YOON krallığının kralı YOON JUWON paragöz herifin tekiydi para için yapmayacağı şey yoktu halkının parasına el koyar zoraki kazandıkları paralarını elinden alırdı karşı koyanları hainlik itaatsizlikten idam ettirir yada işkence yapardı gerekirse diğer krallıkların köylerine saldırır yağmalardı, buna dayanamayan HONG Krallığı savaş açmaya karar verir. Savaş açan Hong Krallığının karşısında zayıf düşen Yoon krallığı parasını kaybetmeye başlar Kral Juwon dayanamaz ve Hong krallığıyla antlaşma yapmak ister.
Antlaşmada Hong Krallığı Yoon Krallığının biricik Prensi Yoon Jeonghan'ı
ister. Kral başta tereddüt etsede herkesten sakındığı oğlunu birkaç kuruş için Jeonghan'ı Hong Krallığına verir.Hong Krallığına satıldığını duyan Jeonghan babasına yalvarsada babası ona sadece " doğduğundan beri bir boka yaradığın yoktu fazlalıktan başka birşey değilsin, en azından bunu yaparak baban için birşeyler yapmış olursun. Oradan gittikten sonra kaçmaya çalışma sakın, kaçacaksanda buraya sakın dönme. Başıma daha fazla bela alamam" demişti.
Jeonghan babasından iğrenmiş nefret etmişti babasını öldürmek istiyordu ama bunu yapacak ne gücü nede cesareti vardı Jeonghan'ın.Doğduğu ilk günden beri zayıftı Jeonghan yapabileceği hiç bir şey yoktu babası onu yanında tutmasının tek bir sebebi vardı yoksa onu çoktan evlatlıktan reddetmişti, bu yüzden yıllarca her gün Tanrıya şükretmişti.
Göz yaşından başka hiçbir şey yapamayan Jeonghan eli kolu bağlı Hong Krallığına götürülmüştü, korkuyordu Jeonghan öyle bir korkuyorduki başına geleceklerini düşünüyor daha fazla ağlıyordu çünkü biliyorduki Hong Krallığı kendi krallığından daha acımasızdı hergün ayrı bir katliam yaşanırdı halkıda acımasızdı her türlü kötülük barındırdı. Jeonghan'a göre şeytanlardan oluşan bir Krallıktan daha fazlası değildi ve bunu düşündükçe nasıl öleceğini düşünüyordu. Ölmek istemiyordu, daha çok gençti yaşamak istiyordu hayalleri vardı Jeonghan'ın bu yüzden gözlerini kapatmış ağlayarak dua etmeye başlamıştı.
Yol boyunca dua eden Jeonghan uzun yol sebebiyle birde ağlamasıyla gelen uykusuna yenik düşmüştü, at arabasının kapısı sert açılmasıyla ve muhafızın bağırmasıyla neye uğradığını şaşıran Jeonghan melül melül etrafına bakıyordu, kolundan sertçe tutulup yere fırlatılmasıyla ağzından küçük bir inleme çıkmıştı canı yanmıştı, muhafıza bakıp "yavaş olsana be " demişti. Muhafız eğilmiş Jeonghan'ın saçında sertçe asılmıştı ve birkez daha küçük bir inleme bırakmıştı sırıtmaya başlayan muhafız "sen bana emirmi veriyorsun, hâlâ anlayamadın herhalde artık Hong krallığana ait bir kölesin anla bunu " demiş yüzüne sert bir tokat atmıştı, gözünden tekrardan yaşlar akmaya başlamıştı yüzü uyuşmuştu bir kez daha düşündüki bu daha başlangıçtı.
Bu ilk seferim yanlışlarım olabilir yazım kurallarıyla aram iyi değil maalesef. Baktım çok az Jihan fici var dayanamadım yazmaya karar verdim beğenirsiniz umarım elimden geldiğince yeni bölüm atacağım.
~\\ Sizce Jeonghan'ın başına neler gelecek?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY LİTTLE PRİNCE//JİHAN
Fanfiction"Güzel yüzünden nefret ediyorum,bunun bir cezası olacak prens Jeonghan "