5. Bölüm

5 2 0
                                    

Hemen Seojun'a cevap yazdım.
-Nasıl ya.
-Şu ana kadar kimseye zarar vermemişti.
-Yanlış anlaşılma olabilir mi?
-Sadece başka suçlulurdan çaldıkları şeyleri çalıp bağışlıyo.
Uzun bi süre cevap gelmedi... Ardından telefon çaldı.
"Han sen bunları nerden biliyosun? İki seçeneğin var, ya sana gelirim herşeyi analtırsın yada bunu koz olarak kullanır karakolda ifade verirsin."
"Tamam, gel bekliyorum."

-1 SAAT SONRA-

Kapı çaldı. Ağır adımlarla gidip kapıyı açtım.
"Hoş geldin."
"Hemen konuya gir."
"Tamam..." Salona oturduktan sonra derin bi nefes aldım, Minho bana çok kızıcak... "Şimdi şöyle... Kızıl Kim benim çocukluk arkadaşım. Bunları yapmaya 18 yaşına girdikten birkaç hafta sonra başladı. Doğum gününde aramızda sekiz kişi falan ufsk bi kutlama yaptık. Kutlamadan sonra dağıldığımızda Minho-"
"Bi dakika adı Minho mu?"
"Evet, aramızda kalsın. Eve giderken düşmüş ve normal olarak elindeki hediyelerde düşmüş. Arkasından koşarak iki adam hediyelerden bazılarını çalmış. Tekrar buluştuğumuzda anlattı bunları bize... Bir hafta sonra da benimle konuşmak istediğini söyledi. Buluştuk, bana olayı özet geçti ve çalınan şeyleri geri alıp bağışliycağını söyledi... Şu ana kadar çok fazla yaptığı bağışların fotoğrafları var..."
"Göstersene."
Minho'nun birkaç fotoğrafını gösterdim.
"Ve aslında kız arkadaşım yok o Minho'nun kız arkadaşı ve kediside yok-"
"Kedi de Minho?"
"Evet... Ama gerçekten sadece suçluların çaldığı şeyleri çalıp bağışlıyo, kimseye zarar vermiyo vermez de."
"Bana düşünmem için biraz zaman ver."
"Tamamm... Bu arada yeni başlayan iki kişi varya. Onlar evime gizlice girdi."
Ona videoyu gösterdim.
"Tamam bugün hallederim. Artık gidiyim malum birkaç şeyi düzeltmemiz gerek.
Göz kırpmasından Minho'yu korumama yardım ediceğini anladım. Seojun'u geçirdikten sonra Minho'yu aradım.
"Alo?"
"Seojun'a herşeyi analttım ve bana yardım edicek."
"Neden anlattın bunun gizli olması gerekiyo!"
"Haberleri gördün mü sen?"
"Yoo."
"Çabuk bak bekliyorum."
"Ne görmem gerekiyo ki?"
"Bakk..."
"Bakıyom zatenn!"
"Senin hakında bi haber var, gördün mü?"
"Yok link falan atsana."
"Senin telefon bozuk galba benim önüme sürekli çıkıyo."
"Benim önümede sürekli indirim haberleri çıkıyo."
"Attım."
"Dur bakiyim..." Uzun bi süre sessizlik oldu sonra Eun'un sesini duydum aralarında sessizce bişeyler konuştular ama anlayamadım sanki telefon uzaktaydı gibi. Sanırım ayaktaydı koltuğa oturma sesi geldi.
"Hannie sen buna inanmadın dimi? Ben asla böyle birşey yapmam.. S-Sende biliyosun bunu.."
"İnanmadım zaten merak etme. Büyük ihtimal yanlış anlaşılma oldu yada sadece tahmin yürüttüler."
"Umarım..."
"Ama evden çıkmaman lazım camdan bile dışarı bakmaman gerek daha çok üstüne düşücekler çünkü."
"O iş bende Han sen merak etme. Elimdne geleni yaparım."
Eun'a güceniyorum o Minho için elinden geleni yapar. Birbirlerini gerçekten seviyolar ve.. Güzel bi üçlüyüz.
"Tamam sana güveniyorum. Seojun'dan haber bekliyorum şimdi yarın gidince daha detaylı anlatırım sana."
"Tamam."
Kafamıdağıtmak için evi temizledim. Bir buçuk aydır doğru düzgün temizlememiştim. Temizlik bitincede hızlıca duşa girip yattım.
Alarmın hiç özlemediğim sesine kalkıp işe gittim.
"Sonunda bizde seni bekliyoduk."
Kapıda beni direk Seojun karşıladı.
"Neden, noldu?"
"Aramızdaki en deneyimli sensin bu yüzden kanıtlara bide senin bakmanı istiyoruz."
"Tamam, bakiyim."
Başka bi odaya gittik ve Seojun kanıtlaeın olsuğu poşeti masaya koydu, o sırada bende eldiven giydim.
"Burda başka bi parmak izi daha var."
"Bakiyim."
"Banada gösterin."
Yanımızdakiler de bakmak istedi ve herkese gözterdim.
"Bu parmak izinin kime ait olduğunu bulmanızı istiyorum."
"Tamam ben hallederim."
Üç aydır falan bizimle çalışan Amelia diğer parmak izinin kime ait olduğunu aramaya başladı ve bu benim için çok iyiydi... Demek bıçağa dikkatli bakmamışlar.
Seojun'u kenara çektim.
"Parmak izine falan kim baktı?"
"Noah ve iki kişi daha vardı yanında."
"O iki kişi kim?"
"Bilmiyorum şu yeni başlayanlardan. Bide artık onlark bir ay görmiyceksin. Evine gizlice girdiklerini söyledim zaten onlarda inkar etmedi bir ay uzaklaştırıldırlar."
"Neyse en azından dürüsler."
"Evet."

~3 AY SONRA~

Minho ilk beş günden sonra dışarı çıkmak için hergün bana sordu ama hep aynı cevabı verdim. "Henüz değil." Bu sürede Amelia günlerce uykusuz kalıp dişer parmak izinin kime ait olduğunu bulmaya çalıştı. Bu sürede Seojun'la elimizden geldiğince ona yardım ettik. Masa başında uyuya kaldığı oluyodu, iki haftada bir izin yapıyodu ama Seljun'la benimde bi farkım yoktu. Amelia'nın bütün bu çabası Kızıl Kim'in masum olduğunu düşündüğü içindi. Bize kendi fikrini anlattı ama biz bişey demedik.
Seojun'la viraz kafa dağıtmak için bi kadeye gittik. İkimizde Amelia hasta olduğunda dört gin uyumayıp araştırma yapmıştık. Ameila gelincede evlerimize gidip biraz uyuduk ve sonra bi kafede buluştuk.
Bi anda telefonum ard arda titredi.
-Han diğer parmak izinin kime ait olduğunu buldum.
-Müsaitsen buluşalım.
"Kim?"
"Amelia, parmak izinin kime ailt olduğunu bulmuş."
-Tamam, buluşalım.
-Biz Seojun'la bi kafedeyiz konum atiyim gel.
Hızlıca konum attım.
-Tamam, yoldayım.
Birkaç dakika sonra geldi.
"Hoşgeldin."
"Hoşgeldin, bişey içer misim?"
"Menüye bakiyim bi."
Amelia kendine içecek söylediğinde telefonyny çıkarttı ve birkaç fotoğraf gösterdi.
"Parmak izinin sahibi bu adam. Adı Seo Aiden. Küçük bi restorantı varmış 13 hafta önce dükkanına hırsız girdiğini ihbar etmiş. Ama kamera görintülerine bakıldışında kimliği belirlenememiş ve bir tane bıçak çalınmış."
"Bi dakika bıçakmı çalınmış?"
"Evet."
"Peki bu restorant nerde? Bi gidelim ama bıçaşıda almamız gerekiyo."
"İki dakika uğrayıp alalım."
"Tamam bende o sırada navigasyonu ayarliyim."

Gizli KorumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin