26

255 22 23
                                    


Büyük olan küçüğünün yanaklarını tek elleriyle tutup dudaklarını büzüyor. Bir yandan da çocuğun suratını ısırık ve öpücük izleriyle dolduruyor. Çocuğun suratını o kadar çok ısırmış ki küçüğü artık huysuzlanmaya başlamış.

İkili durağın içinde şoförlerin gece vardiyalarında bazen uyumak için kullandığı küçük bir odada şimdi. Günün en işlek saatleri olduğundan durakta pek fazla taksici yok. Büyük olan da kalanlara rahatsız edilmemek istediğini söylemiş.

"Tekrar söyle bakayım." Diye mırıldanıyor büyük olan, bir yandan da sırıtarak. Bir eli küçüğünün dudaklarını büzüştürüyor, diğeri de kaçamasın diye küçüğünü kucağına sabitlemiş. Küçük olansa hala nazlanıyor ve kaçmaya çalışıyor. Bir yandan da sinirli gibi kaşları çatık ama halinden çok memnun. "Söylemeyeceğim. Yiyip bitirdin beni."

"Aç karna tatlı yemek istedim yavrum. Buraya seni yemem için gelmedin mi zaten?" Büyüğü sırıtıp küçüğün yanağını tekrar dişliyor. Biraz özlemiş galiba. Artık ısırarak sevme aşamasına geçebildiyse küçüğün vay haline. Zaten ikili bir süredir görüşememiş. Küçüğün dershaneye geri dönmesiyle toparlaması gereken çok dersi birikmiş ve iki haftadır büyüğünü sadece bazı aile yemeklerinde görebilmiş. Aslında küçük olan da özlemden kudurmak üzere.

"Aşkım," diye mırıldanıyor küçük olan, yavrum hitabını duyduğunda. Büyüğün zaafı ortaya çıkmış. Aşkım kelimesini duyduğunda içini doldurup taşan aşktan yerinde duramıyor. Dişlerini çocuğun çenesine geçirip dişlerinin izini bırakana kadar ısırınca, küçük olan tekrar kaçmaya çalışıyor. Büyüğün kolları daha da sıkılaşıp sonra ısırdığı yere sulu bir öpücük bırakıyor. "Yavrum, Bebeğim, Ufaklığım, Küçüğüm." Diye mırıldanıyor, büyük olan.

Küçüğün zaafı zaten ortada. Büyüğü derin ve boğuk sesiyle, gözleri aşkla küçüğüne bakarken bu sevgi sözcüklerini söylediğinde küçüğün libidosu cidden çok sorun çıkarıyor. En azından artık daha rahat çünkü o da büyüğünün libidosunu nasıl harekete geçireceğini biliyor. "Aşkım. Sevgilim."

Sevgilim kelimesi büyüğün yutkunmasını sağlıyor. Küçüğün ağzından bu kelimeyi ilk kez duymuş. Alt taraflarındaki hareketlenmeyi hissedince bu sefer kendisini tutmuyor. Dudaklarını küçüğünün dudaklarına bastırıyor. Belindeki eli küçüğünün tişörtünün içine kayıyor ve çocuğun düz karnında dolaşıp titremesini sağlıyor.

Küçük olan kollarını büyüğünün boynuna doluyor ve oturduğu kucakta sürtünüyor. Altındaki sertlik deliğine denk gelince minik bir mırıldanma bırakıyor. Büyük olanın 'aşkım' ve 'sevgilim' kelimesinden sonra duymayı en sevdiği şey bu mırıldanmalar olabilir.

Sadece öpüşeceklerini sanarken altındaki eşofmandan içeri süzülen el ile küçük olan sesinin ne derece yüksek çıktığını fark edemiyor bile. Bu yüzden büyük olan acelece dudaklarını ayırıyor ama elini eşofmanın içinden çıkarmıyor. "Sessiz ol. Tüm taksicileri buraya toplamak mı istersin? Oh, yoksa hepsinin seni izlemesini mi istiyorsun bebeğim?"

"İ-insanlar var!" Küçük olan eşofmanının içine uzanan kolu panikle tutuyor. Anlaşılan böyle atılımlarını kendisi yapmadığında küçük olan da çok panikleyebiliyor.

"Ama abin odada değil. Odada sadece biz varız." Büyük olan küçüğün önceki atağını hatırlatıyor ve sakinleştirmek istercesine küçüğünün dudağının kenarını öpüyor. Sonra eli eşofmanın içinden baksırın içine süzüldüğünde küçük olan hıçkırırcasına nefes alıyor. Büyüğü ise kucağındaki küçüğünün kulağına fısıldıyor. "Bu yüzden sessiz olman yeter. Sana iyiliğini iade edeceğim."

Büyük olan bir eliyle küçüğünü hafifçe havaya kaldırıp eşofmanını kalçasının altına kadar sıyırıyor. Dudaklarını inci beyazındaki tene bastırıp bu sefer ısırıklarını küçüğünün boynuna bırakıyor. Büyük olanın eli görece acemice hareket ettiğinde küçük olan dudaklarını büyüğünün omzuna bastırıp derin derin nefes alıyor. Büyük olan ilk kez kendisi dışında bir erkeğin penisini çekiyor.

Büyük olan kendi penisine göre oldukça küçük olan penisi çekerken, küçük olan tırnaklarını büyüğünün sırtına geçiriyor. Artık inlemelerini tutamıyor bile. Uzun süredir küçüğe dokunan olmamış. Büyüğü ile bu yakınlığa ulaştıklarından beri de hep kendi kendini tatmin etmek zorunda kalmış. Bu yüzden utandırıcı bir hızla büyüğünün eline geliyor.

"Ağzını açtığın an... Seni öldürürüm." Diyebiliyor, boşalmanın getirdiği zihin bulanıklığını henüz üstünden atamadan. Büyüğü ise sırıtırken elini masadan aldığı peçeteye siliyor. Büyük olanın sırıtışı bile küçüğüyle başlı başına bir dalga geçme eylemi.

Ama küçük olan suratının ne halde olduğunun farkında değil. Sevdiği adam tarafından dokunulmanın getirdiği tatmin küçük olanın yanaklarını kızartmış ve gözleri yorgunmuşçasına bayıklaşmış. Kendisini tutmaktan gözleri de sulanmış. Yüzündeki ifade sinirli sayılabilecek olsa bile sanki biraz daha istiyormuş gibi.

Büyük olan küçüğünün yüzünü izlerken ettiği küfrün farkına bile varmıyor. "Siktir."

"Ne oldu?" Diye mırıldanıyor, kıpırdanıp büyüğünün kucağına daha da mayışmış bir şekilde yerleşirken. Minik bir bebek gibi büyüğünün kucağından inmek istememesi 'bebek' lakabını ne kadar hak ettiğini kanıtlıyor.

"Hiç," diyor büyük olan, küçüğüne edebileceği tüm iltifatları kendi içine atmak istercesine yutkunurken. Dizebileceği yüzlerce satırlık aşk şiirlerini içine atıyor atmasına, ama gözlerindeki ayna küçüğüne hepsini gösteriyor. Bu yüzden büyük olan tüm düşüncelerini kısaca özetliyor. "Çok güzelsin."

Büyüğün eli dokunsa kırılacakmış gibi bir çekinceyle küçük olanın yanağına yerleşiyor ve önüne gelen saçını kulağının arkasına atıyor. Küçük olan gülümsüyor. Büyüğü hislerini iki kelimeyle özetlemiş olsa bile küçük olan büyüğünün zihnini tüm çıplaklığıyla gördü ve gördükleri hoşuna gitti. Bir bebek gibi şımartılmak hoşuna gidiyor.

Küçüğün büyük olanın gözlerinde göremediği tek şey, büyüğün artık küçüğüne dokunmadan yaşayamayacağını fark etmesi. Hele de o akşam küçüğü ile evde ikisi yalnız kalacakken... Büyük olan kendisini frenleyemeyeceğinin farkında.

Olay şu ki, büyük olan artık kendisini frenlemek istemiyor. Tüm sevgisini ve arzusunu küçüğüne kanıtlamak istiyor.

İkisi koskoca evde yalnızken bu çok kolay olabilir.

Helelelelelele

Sukunaya cok guvenmeyin diger bolum sizi hayal kirikligina ugratabilir bilimsel gercek degil sadece hisler...

Brother's Bro /SukuFushi/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin