2

341 15 12
                                    

Ona şok olmuş bir şekilde baktım. Sanki dilimi yutmuştum tek kelime dahi edemedim.

A: G-gerçekten mi..?

K: Evet..

A: Nasıl oldu bu peki..?

K: İlk görev zamanımdı.. o zamanlar maske takmıyordum yüzümü severdim. Birgün görevdeyken yakalandım düşman askerler bana 40 gün işkence etti. Her gece saydım. Kurtulmayı bekleyerek umutsuzca...

A: P-peki nasıl işkenceler ettiler..?

K: Aç bıraktılar, köpek maması yedirdiler, vücuduma kemerle vurdular, bıçakla yüzüme bir sürü çizik attılar.. susuzluktan ölmemek için yüzümden akan kanları içtiğimi bile hatırlıyorum.. Tam umudumu yitirip kendimi ölüme terk ettiğim sırada kurtarıldım..

Dayanamayıp Konig'e sarıldım. Duyduklarıma çok üzülmüştüm. Ona sıkıca sarıldım. Ona sarıldığımda irkildi fakat oda bana sarıldı. Kafamı vücuduna gömdüm.

A: K-konig sen çok güçlü birisin.. bunlara karşı ayakta kalman en büyük güç göstergesidir..

Konig duyduğu laflar karşısında şok olmuştu.

K: İlk defa birisi bana güçlü dedi..

Kafamı kaldırıp onun yüzüne bakıyorum.

A: Eminim hâla yüzün çok iyidir. Yaralar seni kusurlu yapmaz. Kalbin kusursuz olunca yüzün kusurlu olmasının bir anlamı yok.

Konig duyduğu sözler karşısında neredeyse ağlayacaktı. Gözünden bir damla yaş aktı.

A: Gözünden akan damla sanki denizden akan bir damla gibi. Gözlerine bakınca denizi görüyorum Konig.

K: Adel b-ben.. ne diyecegimi bilmiyorum teşekkür ederim..

Saat epey geç olmuştu. Askerler odalarına dağılmıştı.

A: Konig saat geç oldu istersen artık odalarımıza gidelim.

K: Pekala hadi gidelim.

Beraber odalarımıza doğru gidiyoruz. Birbirimize iyi geceler dedikten sonra kapıyı kapatıyoruz.

Konig'in dedikleri hâlâ aklımda duruyordu. O kadar şeye rağmen bu meslekte nasıl durabildi. O korkmuyor muydu? peki ya aynısı bana olursa ben dayanabilir miydim?? Sanmıyorum iki saat koşuya dayanamayacak kadar güçsüz birisiyim..

Düşüncelerimle beraber uykuya daldım. Sabah oldu ve bugün sonunda görev günümdü. Konig'in anlattığından sonra baya tedirgin olmuştum ama bu benim mesleğimdi. Mesleğimi bırakamazdım.. Babamı gururlandırmam gerekiyordu.

Hemen görev kıyafetlerimi giyinip silahımı aldım. Mutlu bir şekilde görev arabasına gittim. Takım arkadaşlarımla beraber görev yerine vardık. Arabada Konig'i görmemiştim. Onunda bugün görev günü değil miydi? neden yoktu?

Belkide görevi iptal olmuştur. Arabadan indim ve etrafı taramaya başladım. Ellerim titriyordu.. İlk defa silah tutarken ellerim titriyordu.. Neden böyle oluyordu Konig'in anlattığı şeyler yüzünden korkuyor muydum.. Aniden arkamda bir çıtırtı duyunca çığlığı bastım..

Kahretsin sadece bir tavşanmış..

Herkes yanıma toplandı bir açıklama bekliyorlardı. Hepsi bana bakınca gerildim ve birşey diyemedim. Albay yanıma yaklaştı.

Albay: Ne diye herkesi başına topladın? Niye bağırdın Adel?!

A: B-ben...

Albay: Konuşsana işimiz var gücümüz var!

A: Ben tavşandan korktum..

Albay: Ne saçmalıyorsun sen? Aptal mısın?!

A: Üzgünüm..

Albay: Hemen arabaya git! Görev bitene kadar inme oradan!

Albay'ın dediğini yapıp arabaya gittim. Albay arkamdan söyleniyordu.

Albay: Şuna bak babası bunu böyle görse kızından utanırdı, beceriksiz.

Bu sözler çok ağırıma gitmişti.. Gerçekten babam beni böyle görse utanır mıydı? Utanç vericimiydim?

Lanet olsun ağlamaya başladım.. Kendimi durduramıyorum.. Elim titriyor ve ağlıyordum. Kafamı kollarımın arasına gömüp güvenli alana dönmeyi bekledim.

Görev bitti herkes arabaya bindi. Kafamı asla kaldırmadım. Ağladığım çok belliydi.. İnsanlar beni zayıf birisi olarak göremezdi..

Güvenli alana gelince hızlıca arabadan indim. Odama koşuyordum ki arkamdan bir ses duyana kadar.

Albay: Adel! Buraya gel çabuk!

Adel: E-efendim albayım..

Albay: Kendini düzeltene kadar göreve gitmeyeceksin. 1 hafta ceza veriyorum sana!

Adel: A-ama..

Albay: Aması yok! Çık git gözüm görmesin seni!

Gözlerim dolmuştu ağlayarak odama gitmiştim. Ellerim titriyordu bu yüzden kapımın kilidini açamadım. Kahretsin neden bu kadar beceriksizdim.. Aniden Konig'in odasının kapısı açıldı.

K: Adel?

Kahretsin ne yapacağım.. Beni böyle göremezdi.. Oda diğerleri gibi beni zayıf göremezdi.. Yüzümü ona dönmeden konuşmaya başladım.

A: U-umm şey kapımı açıyordum ben..

Lanet kapı açılsana.. Elim daha fazla titriyordu kafayı yiyecektim. Çok zaman geçmeden Konig elimin titrediğini fark etti. Beni kendine döndürdü. Göz yaşlarımı fark etti.

K: Adel? Ne oldu sana?!

Konig hızla beni odasına aldı. Kapıyı kapattı.

A: K-konig ben gerçekten iyiyim..

K: İyi falan değilsin, anlat!

Herşeyi Konig'e anlattım. Konig çok sinirlenmişti.

K: O albay denen pezevenge gününü göstereceğim!

A: K-konig nolur dur..! yanımda kal beni yanlız bırakma..

Onun elini tutuyorum. Konig olduğu yerde duruyor. Yanıma yaklaşıp başımı okşuyor.

K: Mhmm pekala geçti..

A: Konig sence ben.. babam için utanç kaynağı mıyım..?

K: Saçmalama Adel, senin böyle zor bir durumda bile babanı düşünmen en büyük gurur kaynağı.

A: G-gerçekten öyle mi..?

K: Elbette. Hadi daha fazla bunları düşünme. Benim yatağımda yat ben koltukta yatarım.

A: K-konig dur.. ben seninle yatmak istiyorum..

K: Adel emin m-misin..?

A: Evet beraber yatalım..

Konig ile yatağa uzanıyoruz. Ona iyice sarılıyorum. Yatağa sığmıştık fakat çok yakındık. Bu biraz beni uyandırıyordu fakat uykuya dalmıştım bile.

Sabah albay herkesi uyandırdı. Bugün içki partisi vardı. Tüm askerler bir mekâna içki içmeye gidecektik ve zorunluydu..

Kendi odama geçip hazırlandım. Elbette asker olduğumuz için açık bir şey giyemezdim. Fakat en azından günlük giyinmemize izin verilmişti.

Konig'de hazırlandı ve hep beraber arabaya binip mekâna gittik.

Konig x YnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin