şu harika saçların buradasınız!" Luke'un fazla neşeli çıkan sesi odayı doldururken bize yaklaştı ve Den'e kocaman bir sarılış verdikten hemen sonra yanağıma sulu bir öpücük bıraktı.

Yüzümü buruşturup onu geri ittiğimde çok gecikmeden derin kıkırtısını duydum.Şu an için kalbim bir boğa gibi atmaya devam ederken Luke'un şirin gülüşünden bile nefret ediyordum.Buradaki her şeyden nefret ediyordum.Den ve bindiğim o lanet takside bunlara dahildi.

"Sizi yeni Avustralyalı arkadaşlarımla tanıştırayım." diye cırladı Luke.Sanki başkan Obama'nın önünde sunuculuk yapıyordu.

Onun bu tanıtım cümlesiyle bakışlarım kıvırcık saçlı,kocaman bir gülümsemesi olan yaramaz bakışlı çocuğa kaydığında onu tanımam çok uzun sürmedi.Cidden Ashton'un burada ne işi olduğunu düşünmek için çok fazla meşguldüm.Beynim Michael'ın büyüleyici bedeni ile ilgilenirken,kalbim onunla nasıl baş edeceğini düşünüyordu.Ama onun sıcak sırıtışını özlediğimi hissettiğimde onu gördüğüm için mutluydum.Bir de şu Asyalı çocuk vardı tabi.Onun kim olduğunu ise bilmiyordum bile.Sadece koyu saçlarının anlına düşüşü fazla tatlıydı.Burnunun büyüklüğü devasa bir boyuta ulaşmış gibiydi fakat bu onu daha fazla tatlı bir hâle getirmekten başka bir işe yaramıyordu.Vücudu ise şirin yüzünün aksine fazla iyiydi.Michael'ın etkileyici punk-rock tarzına yakın giyiniyordu ama onu Michael'la kıyaslamak bile istemiyordum.Şu an karşımda duran tapılası Clifford'a bakınca içimin eridiğini hissediyordum ve Asyalıyı sadece iyi olarak tanımlayabilirdim.

"Bu Ashton." Luke'un cırlamasıyla sıçrayıp yutkunduğumda Michael ve ben ciddi anlamda birbirimize bakmadan duramıyorduk.Bedenimin aptal bir şekilde ona tapmasından nefret ediyordum. "Ve bu da Calum." dedi son olarak Asyalıyı andıran çocuğu gösterip.

Bir an için onu cidden tanımadığımı düşünsemde Calum ismi anılarımda canlanıp beni hızla buldu.O Michael'ın Avustralya'dan en yakın arkadaşıydı.Birlikte bir punk-rock grubu kurmak istiyorlardı ve Michael onu beklediğini söyleyip duruyordu.Onun Londra'ya gelip Michael'la takılmasına sevinmiştim.Bildiğim kadarıyla Calum onun tek ve en iyi arkadaşıydı.Plotonik aşkı Luke'u ve kocaman gülümsemesiyle odayı aydınlatan Ash'i saymazsak tabi.

"Ve bu güzel bayanda size bahsettiğim kız arkadaşım oluyor,beyler." dedi Luke Denise'i kolunun altına alıp.Hemen sonrada bana döndü. "Şuradaki güzel hatunda-"

"Rain!" diye tamamladığında Ashton'un bana kocaman bir sarılış sunmasına izin verdim.Onun uzun bedeni benim ufak vücudumu kaplarken kıkırdadığını duydum. "Seni özlemeye başlıyordum.Burada olman harika,bebeğim." dediğinde istemsizce gülümsedim ve onun benden ayrılan bedenine baktım.

"Seni görmek güzel,Ash." dedim samimiyetimle.

"Dur,bir dakika.Siz tanışıyorsunuz." diye sızlandı Luke ve hemen ardından Calum Denise'le ve benle tokalaştı.

"Seni sonunda tanıdığıma memnun oldum." dediğinde onun şirin sesine ve bir kaç kelimenin sonunda kısılan gözlerine hayran kalmıştım. "Bu ahmak sürekli senden bahsediyor.Seni fazlasıyla iyi tanıyorum." diyip kıkırdadığında yutkundum.

Phobia | m.cHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin