8- ARTIK KAFEYE GİTMEK YOK

3 2 0
                                    

Okan komisere baktı Derya, "Çok sevdiğim bir kafe vardı benim evimin olduğu yerlerde..." dedi.

Sakince kahvesini yudumladı, Okan komiserden bir tepki bekledi ama o tepkisiz kalmayı tercih etmiş gibi bakıyordu.

Derya ona bakmadan, "Galiba artık oraya gitmek için vakit bulamam..." dedi, Okan komisere ani bir bakış attı, "Sizinle izin günlerimiz aynı, belki beraber gideriz?"

Okan komiser Derya'nın yüzüne döndü, kâğıt kahve bardağını tezgâhın üzerine bırakıp, "Gitmeyiz." dedi.

Derya şaşkın bir ifadeyle ona bakmıştı, "Neden?"

Okan komiser, "Artık kafeye gitmek yok, istifanı onaylamadık; orada bir adamımızls gereksiz bir samimiyetin olmuş." dedi.

"Oradaki bir adamımız?" dedi Derya, aklına Candar gelmişti... Okan komiser elini tezgaha koydu, "Bak, hemen hatırladın onun kim olduğunu."

"Yok, sadece bir garson arkadaşım vardı orada, acaba o mu diye düşündüm." Derya kendini açıkladı, Okan komiser, "O arkadaşının garson olduğuna ne kadar eminsin?" dedi.

Derya boş kâğıt bardağı çöpe attı, "Emin değilim zaten, sırları olduğunu söyleyip onunla ilgili yazdığım kitabı yayımlamamı engelledi!" dedi. Okan komiser gülümsedi, "Yazdın mı gerçekten?" dedi. "Bir şeyler yazacağım diyordun..."

"Zaten yazıyordum ama artık yazmıyorum tıpkı kafeye gitmediğim gibi."

Okan, elini Derya'nın koluna koydu, "Sadece ondan değil, bu aralar biraz yoğun çalışacağız, muhtemelen o kafedeki adamımız da bize katılır." dedi, "Hah! Unutmadan, sen hâlâ masa başındasın."

"Ne anladım göreve döndüğümden?" dedii Derya, Okan gülümsedi, "Amirin emri, madem yoruluyormuş masa başında kalsın dedi."

Derya göz devirdi, "O amirin de gücü bir tek Derya'ya yetiyor..." dedi. Okan elini Derya'nın kolundan hâlâ çekmemişti, "Boşver, zamanla o da sıkıldığını anlayacak." dedi. Elini yavaşça Derya'nın kolundan ayırıp geri çekildi, "Mesai sonunda haber et bana, sen yokken burada çok olay döndü."

Derya gülümsedi, "Akşam bendeyiz o zaman, şarap tazelemem gerekiyordu; bahane arıyordum." dedi. Okan kaşlarını kaldırdı, "O dedikoduya acı Türk Kahvesi gider." dedi.

"O zaman çay çekirdek?" dedi Derya, karar veremeyecek gibilerdi, "Onu sonra konuşuruz, hadi işinin başına Derya komiserim." dedi. İkisi de ayrı birimlerin komiseriydi, ama birimler çoğu zaman ortak çalışıyordu.

Derya herkesin olduğu alandan yürüyüp kendi ofisine geçerken ona bakan, buradan istifa etmesinin baş sebebini gördü. Yüzüne yalancı samimiyetle gülümsedi.

Ofisine girip kapıyı kapattığında kafadı çok karışıktı aslında, sanki ilk defa burada çalışıyormuş gibi hissetmişti. Altı üstü bir iki hafta ortalıkta yoktu ama henüz ne yapacağını tam olarak bilmiyordu.

Odanın kapısı tıklatıldı, "Gel..." karşılığını verdi Derya koltuğuna otururken, İrem sakin tavırlarıyla onun karşısına iki dosya bıraktı, "Siz gelmeden hemen önce işlemler yapıldı, bir tek sizin onayınız kaldı." dedi.

Sanki biri onu uyarmış gibiydi, eskisi kadar üstten bakmıyordu Derya'ya... Zarif elleriyle dosyaları tuttu, "Konu ne?" dedi.

İrem, "Klasik, yakalandıktan sonra itirafçı oldu." dediğinde başını salladı, Derya ona bakıp, "İrem bu adam kim, yani biraz geride kaldım kusura bakma seni de lafa tutmak istemiyorum ama yanlış bir şey de yapmak istemiyorum." dedi.

İrem elini uzatıp dosyayı rica etti, Derya dosyayı ona uzatıp bir şeyler açıklamasını bekledi ama önce İrem'in dosyayı vaştan incelemesi gerekiyordu.

"Kırk iki yaşında, hani şu; sınırlarımızda devlet kurmaya çalışanlardan. İsmi bilinmiyor lakabı: Vâris. En sonki eylem planı da Galata'da büyük bir patlamaydı ama ekiplerimiz engel oldu."

Dosyayı tekrardan Derya'ya uzattı. "Saldırı ne zaman engellendi?" Derya'nın sorusunun cevabı; "İki gün önce, hatta ekibimizden biri sizi oradaki adamımız ile birlikte gördüğünü söyledi, sanırım birbirinizi fark etmemişsiniz ama yan yanaymışsınız." oldu.

Derya başını salladı, "Bilmiyorum." dedi, "Adamınız yani adamımız hâlâ orada mı?"

İrem dudağını büktü, "Birkaç hafta daha orada duracakmış, en azından güvenlik sağlanana kadar."

Derya tekrar başını sallayıp dosyayı imzaladı, "Teşekkürler İrem, çıkabilirsin."

İrem dosyaları aldı, "Tekrar hoşgeldiniz..." dedi.

Derya bu 'adamımız'ı kafasına çok takacak gibiydi, aklından bir isim geçiyordu ama emin olamıyordu.

Candar gerçekten sıradan bir adama, garsona benziyordu, hâl ve hareketleri de gayet normaldi ama devlet böyle adamları seçiyordu...

Hiç beklenmedik bir adam; devlet insanı, ajanı çıkabiliyordu. Belki de, Candar da onlardan biriydi...


O, Kahveyi Sütlü Sever... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin