"Öp beni"Joshua, Jeonghan'ın isteğine şaşırsada hemen kendine gelip kıkırdadı
"Benden seni öpmemimi istiyorsun?"
Joshua'nın gözleri Jeonghan'ın dudaklarına kaydığında Jeonghan sadece yutkunabilmişti, kafasını belli belirsiz salladığında Joshua iyice yakınlaşıp alnını Jeonghan'ın alnına yasladı dudakları arasında bir santim kadar boşluk vardı, sıcak nefesleri birbirine çarpıyor kalpleri maratona koşuyordu, dudaklarını ilk birleştiren Jeonghan olmuştu, daha fazla dayanamazdı yoksa kalpten giderdi. Joshua, Jeonghan'ın öpücüğüne hızlıca karşılık verdiğinde öpüşmeleri hızlanmıştı, Joshua sertçe ama nazik bir şekilde öpüyor arada dudağını ısırıyordu.
❗️MİNİ FITI FITI❗️
Joshua dilini Jeonghan'ın ağzına soktuğunda odayı büyük bir inleme sesi duyuldu, Jeonghan bunu beklemiyordu. Joshua diliyle her bir köşeyi dolaşmıştı dili Jeonghan'ın dili ile dans ederken Joshua bir elini Jeonghan'ın gömleğinin düğmeleri açmaya göndermişti. Gömleği hızlıca çıkarmış kendi gömleğindende kurtulmuştu, dudaklarıyla Jeonghan'ın boynuna öpücükler bırakıp ısırmış küçük izler bırakmıştı oradan köprücük kemiğine izler bırakıp göğsüne yönelmişti, o sırada jeonghan sadece kafasını geriye atmış ölmemek için derince nefes alıyor arada Joshua'nın ısırıklarına karşı inliyordu ellerini Joshua'nın boynuna dolamış ensesindeki saçlarını çekmişti, Joshua'nın eli Jeonghan'ın uyluğuna gitmiş okşamış bir yandan vücuduna öpücükler bırakmıştı her bir köşesine izlerini bırakırken Jeonghan sertçe saçını çekmiş
"Shua d-dur lütfen"
❗️MİNİ FITI FITI BİTİŞİ❗️
Jeonghan titrek bir sesle konuştuğunda Joshua hemen durmuş kaşlarını çatmıştı. Yanlış bir şeymi yapmıştı yoksa canınımı yakmıştı?
"Ne oldu yanlış bir şeymi yaptım özür dilerim ileri gitmemeliydim"
Joshua dudaklarını büzerek konuştuğunda Jeonghan iki yana hızla sallamış
"Hayır Joshua sadece durmamız gerekiyordu yanlış bir şey yapmadın"
"Durmamızmı gerekiyordu? Neden yoksa hazır değilmisin? Ahh nasıl düşünemedim özür dilerim gerçekten sana sormalıydım üzgü-"
Jeonghan alnına fiske vurduğunda Joshua alnını ovculamıştı
"Hayır aptal nerde olduğumuzu görmüyormusun? Bunu burada yapmamız uygun değil"
Joshua önce düşündü sonra sırıttı
"Ne yani evde olsak yapacakmıydık?"
Jeonghan kırmızı domates gibi kaldığında serçe omzuna vurmuş
"Yah gerçek tek düşündüğün bumu?"
Jeonghan kızaran yüzünü etrafta dolandırırken Joshua tatlı yanaklarını sıkıp kıkırdadı
"Evet bu"
Jeonghan yanaklarındaki ellere vurup kollarını çaprazlayarak göğsünü kapattı, gözlerini kısarak
"Seni sapık herif kim bilir başka ne düşünüyorsundur"
"Evet düşünüyorum ve düşündüklerimi sana anlatmalımıyım?"
Joshua kıkırdadığında Jeonghan dahada kızarmış küçük dilini yutmuştu.
"İhtiyacım yok teşekkürler"
Jeonghan hemen ayaklanıp odadaki banyoya fırladığında Joshua arkasından sadece kıkırdamıştı. O gerçekten muhteşemdi ve tatlıydı onun hakkında düşünemeden edemiyordu.
Joshua gömleğini geri giyip kendine çeki düzen vermiş Jeonghanı beklemeye başlamıştı.
Jeonghan banyodan çıktığında Joshua'nın yatakta oturmuş beklediğini görmüştü.
"Neden bekliyorsun?"
Joshua'nın yüzüne bakmadan konuştuğunda Joshua gülmüş
"Sabahtan beri birşey yemedik aşağı inip birşeyler yiyelim ve sen ilaçlarını almalısın"
Jeonghan mırıldanarak onayladığında aşağı inmiş masaya yönelmişlerdi Kraliçe çoktan masaya oturmuş bekliyordu. Jeonghan ve Joshua saygıyla eğilip selamlamış ve masaya geçmişlerdi.
Kraliçe Jeonghan'a bakarken biraz endişeliydi.
"Jeonghan nasıl hissediyorsun biraz daha iyimisin"
Jeonghan gülümseyip
"İyiyim anne benim için endişelenme"
Jeonghan'ın anne demesiyle Joshua'nın yediği şey boğazına kaçarken Kraliçe tamamen donmuştu Jeonghan endişeyle Joshua'nın sırtını sıvazlayıp ona su içirmişti. Yanlış birşeymi söyledim diye düşündü.
Kraliçenin gözleri doldu dolu Jeonghan'a bakarken adlandıramadığı bir mutluluk vardı içinde. Kraliçe, Jeonghan'ın ellerini tutup
"Jeonghan ben teşekkür ederim bu beni çok mutlu etti bundan sonra bana hep anne de başka hiçbir şey değil saygı kelimelerini bile kullanma tamammı"
Jeonghan saygıyla kafasını salladığında
"Bunu yapmam doğru olmaz ama-"
"Hayır dedim Jeonghan lütfen beni kırma ve saygı kelimelerini kaldır"
Jeonghan kocaman gülümseyip
"Tamam anne sen nasıl istersen"
Kraliçe Jeonghan'ın yanaklarını sıkarken Joshua orada olduğunu belli edercesine öksürdü
"Şey kesmek gibi olmasında hani bende burdayım ya"
Kraliçe kıkırdayıp Joshua'nın saçlarını karıştırdı
"Sen saygılı olmaya devam et ve yemeğini bitir"
Joshua homurdanarak yemeğine devam ettiğinde Jeonghan ve Kraliçe gülüp yemeklerine devam etmişti.
Günün sonunda Kraliçe ile vedalaşıp ayrılmışlardı kendi saraylarına giderken bolca konuşmuş sohbet etmişlerdi.
Saraya varır varmaz kendilerini odaya atmış yatakta yayılmışlardı yorucu bir gün olmuştu.
Joshua, Jeonghan'ın üstündeki yerini alırken Jeonghan sadece onu izlemişti.
"Kendi odamızda olduğumuza göre kaldığımız yerden devam edelimmi?"
Jeonghan kıkırdamış ve kollarını boynuna dolamıştı
"Beni senin yap Jisoo"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~_____________________________
Böyle birşey yazmak aklımda yoktu bir anda yazıverdim ayrıca şunu farkettimki okumak ve yazmak arasında çok fark var gerçekten küçücük bir öpüşme felan yazarken nasıl yazmam gerektiğini bilemedim çok zorlandım ve hani ilk defa yazıyorum pek bilmiyorum yani saçma sapan yazmış olabilirim çok aldırmayın orayı kendi hayalinize göre okuyun
Neyse umarım beğenirsiniz iyi okumalar.
Çok seviyorum şöyle resimleri ya
🎀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY LİTTLE PRİNCE//JİHAN
Fanfiction"Güzel yüzünden nefret ediyorum,bunun bir cezası olacak prens Jeonghan "