⁰6

379 36 25
                                    

"Selam."

"Merhaba."
Ortada oluşan sessizlikle Lisa önündeki soğuk limonatayı Jungkook'u süzerek içmeye başladı.

Jungkook ise her an kavgaya girecekmiş gibi bir oturuş sergilercesine kaşlarını hafif çatmıştı.
"Ee askeriyede işler nasıl?"

"İyi."
Bir anlık şaşkınlıkla bakakalan Lisa,derince yutkunup limonatayı masaya yavaşça yerleştirdi.
Onu rahatsız etmek istemiyordu.
"Kusura bakmayın.Sizi rahatsız etmek istemem."

Hayır onu rahatsız etmiyordu ki? Ne alakaydı şimdi bu?
"Hayır beni rahatsız etmiyorsunuz."
Kaşları halen çatıktı.

"Hep böyle misiniz?"

"Nasıl yani?"
Yavaşça işaret parmağını kaldırıp yüzünü gösterdi.
"Böyle işte."
Ne vardı ki yüzünde?

"Ne varmış ki yüzümde?"
Derince oflayarak masanın üzerindeki çantasını alarak ayağa kalktı Lisa.
"Of!~ Sizin bu kızgın yüzünüzü görmeye gelmedim. Lütfen kabımı verin de gideyim."

Hızlıca ayağa kalktı Jungkook.
"Ne kızgınlığı? Ben kızgın değilim ki.Oturur musunuz?"

Etrafına bakıp yüzünü buruşturarak oturdu yerine.
"Çok ısrar ettiğiniz için oturuyorum."
Buna karşın Jungkook alaylı bir şekilde kaşlarını yukarı doğru kaldırdı.
"Ne güzel..."
Yine sustu.Ve sadece Lisa'ya bakıyordu.
Oturduğu sandalyeden rahatsız olurcasına kıpırdandı Lisa.

"Başka buluşabileceğimiz bir yer yok muydu?"
Kaşlarını tekrardan çattı Jungkook.
"Eee ne varmış burda?Ne güzel yer işte."

"Hadi çaylar nerde kaldı amk?!"
Köşeden seslenen yaşlı amcayla derince oflayıp çantasını sertçe bacağının üzerine koydu Lisa.
"Aman ne güzel!Bildiğin beni kıraathaneye getirdiniz Jungkook Bey!"

"Askeriyeden çok uzaklaşamam ve dışarı çıktığım vakitlerde ise günümü burada geçiririm.Daha yeni küfür eden amca içinde kusura bakma lütfen.Ama onunla tartışmaya giremem,aralarından en sevdiğim amcalardan bir tanesi."
Uzun uzun açıklamasına karşı hayretle bakakalan Lisa yüzünü buruşturdu.

Aman tanrım! Boş vaktini kıraathanedeki yaşlı amcalarla mı geçiriyordu?
Kıraathane,yaşlı amcalar,sigara kokuları,etrafta savrulan küfürler,ter kokuları...

"Ama hayır ya!"
Zihnimden geçen düşüncelerle Jungkook Bey'e bakarak taktığım yüz ifademe devam ettim.
Aslında hiç de o tip insana benzemiyordu?
AMA HİÇDE KOKLAMADIM Kİ ONU?

"Lisa Hanım neye hayır?"
Sorgular gözlerle bana bakmasıyla kendimi silkeledim.Ben kendi kendime düşünmüyor muydum?

Sahte bir gülümsemeyle gözlerimi kaçırdım.
"Ah...Aklıma evdeki yarım bıraktığım işim geldi de."

"Eğer acelesi varsa sizi hemen eve bırakabilirim."
Endişeli yüzüyle bana bakması hoşuma gitmişti.
"Zahmet olmasın.Zaten askeriyeden uzaklaşmamanız gerektiğini söylüyorsunuz."

"Eğer acele bir durumda benim için sıkıntı olmaz.Sizi götürebilirim."
Geldiğimden beridir üzerimde duran sinir ve şaşkınlık yerine şimdi saf bir gülümseme kaplamıştı yüzüme.
Ne kadar güzel yalan atıyordum ben böyle.

"Teşekkür ederim Jungkook Bey.Düşünmeniz bile yeterli."
Başını onaylarcasına sallayıp yine bana bakmaya başladı sessizce.

"Ee şey..."
Yutkunup gözlerimi belerttim.Kaç dakika olmuştu altı üstü bir kap verecekti ama halen bana bakıp kaşlarını çatması,garipti.
"Benim artık gitmem gerekiyor."

"Ha!"
Yeni aydınlanmış gibi oturduğu yerde dikleşip gözlerini kaçırdı.
"Kusura bakmayın lütfen.Fark etmemişim."
Neyi??

"Peki peki."
Gülümseyerek kuru bir öksürükle bakmaya başladım.
Arada yine kısa bir sessizlik yaşandı.
Bu nasıl komutan olmuştu böyle? Sınırla mi geçti bu adam sınavları?

"Kap?"
Sahte gülümsemeyle anlamsızca kaşlarımı çatmaya başladım.Bir insan neden bu kadar uzun süre yüzüne bakardı ki?

Söylenmemle kaşlarını kaldırıp gözlerini kaçırdı.
"Bir dakika lütfen."
Kıraathanenin arka tarafına doğru gittiğinde oflayarak sessizce etrafa baktım.

Kıraathanedeki insanların oyun oynamayı bırakıp çaylarını içerek bana bakmalarını beklemiyordum.Şaşkınlıkla ayakta kaldım.
"Sen misin ona o kabı veren kızım?"
Ne kapmış arkadaş.

"Evet bendim amca."

"Heee~"
Bir anda hepsinin yükselen sesiyle hayretle baktım.
"İyi.Jung iyi bir adamdır.Vatanı için hayırlı bir evlat.Biz çok severiz onu."

"Heee~"
Tekrardan hepsi beraber onaylayınca gözlerim açıldı.
"O da sever bizi.Ara sıra oynarız ama o para koymaz,kumarı sevmez yani.Ne güzel ideal bir adam değil mi?"

Sessiz kalınca adam gülmeye başladı.
"Utanma utanma.Söyle bakalım sende seviyor musun oğlanı?"

Sende mi? Sevmek mi?

"Kim?Ben mi?"
Titrek işaret parmağımla kendimi gösterdim.

"Heee~"
Koro şeklinde bağırmaları artık sinirimi bozmaya başlamıştı.
"Hayır.Biz sadece konuşuyoruz."

"He!"
Hepsi şaşkın ve inanamaz bir şekilde yüksek sesle bağırınca gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Hoon amca!"
Jungkook sinirle benimle konuşan yaşlı adama seslenmesiyle ona doğru döndüm.

Seri hareketlerle karşıma geçip kabı sertçe bana doğru uzattığında kaşlarımı çattım.
"Jungkook Be-"

"Alıp gitseniz daha iyi olacak Lisa Hanım."
Sinirle etrafıma bakmamla herkesin bana bakması utanç vericiydi.
Bu ne biçim bir konuşma tarzıydı böyle!

Sinirle elindeki kabı alıp gözlerinin içine bakarak sözlerimi sıraladım.
"Ne ben size mesaj attım ne de siz benimle konuştunuz,bu dakikadan sonra sizinle irtibatım kesilmiştir Jungkook Bey."

Sinirle etrafa bakıp en sonda komutana dönerek ileri doğru bir adım attı.
"Saygısız ve dengesiz insanlara karşı hiç tahammülüm yoktur Bay Jeon!"

Genç kız kapıyı sertçe çekip gittikten sonra komutan ise sinirle yumruğunu masaya vurup kırmıştı.
Sonra amcasına baktı.
"Sana o konu hakkında konuşmaman gerektiğini söylemiştim!"

"Sana o konu hakkında konuşmaman gerektiğini söylemiştim!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İNANAMIYORUM LISKOOK DA 1.YİZ!!!🥳🥳🥳🥳🥳🥳
3 gündür hesaba hikaye atamadım çok yoğun işlerim vardı bebekler
Ama dikkat edeceğim tabiikisi.

Bu arada TASLAKTA MUHTESEM BIR TANE DAHA KURGUM VAR AMA AŞIRRI KOMİK
İlerleyen zamanlarda paylaşırım

Şimdi nasil buldunuz bu bölümü?
Garip haller var Jungkook da değil mi neysse yakında çıkar bunun kokusu...

Kurguyu arkadaşlarınızla da paylaşın.
Sizleri seviyorummmmmm🥰😘😘😘😘

aşkın gölgesinde bir komutan| liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin