oy sınırı:80
yorum sınırı:70***
minho, bir hafta önce kendisini engelleyip üstüne bir de şirkete gelmeyen changbin'in açık kapısına tıklatarak konuştu.
"bay seo, jisung'tan istediğiniz belgeleri getirdim de girebilir miyim?""girişe bırak lütfen."
"tamamdır masanıza getiriyorum."
söylenileni umursamadığını belli eden bir şekilde içeri hızla girip kapıyı arkasından kapatırken ona bakmamaya devam eden bedenin tam önüne bıraktı elindeki dosyayı.
"bir haftadır benden kaçtığına inanamıyorum cidden."
changbin'in yanına yaklaştığı gibi sevdiği adamın ellerini kavradı.elinden geldiğince sesinin az tonda çıkmasına dikkat ederek "söyle bana bir kere daha lütfen beni sevdiğini." dedi."mesajta yazdığını söyle."
yalvarırcasına çıkan sesine rağmen changbin'in ona çevrilmeyen bakışları içinde bir yerlerin sarsılmasına neden oldu.
"çok mu zor bana bakmak." dedi ellerini changbin'in kavradığı ellerinden çekerken.
"gerçekten de bir şey ifade etmiyor sana bu halim hiç de son kez bile mi söyleyemiyorsun bana."changbin, 'son kez' lafıyla birlikte bir şeylerin iyice farkına varırken büyükçe yutkundu.nefes almak boğuluyormuş gibi hissetmesine neden olurken minho'nun sıcaklığını taşıyan ellerinden birini göğsüne yerleştirdi.
kalp atışının hızlı ritmi avuçlarının içine çarparken bakışlarını minho'nun yüzüne doğru çevirdi.
"minho...ne fark edecek ki?" dedi zar zor konuşurken."bir ay sonra nikahım var.""seo...seo lütfen yapma bınu."
mırıldanışıyla birlikte başını changbin'e doğru yaklaştırdığında karşısındaki beden aldığı kokuyla birlikte geri çekildi."üstüne onun kokusu sinmişken asıl sen yapma."
"başka çarem olmadığını biliyorsun.benden utanıyorsun. kimseye söylememesi için yapıyorum."
dediği şey changbin'in bakışlarını ondan kaçırmasına neden oldu."kime söylerse söylesin onu bırak yeter ki desem hemen ayrılır mısın ki ondan?"
çekingen tavrıyla konuştuğu gibi gözlerini minho'nun kahverengiliklerine değdirdiğinde kumral beden hızla başını salladı."yaparım."
"ama o seni seviyor minho."
"ben de seni seviyorum seo." parmaklarını changbin'in yüzüne getirip sivri çenesini okşarken mırıldandığında changbin derin bir nefes aldı.
"minho, bugün onun haberi olmadan gelir misin yanıma?""neden çağırıyorsun yanına? seks-"
changbin, karşısındaki bedenin cümlesini yarıda keserek utangaç bir şekilde konuştu."hayır seks değil. biraz seninle uzanıp uyumak istiyorum." dedi kızardığına emin olduğu yüzünü başka tarafa çevirirken."aylardır pek iyi uyuyamıyorum da."
minho duymadığı beklemediği şeylerle birlikte birkaç saniye donakalsa da hızla toparlanıp başını salladı."gelirim."
"böyle yaptıkça benden daha çok nefret edeceksin bence." dedi changbin kendisine hevesle bakan bedenin heyecanının içine bir yumru gibi çöktüğünü hissederken."seni heveslendirip yanımda tuttuktan sonra başka bir yere gideceğim sonuçta.hem de -"
"tamamlama cümleni."
kızıl beden gelecek şeyi bildiği için changbin'i sustururken parmaklarını onun siyah saçlarına getirip okşadı."ne olursa olsun senden nefret etmeyeceğim." dedi."o kadar istiyorum ki aslında. nefret edip senden, seni reddetmeyi. sürünerek, pişman olarak bana gelip ağlamanı o kadar çok istiyor içim. yine de...."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
if you wanna be with me / minbin
Fanfictionyetişkin içerik ⚠️ seme minho uke changbin