1.6

584 88 69
                                    

oy sınırı:50

***

minho, changbin'inin evinin önünde dururken cebindeki anahtara rağmen elini yumruk yapıp kapıya vurdu birkaç kere.yorgun olduğu için kapının girişine oturarak changbin'in gelmesini beklemek istese de buna gerek kalmadan birkaç saniye içinde kapı açıldı.

"daha erken gelmeni bekliyordum... saat sekiz.vaktimiz çok yok."

kızılın ayakkabılarını çıkarışını izleyerek konuştuğunda minho kaşlarını kaldırıp changbin'e doğru sırıttı."benle daha az vakit geçireceğin diye mızmızlanacak mısın şimdi?"

"belki."

mırıldanışıyla birlikte kızaran yanakları minho'nun bir anlığına eskiye gitmesine neden olsa da hangi konumda olduğunu hatırlatan sözcüklerle yutkundu."sana bugün eve gelmeyecek.normalde benle kalıyor ama bugün özellikle tek olmak istedim."

sonlara doğru azalan sesinin nedeni minho'nun bakışlarını ondan çekmesi olurken karşısındaki beden başını sallayıp içeri geçti.

kendisine bakan kahverengiliklere birkaç saniye baktığı gibi ellerini changbin'in kalçasına yerleştirdi.kavradığı dolgunlukları hızlı bir şekilde ittirerek onun kendisine çekilmesini sağlarken sırıttı.

"beni yanında kalma bahanesiyle çağırırken bi yandan da kendini temizlenmeyi unutmamışsındır sen."

changbin, kendisine hırsla bakan gözlere karşılık ne yapacağını bilemezken ellerini minho'nun kollarına getirip tutundu.

"benim aklımdan geçmedi." dedi kalçasını okşayan eller yüzünden hızlanan nefesleriyle.
"temizlemedim kendimi."

minho, duymadığı beklemediği şeyle kaşlarını havalandırırken tutuşunu azaltıp daha demin fazlasıyla sıktığı dolgun kalça yanaklarını parmak uçlarıyla okşadı.

"gerçekten sadece seninle kalmamı istediğinden mi çağırdın? götünü siktirmek içim bahane değil miydi bu?"

changbin, hâla kalçasından ayrılmayan dokunuşlardan kasılırken başını aşağı yukarı salladı."ben...hayır.dediğim gibi seninle öyle durmak istedim sadece."

"seo...delirteceksin beni."

başı changbin'in omzuna düşerken hayıflanırcasına mırıldanıp ellerini siyahlının beline doğru yerleştirdi.

"aç mısın? yemek var."

boşta kalan ellerini kızılın saçlarına getirip okşayarak konuştuğunda minho gözlerini kapatıp yüzünü iyice changbin'in boynuna doğru yerleştirdi. "sanırım ofiste uyuyakaldım ve yine eski günlerimizden kesitleri görüyorum."

parmakları, eski sevgilisinin fazlasıyla özlediği bel boşluklarında dolanıp okşarken boğukça konuştuğunda burnunu da changbin'in boynuna sürtüp kokusunu içine çekiyordu.

"diğerlerime göre daha gerçekçi." dedi dudaklarını yakınındaki tene bastırırken."hiç uyanasım yok şu an."

"salak...rüyada değilsin." changbin titreyen sesiyle birlikte minho'yu hafifçe itelerken mahmur bir şekilde kendisine bakan bedenin alnına parmaklarıyla hafif bir fiske vurdu."bak bir şey olmadı."

minho, alnındaki sızıyla yüzünü buruştururken karışan algıları yüzünden utanarak geri çekildi.eliyle yüzünü sıvazlarken onu izleyen bedenin varlığı iyice kızarmasını sağlıyordu kulaklarının.

"aç değilim." dedi kendisine geldiğini gösterirken."yemek mi söylemiştin?"

"yapmış olamaz mıyım?"

if you wanna be with me / minbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin