31

217 19 101
                                    


Büyük olan uykusuzluktan esneyerek evine giriyor. Durakta yorucu bir gün geçirmiş. Bir kaç arkadaşı izinli olduğu için normalden daha çok taksiye çıkması gerekmiş. Şimdi ise evine girmekten memnun.

Üstünü değiştirip daha rahat bir şeyler giymek için odasına yönelirken kardeşinin evde olmadığını fark ediyor. Kim bilir nerede, kimle, ne yapıyor? başına bir iş gelmediği sürece abisi onu bu konukarda hiç sıkmuyor. Küçüğü haklı, minik sevgilisini kardeşinden daha çok koruyup kolluyor.

Küçüğünü düşünmek gülümsemesini sağlıyor. Zaten küçüğünü düşünürken gülümsemek dışında bir mimik yapamaz. İstemsizce onun evde olmasını diliyor.

Odasına girdiğinde sessizce mırıldanıyor. "Keşke beş yüz milyon dolar dileseymişim anasını satayım." Dürüst olmak gerekirse yatağında beş yüz milyon dolar bulsa bile bu kadar mutlu olmazdı.

Küçüğü onun kıyafetlerini giymiş. Altında büyüğüne ait, belinden düşen ve siyah baksırının bir kısmını ortaya çıkaran kırmızı bir şort var. Üstünde ise yine büyüğüne ait gri bir tişört var. Tişört o kadar bol gelmiş ki elmacık kemikleri bile gözüküyor. Büyüğünün yastığına sarılmış ve burnunu yastığın içine gömmüş. Büyüğün ince yorganının bir kısmı bacaklarına dolanmış. İnce ve pürüzsüz bacaklar ise cenin pozisyonunda kendisine çekilmiş. Huzurla uyuyor. Büyüğünün yatağında, büyüğünün kıyafetlerini giymiş uyuyor.

Büyük olan yatağın kenarına oturuyor ve gülümseyerek küçüğünün alnına düşmüş saçlarını yüzünden çekiyor. Diğer eli ise sahiplenici bir şekilde küçüğünün bacağına yerleşiyor ve nasırlı eller yumuşak bacağı sıkıyor. "Güzelim," diye mırıldanıyor sevgilisinin kulağına.

Küçüğü uykusunu bölmek istemezcesine yüksek sesle mırıldanıyor ve yanında büyüğünün olduğunu anlamış gibi ona sırnaşıyor.

Büyük olan şuan küçüğünün sevimliliği karşısında kendisini öldürebilir. Bu görüntü büyüğün kalbine zararlı. Çok zararlı.

"Bebeğim," büyük olan tekrar mırıldanıyor ve hafifçe kıkırdıyor. Sevgilisinin yanağına ve alnına öpücükler konduruyor.

"Sevgilim... Var..." Küçüğü kaşlarını çatıp büyüğü ittirmeye çalışınca büyük olan yüksek sesli kahkahasına engel olamıyor ve bu ses küçüğü sonunda uykusundan uyandırıyor. "Günaydın," diyor küçüğü gülümseyerek. Anlaşılan az önce uykusunda ne dediğinin farkında değil.

"Günaydın abicim." Büyüğü sırıtıp küçüğünün burnunu iki parmağıyla sıkıştırıyor.

Küçük olan uyku sersemi bir şekilde somurtuyor. "İkimizken abicim deme bari."

"Ne yapabilirim," büyük olan uzanıp burnunu küçüğünün omuz girintisine yerleştiriyor ve kendine has kokusunu derince içine çekiyor. Elinde olmadan sesi daha da kalınlaşıyor. "Ben kötü bir arkadaşım. En yakın arkadaşımın kardeşine aşık oldum."

Küçüğü kıkırdayıp boynuna kollarını doladığında büyük olan kendisini yatağa, küçüğünün yanına bırakıyor. "Bende kötü bir kardeşim. Abimin en yakın arkadaşına aşık oldum."

"Aşığım sana." Büyük olan gülümsüyor ve ellerini küçüğünün tişörtten açık kalan beline sarıyor. Küçüğü de karşılık olarak büyüğünün boynuna daha sıkı sarılıyor. "Bende sana aşığım."

İkilinin etraflarındaki huzur ve sevgi adeta somut. Birbirlerinin güvenli limanlarılar ve bu kolay kolay değişecek gibi de durmuyor. Büyük olan hissettiği dinginlik ile küçüğü ile görüşmemeyi kafayı koymuş olsa bile onun burada ne aradığını sormak aklına gelmiyor.

Brother's Bro /SukuFushi/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin