"Hayır bekle? Hei bu sen misin? Kocaman olmuşsun. Ama burda ne işin var burda olmamalıydın. İşine dönmelisin. Uyan...Uyan...Uyan..."
"Baba!" Ahh.. yine mi? Bıktım artık kabus görmekten. Aslında gördüğüm kabus değildi. Babamdı. Babamı rüyamda gördüm. Babamın yanında ne işim vardı benim? Babam öldüyse ben nasıl onun yanındaydım? Hayır kalkmak zorundayım. Kalktım ve etrafıma bakındım. Yufeng etrafta yoktu. Hava karanlıktı. Neler oluyordu? Saate bakmak için kolumda ki bilekliğe bakmak istedim ama bileklik kolumda yoktu. Gece yarısı beni uyandıran bu rüya bana bir işaret mi veriyordu? Yataktan kalktım ve kapıyı açtım. Yürüdüm sakince. Karargâhın tam orta yerindeydim. Yukarı çıkan merdivenlerden baktım. İçimde bi telaş bir korku vardı. Bu gece birşeyler oluyordu. Merdivenlerden çıkan siyah bir kişi gördüm. Hareket edemedim bakışlarım sadece onun gittiği yerdeydi. Kitlendim olduğum yerde:*neler oluyor lan?...*
Karargâhta bir ölüm kokusu vardı...
Sanırım artık hareket etmem gerekiyordu. Usul adımlarla merdivenden yukarıya çıktım. Orda sadece üstadın bulunduğu oda vardı. Yanımda hiç bir silah yoktu çıplak ayaklarla yukarıya doğru çıkıyordum. Üstadın kapısını açmak üzereydim. Açtığım da ise şok: üstad kanlar içinde yerdeydi...
"LANET OLSUN!"
Hafif bir çığlıkla kapıyı kapattım ve karargâhın önünde ki kapıya çıktım. Kapıyı açtığım da ise Yufeng'i gördüm. Sigara içiyordu. Hızlı nefes alışlarım ve alnımdan akan terle onun yanına yaklaştım:"Yufeng!"
"Yapmak zorundaydım.."
"Ne?.."
Onu bu mu yapmıştı? Babasını öldüren bir oğlan... Nasıl olabilir neden?
Yufeng izmaritini attı ve bana döndü. Yüzüne baktığımda artık heyecanlı ve şakacı bir insan değil ciddi ve korkutucu bir katil görüyordum. Yüzü kararmıştı. Gözlerinin altı kıpkırmızıydı. Sürekli dudaklarını ısırıyordu. Ve bana herşeyi anlatmaya başladı.
"Yapmak zorundaydım çünkü tehdit edildim Hei. Biliyorum ailemden kalan tek kişiydi o. Ama bunun karşılığında senin canını nasıl kendi ellerimle onlara verebilirdim?" Aşırı sinirlendim ve Yufeng'e bağırdım:" Bunu babana nasıl açıklayacaksın!" diyerek onun göğüsüne vuruyor ve ağlıyordum. En sonunda yere doğru kendimi bıraktım ve "nasıl?.." dedim. Yufeng ayaktaydı, karanlık geceye bakıyordu. Hızlıca kalktım ve odaya doğru koştum. Yufeng bunu fark edince hızlı adımlarla koşmadan peşimden geliyordu. Ben hem sinirliydim hem üzgündüm. Odam da bana üstaddan kalan o silahı aldım ve kapıdan giren Yufeng'e doğru çektim."Seni öldürüceğim..."
Yufeng pişman gözlerle bana bakıyordu. Elini yavaşça bana uzattı ve "yapma" dedi."herşeyi mahvettin!" Diye bağırdım. Yufeng ile aramızda 1 metreden daha az bir mesafe vardı. Usulca bana yaklaştığını fark ettim. Hareketsiz kaldım ve yaklaşıp silahı elimden yavaşça aldı."yapmaman gerekiyordu" diye söyleniyordum. Bana sarıldı ve sakinleştirdi. Bana sarılan kişi babasını öldüren biriydi. Buna nasıl katlanacağımı bilmiyordum. Aklım çok karışıktı. Yufeng yatağa oturdu. Ben de uzandım. Bacaklarım yufengin dizlerindeydi. Onun elleri ise yataktaydı. Ben yufenge sinirle bakarken o bir yandan hem sinirli hemde göz yaşı döküyordu. Sanırım bunu kabullenmem gerekecekti. Ve bu cinayet sonrası karargâhın yerini değiştirmek lazımdı. Bu cinayeti yufengin elinden almak benim görevimdi. Muhtemelen yarın pekin polisleri burda araştırma yapacaktı. Ayağa kalktım ve 3. Çekmeceden hiç kullanılmamış bir silahı eldivenle aldım. Cesedin yanına geldim ve silahı üstadın eline verdim. Bu cinayeti bir intihar gibi gösterdim. Bunu yapmak zorundaydım. Çünkü artık yufeng'den başka kimsem yoktu.sabah olmadan hazırlanıp burdan gitmemiz gerekiyordu. Herşeyimi toparladım ve eski karargâhtan çıktık. Kendimize yeni bir yer bulana kadar arabada kalmak zorundaydık. Karargâhtaki bütün dosyaları,evrakları,kimlikleri ve pasaportları aldık. Bizim burdan başka bir yere gitmemiz gerekiyordu. Arabada ki radyodan bir haber bülteni duyduk:"Çinin wuhan eyaletinde kayıp bir genç kız aranıyor. 17 yaşında kısa sarı saçlı genç kız 24 gündür kayıp. Ailesi merak ve korku içerisinde. Araştırmalar,wuhan ekipleri tarafından sürdürülüyor."
Bunu duyduğum da ise yufenge rotanın wuhan olduğunu söyledim.Muhtelemen yolculuğumuz 10 saatten fazla sürecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Saklı
Mystery / ThrillerKorenin küçük bir eyaleti olan jangsu' da dünyaya gelen bir kız çocuğu...Hayatını tamamen adalete adamış olan ancak yetersiz kalan bilgisinden dolayı avukatlık için sertifika alamayan Chun Hei'den bahsediyoruz...Avukat olamayacağını anlayınca gittiğ...