Bir sevmek Bin defa ölmek mi

621 28 17
                                    

Ne zamandır burdayım bilmiyorum tek bildiğim şey artık ağlarken göz yaşımın akmadığıdır.

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?

Sesiz çığlıklarımı kimse duymadı yada duymazlıktan geldiler.
Kafamda milyonlarca soru ve düşünce vardı. Düşüncelerimi sadece düşünüp geçmek istiyorumdum ama onlar benle konuşuyordu sanki dilleri vardı.

Cüneyd neden sesimi duymadı?
Cüneyde ne oldu?
Annem nerdeydi?
Annem beni kurtarırmıydı burdan?
Ne olacak bana ?
Neden vücudum soğuk ve titriyordu acaba ecelim mi yaklaştı?

Ben düşüncelerimle adeta bir savaşçı gibi mücadele ederken kapı açıldı gelen müyesser hanımdı baktı bana gözlerinin içi gülüyordu daha fazla gülmesine dayanamadım kendimi kapıdan kaçmak için hızlıca kapının önüne doğru attım ağladıkça nefesiz kalıyordum boğazım düğümleniyordu müyesser hanım benim kollarımdan tuttu ve sertçe bir şekilde geriye fırlatı düşüncelerimle mücadele etmekten gücüm kalmamıştı tekrar ayağa kalkacak gücü kaybetmiştim bilmem bir daha bulabilirmiydim

Müyesser: Kâfirlerin evinde kalkıp düştün yeri geldi dergâhın kuralarını çiğnedin yeri geldi haddin olmayan konulara karıştın ama artık yeter bu dergâhın hükmü iradesi bende oldukça sana geçmişin ve düştügümüz durumun acısını içtirtmeye and içtim.

Ağlamaktan konuşacak halim kalmadı tek ağzımdan çıkan cümle Cüneyd nerede oldu müyesser hanım bana baktı halime iyice baktı bana sonu annesine benzedi dedi . Gözlerimi yere mahkûm ettim müyesser hanım o sırada bana kendi sonunu kendin ettin dedi çek şimdi cefasını dedi ve kapıyı üstüme kitledi.Anladım annem gelmeyecek Cüneyd ise hiç gelmeyecekti . Hatırlamıyorum gerisini gözümü açtım farklı bir odadaydım yanımda bir hanım ve müyesser hanım vardı yattığım yerden hafifçe doğruldum.o sırada yanımdaki diğer hanım çıktı müyesser hanım bana daha çok yaklaştı ve " Bu dünyada değiştiremediğimiz iki şey vardır bir zaman iki hakikat Zeynep hanım artık hakikati değiştiremezsin Cüneyd öldü Allah eski mürşidimiz günahlarını affetsin" dedi ve çıktı ben hakikatımızı birlikte değiştirmek isteğim adam beni bu savaşta yanlız mı bıraktı inanmam Cüneyd kendini öldürmez diye fısıldıyordum dayanamadım anladım artık ruhum bedenime sığmak istemiyor hakikat ağır geldi bana. Ayağa kalktım başım dönüyordu duvara yaslandım ama ayakta duracak gücüm yoktu yavaşça yere çömeldim Allah'a isyan etmek istiyordum ama yapamazdım . Cüneyd intihar etmezdi o bunun ne kötü birşey olduğunu billirdi diye içimdeki son ihtimale tutunuyordum ama ya kriz halindeyse ne iyi ne kötü ayırt edemediyse belki o yüzden de onun sesini duyamadıysa artık içindeki ihtimaller yandı çoktan kül olmuştu bile yaşasaydı beni buradan kurtarırdı diye düşünüyordu ilk önce muhabbetini kesti kendi elleriyle şimdi ise kendisini benden aldı beni de benden aldı susmuyordu düşüncelerim hepsini susturmak için ellerimi kafama vurmaya başladım ama her defasında sesler iyice yükseliyordu bu sırada kapı açıldı gelen babamdı onu gördüm ama düşüncelerim onu görmezden geldi babamın bana birşey yapar korkusuyla ellerimi daha çok kafama vurmaya başladım babam ise bana yaklaşarak Zeynep dedi yaklaşma diyerek kafamı ellerimi vurmaya devam ettim beni babamdan koruyan benim için benle mücadele eden savaşçım yoktu yok olmuştu babama bir defada baktım sağ kolu yoktu kanamıştı ve kanamaya da devam ediyordu noldu dedim babam kızım gel şöyle otur dedi kan görmek bana hiç iyi gelmiyordu Cüneyd intihar ettiyse kendini surlardan aşagıya attıysa vücüdüna neler olmuştur vücudu parçalanmıştır bedeni neredeydi diye içimden geçiriyordum babam konuşmaya başladı iyimisin güzel kızım dedi kafamı bile sallayamadım sadece baktım iyiyim diye yalan söylemek zorunda değildim annem nerede dedim babam beni karakoldan çağırdılar annen hapishaneye düşmüş annen mürşidimizi öldürmüş dedi içimde kıyamet koptu benim her yara deva olan annem merhem hanımım bir cana zeval veremezdi kafamı sağa sola salladım babam biraz dinlen sonra konuşalım dedi. Bu saaten sonra ancak benim bedenim çıkardı bu odada bu geceyi atlatmaya gücüm yok diğer gecelere hesap verecek halim yok

Ne sabahı göreyim
Ne sabah görüneyim
Gündüzler size kalsın
Verin bana karanlıkları

Umarım beğenmişsinizdir biraz kısa oldu farkındayım ilk halin kusuru olmazmış idare edin lütfen yazım yanlışım varsa şimdiden özür dilerim yorumlarınızı merakla bekliyorum

ExocoetidaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin