🥀SENİ HER GÖRDÜĞÜMDE (Final)🥀

291 25 20
                                    

Bu bölüme kadar okuduğumuz için teşekkür ediyorum. Bu bölüm final bölümdür. Her hikayeyi az ve ucu açık bir şekilde yazmaya çalışıyorum. Çünkü devamını okuyucunun hayal gücüne bırakıyorum. Yorumlarınızı lütfen yorumlara bırakın merak ediyorum. Oy vermeyi de unutmayalım.

😓 Eskiden yeni bölümü oy sayısına göre atıyordum diye yazardım tam yazcaktım final olduğu aklıma geldi.

İyi okumalar diliyorum.

~Yazarın Ağzından~

Zeynep ile Cüneyd o gece bedenlerini birbirlerinin izi kalacak şekilde sonsuza kadar mühürlemişti.

" İki balığı fanusa koyarsan zaten aşık olur , önemli olan okyanusta karşılaşabilmek"

Cüneyd uyanmıştı yanımda zevcesini görmek ona huzur veriyordu. Bilmiyordaki bu huzur sonsuzluğa kadar sürecek bir sükunetin işaretiydi.

Cüneydin uyanması ardından Zeynepte uyanmıştı. Cüneyd namazını kılmak için abdest almaya gidiyordu. Zeynepte onla birlikte abdestini aldı ve birlikte namaza oturdular. Namazlarını kıldılar ve
beraber dua ettiler.

Cüneyd Ölümü ertelemeyeceğini biliyordu. Doktor verdiği süreden daha erken bir süre içinde hayatını kaybedebileceğini söyledi.

Cüneyd namazı bittikten sonra seccadesini katlarken ellerini Zeynebin ellerinin üstüne koydu ve ona sordu.

C: Korkuyor musun?

Zeynep sesiz kalmayı tercih etti . Konuyu başka bir yere getirdi.

Z: Bugün annemlere gidelim .

Cüneyd kafasını salladı.Zeynep ile birlikte kahvaltıyı hazırladılar. Zeynep iyice zayıflamıştı  gözleri içine çöküyordu. Cüneyd kızda ki bu değişimi gördükçe ölümün bir nefes uzakta olduğunu hatırlıyordu.

Zeynep ise kendi içinde kendini gömmüştü.

Kahvaltıdan sonra Meryem ve levente uğradılar. Etrafı sessizlik bürüdü. Ölümün sessizliğini Zeynebin göz yaşları bölüyordu.

Zeynep annesiyle vedalaştıkça daha da kötü oluyordu Cüneyd onu burdan götürmek istedi . Zeynep herkes ile helaleşti ve vedalaştı.

O gün kapıdan dışarı çıktıklarında. Üstlerinden kuşlar geçti. Kuşlar göç ediyorlardı. Cüneyd ve Zeynepte anlamıştı. İçlerine doğmuştu sıra Zeynebe geliyordu.

Zeynep yol boyu usul usul ağlamaya başlamıştı. Eve geldiklerinde Zeynep balkona oturmuştu. Sonbahar günü kızın balkonda oturmasına Cüneydin gönlü razı gelmedi.

Zeynepin kendisiyle konuşamadığı bir mesele vardı.kendisine bile anlatamadığı bir ağrı. Soğuk balkonun demirlerini eline koymuş bunu düşünüyordu. Cüneyd yanına geldi.

Cüneyd : Züleyha, Yusuf'a bir mektup yazmaya başlayınca “Yusuf” diye başladı, “Yusuf” diye bitirdi. Gördü ki hitaptan öteye geçemedi. Anladı ki aşkın namesinde ser-nâmeden öte kelam yok. Ve Züleyha'nın lügatında, “Yusuf”tan öte sözcük yok.

Zeynep: Aşkım ser- nâmeden öte geçti lakin vakit yok.

Cüneyd: Bulunduğun anı tekrar yaşayamayacağın bilincindeyiz ikimizde. Düşünme kalan zamanı bırak kendini suyun akışına.

Zeynep sesiz kaldı gözlerini Cüneydin gözlerinde çekti ve denizi izlemeye başladı.

Cüneyd ise kızın arkasından zeynebin beline sarıldı.

Cüneyd: Soracağım şeyi yanlış anlama ama Ölmeden önce yapmak istediğin birşey varmı?

Zeynep: Beni salıncakta sallarmısın . Bak artık erkek olmak istemiyorum. O yüzden sen salla beni.

ExocoetidaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin