Bücür- 6

148 16 3
                                    


Biraz fazla beklettim biliyorum amam girmeye zamanım olmadı ve kararverdim'ki bundan sonra her perçembe bölümler gelecek.Ama yarın gelmeyecek bu bölümü çarşamba yayınladığım için haftaya başlayacağım(iyi okumalar aşkişkolarmı)

"Seni sevmekten vazgeçememek için küçük şeyleri bahane etmeliyim sevgilim."  

Nefes alışımı hissediyordum,boğazımdan geçen havayıda. Sesler duyuyordum ama sadece bir tanesi tanıdık geliyordu kulağıma.Nash'in sesiydi bu , onu ne kadar fazla tanımasamda sesi inceydi ama istediğinde ince çıkan sesi neredeyse 2 erkeğin sesinin birleşimi gibide çıkabiliyordu.

Onları duysamda ağzımı açıp cevap veremiyordum, sanki dilimi kesmişler veya ağzımı 3 kat üst üste koli bantı ile bantlamışlar gibi.

Bu onun suçuydu,Dylan'ın bıkmıştım ondan,daha 3 gün olmadan kendinden bıktırmıştı beni, sevmiyordum artık onu kin besliyordum ona, şunu bilmeliki eski halime döndüğümde onunla asla muhattap olmıyacak ve yüzüne bakmıyacağım.

Hatta oradan kaçmaya bile çalışacağım, yüzme bilmediğim halde beni orada bırakamıştı, ben orada çırpınırken o gittmişti.

koluma batırılan iğne ile düşüncelerim sustu.

Dylan'ın ağzından

Arabaya doğru yol aldım tanrım bu karad uzağa park ettmek zorundamıydım bu lanet aracı.Telefonum titremeye başlayınca cebimden çıkardım.Arayan Nash'ti telefonu açıp kulağıma götürdüm,burun çekme sesi geldi ilk "lanet olsun senden nefret ediyorum" sesi ağlamış gibi geliyordu kaba çıkan sesimle "ne var" dedim "senin yüzünden sevdiğim kadını kayıp ediyordum senden nefret ediyorum eğere seni dinlemeyip eve gittmeseydim o ölmüş olacaktı senin yüzünden bir insan bir kız daha canını kayıp etmiş olacaktı sevdiğim insanları öldürmeyi brak ve Olivia artık senin yanında kalmayacak onu kendi evime götüreceğim" burun çekme sesi ve telefonun kapanma sesi.

Ben onu öldürmğşmüydüm tanrım lanet olsun.Uyuşturucu krizine girmiştim vr azdaha birini daha öldürüyordum yada öldürmüşmüydüm ama benim yanımda kalacak dediğine göre ölmemeişti.O çırpınmıştı yalvarmıştı,ama o an aklım uyuyşturucudan başka hiçbir şey düşünmüyordu kednime söz vermiştim sevdiklerime zarar vermiyecektim.Bu kız daha ilk günden sevdiklerim arasında yer almıştı ama bu sevgi arkadaşlarıma duyduğum sevgiden çok farklıydı.Ben bu lanet olası kıza aşık olmuştum..

Kalbime sahip sahip çıkamıyordum her zaman hiç olmacak kişiye aşık olup cnaımı yakmıştı.Nash'in evine doğru arabayı sürmeye başladım.

Olivia'nın ağızından;

Gözlerimi açtım,penbe bir tavan gördüm ilk kafamı yana çevirince finn denen çocuğu gördüm.Pis pis sırıtıp yanıma geldi. "uyanmmışsın güzelim" ona donuk gözler ile baktım "gerizekağlı nerdeyim ben" bana baktı gözlerinde sanki özlem vardı. "ne bakıyorsun be" "biraz kız gibi davranırmısın sana sokak ağızı yakışmıyor" ona sinirle baktım "benim nasıl konuşup konuşmıyacağım sana kalmış bir şey değil bunu o olmayan aklına sok"

"Hadi ama bebeğim böyle davranmak hiç senin gibi cici bir kıza yakışmıyor" "sana ne dedim ben bu sana kalmış bir şey değil" odadan çıktı bende onun  peşinden gittim.

O merdivenlerden inerken bende karşıma çıkan siyah kapıya doğru ilerledim.Beni arkasında göremiyince bu tarafa baktı, beni siyah kapıya ilerlerken gördü merdivenlerden hızla çıkmaya başladı.Siyah kapıyı açıp içeri girdim kapıyı ardımdan kapatarak kitleedim gözlerim kapalın yere doğru otrdum kapıyı yumrukluyordu gözlerim kapalı oturmaya devam ettim.

Finn'in ağzından;

Merdivenlerden inerken arkamda ayak sesi duymayınca arkamı döndüm.Hyır hayır siyah kapıya doğru ilerliyordu tanrım o odaya girmemesi lazımdı.Merdivenleri koşarak çıktım,ayak seslerimi duyunca bana döndü koştuğumu görünce kapıyı aniden açıp içeri girdi.Kapıya vardığımda koli indirmeye çalıştım ama kapıyı kitlemişti.Kapıyı yumruklayarak "hemen.odadan.çık." dedim ama hiç tinlamadı daha sert vurmaya başladım bende.Tanrım neden bu kapıyı demirden yaptırdım diye geçirdim sonra ne kadar aptalca bir soru sorduğumun farkına vararak iç sesimi susturdum "bak eğer odadan çıkarsan seni brakırım gözlerini kapa sakın açma lütfen gözlerin kapalı bir şekilde kilidi aç ve odadan çık"

Ses gelmedi,kapıya yaslanarak yere oturdum ve odadan çıkmasını bekledim korkarak odadan kaçmasını bekledim.O odaya benden başka hiç kimse girmemişti.

Olivia'nın ağzından;

Gözlerimi açtım,ama gördüğüm şeyler hiçde hoş şeyler değildi tanrım ben nasıl bir pskopatın elinde düşmüştüm.Anahtarı çevirip kapıyı açtım finn in kapıya yaslanmış bedeni yere düşerken gözlerini açtı.Arkama bakmadan hızlıca çıkış kapısını bulup ormana doğru koştum,tanrım neden herkez beni kaçırıp ormanlık bir alana getiriyorki yeter yani bende insanım.Koştum koştum yorulduğumda ise şans eseri bulduğum salıncağa oturdum,ileri geri sallanırken salıncağın ipi koptu ve popo üstü yere çakıldım "gerizekağlılar biraz salam yapsanız olmuyor dimi şunu,ahh popom!" 

Yerde popoma btan şeyi elime aldım akrep olduğunu görünce çığlık atıp koşmaya başladım,önüme bakmadığım için takılıp dere gibi bir yere düşmüştüm.Ayağıma batan bir şey vardı ayağımı kaldırdığımda derin bir yaranın açıldığını anladım üstümdeki gömleğin kolunu zarzor yırtarak ayağıma sardım ve ayakkabıyı ayağıma geçirdim.

O odada gördüğüm şeyleri bir daha nasıl unutacağımı bilmiyorum ama şu ormanlık alandan bir an önce çıkmam gerek.

Hava kararmaya başlamıştı önüme küçük bir balıkçı kulübesi çıktığında(multimedia) sevinçten neredeyse çığlık atıyordum,attımda zaten.Kulübeye doğru koştum içeri girdiğimde yatak ve bir mini buz dolabı vardı,mini buz dolabını açıp içindeki çerezlerden bir tansini aldı, hava iyice kararınca yatağa girdim yorganı başıma kadar çekip uyumaya çalıştım ve bu sefer kazanan taraf ben olmuştum

Lütfen vote ve yorum yapmayı unutmayın ve söylediğim gibi bölümler artık perşembe günü gelecek ama yarın yazmayacağım.


BücürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin