10.BÖLÜM

50 6 3
                                    

Uzay'la bir süre bakıştık. Aslında düşündüğüm şey "senden nefret ediyorum" demek değildi. O tatlı gamzelerinin üstüne bir tokat patlatmayı düşünmüştüm ama o an olaylar biraz farklı gerçekleşti. Her şey kontrolümden çıktı.
Uzay o ağır cümlemden sonra, koluma çarparak sahil çıkışına doğru yürüdü. Sonra bir an duraksadı. Geri döndü, tabii o bunları yaparken ben onun ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum. T-shirt ünü çıkardı ve baklavalar hemen ortaya saçıldı. Dikkatimi hemen yüzüne topladım ya da çalıştım desek daha doğru olur sanırım.
Bana "ne?" diye sordu. Onu gözlerimi kırpmadan izliyordum.
"Denize gireceğim canım, tabii senin için bir sakıncası yoksa?" yüzsüzce benimle konuşabilen bir varlıktı o. Oldukça yüzsüz...

"Pardon da, benim için ne sakıncası olsun ya? Ne halin varsa gör gerizekalı!"

"Aa kalbimi kırıyorsun fıstık, yoksa fıstığım demeliyim ha?"

"Sen ne yüzsüzsün ya,. Hayvan, öküz, aptal, mal, sal-" cümlemi yarıda keserek ağzımı eliyle kapattı.

"Bak tamam, belki kendime engel olabilirdim ama olmadım. Şimdi saçma sapan kız tiplerini bir kenara bırak da, biraz yüzelim. Senin yüzünden Denizli'ye bronzlaşmadan döneceğim ve bu hiç iyi değil."
Bana oldukça uzun bir açıklamadan sonra birden şortunun iplerini çözdü ve sorgu indirmeye hazırlandı. Tabiki ben onu tam zamanında durdurdum.

"Heyy sapık sen ne yaptığını sanıyorsun?"

"Ne yapıyormuşum?"

"Şortunu indirmek üzere olduğunu fark ettin mi?"

"Evet. Ne var bunda? Denize gideceğim, sence de normal değil mi?"

"Normal falan değil. Hem senin içinde ne var?"

Bu iğrenç sorumdan sonra, Uzay gıcığı bana iğrenç bir sırıtış attı. Olamaz!! Şu lanet olası çenem yüzünden yanlış anlaşıldım.

"Gerçekten bunu merak ediyorsun?"

"Evet merak ediyorum, aslında etmiyorum ama şuan etmiş gibi mi oldum? Etmediğimi sende biliyorsun. Yoksa bilmiyor musun? Bil lütfen! Sen beni yanlış anladın yoksa ben senin şeyine meraklı değilim tamam ? "

UZAY'IN DERİN'LİĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin