Uzay'ın verdiği cevabı algılamaya çalışıyordum. Evet, gerçekten de arkadaştık. Ne beklemeliydim ki? Onu gördüğüm zaman midemde kelebekler uçuşması onun umurunda bile değildi. Aslında bu gıcık hislerimden haberi bile yoktu ama eminim ki haberi olsa gülüp geçerdi. O hislerine yenik düşecek biri değildi. Belki de haklıydı ya da ben kendimi kandırıyordum.
"Hadi bir an önce eve gidelim," dedim sesimi ifadesiz tutmaya çalışarak. Bu çok zordu. Hem de onun yanındayken. "Peki," dedi sadece. Sıradan bir kelime çıktı o dolgun dudaklarından. Bir süre birbirimize baktık. "Gidelim mi?" dedi. Bende kafamı öne salladım.
***
Evin önüne geldiğimizde Uzay'ın kolunu bıraktım. Karnını tutuyordu. Bu yaptıklarında gerçeklik payı olabilirdi. En azından ona biraz da olsa inanıyordum. Yüzündeki masumiyet beni ona her baktığımda ele geçiriyordu. Ele geçirmemesi için neler vermezdim.
"Anahtar nerede?" diye sordu. Anahtarı çantamdan çıkartıp salladım.
Kapıyı açtım. İçeride kimse yoktu. Anahtarı masaya koymak için salona girdiğimde, Uzay'ın hâlâ kapıda iki büklüm bir şekilde dikildiğini gördüm. "Ne bekliyorsun?" diye sordum. Yüzüne çarpık bir gülümseme yerleştirdi. "Fıstık beni almayacak mısın?" Pardon?
Yüzümü buruşturdum. "Ne? Kendin gelemeyecek kadar kötü olmadığını ikimizde biliyoruz dostum!" dudaklarını aşağı büktü. Birden gözlerim dudaklarına kaydı. İradem gözlerimi ayırmaya yetmiyordu. O sevdiğim çarpık gülümsemesi yüzüne iyice yayıldı. "Ne o güzelim yoksa gözlerin bir şeyler mi arıyor?" pislikti."Dostum biraz ağır oldu."
"Ne gibi?" duraksadım.
"Gerçekten dost muyuz?"
HAYIR!
"Neden olmasın ki!" Artık yalan söylemekte üstüme yoktu. Harikaydım.
Yüzümü inceliyordu. "Ne?" diye sordum ama cevap vermedi. "Uzay neler oluyor söylesene kanka?" bilerek yapıyordum. Onu sinir etmek için ve duygularına açıklık getirmek için yapıyordum. Onu Lanka gibi görmediğim kesindi. Onunla kanka olmaya dayanamazdım.
Sinirle yüzüme bakmaya devam etti. "Derin ne istiyorum biliyor musun?" kapıdan biraz ilerledi. Karnını hafifçe tutuyordu. Ne istediğini merak ediyordum. Bende ona biraz yaklaştım. "Ne istiyorsun Uzay?" ismini söylemem afallamama neden oldu. Sorumdan sonra iyice yaklaştı. Aramızda santimler vardı. Gözlerim gözlerine kilitlenmişti. O da bana dikkatlice bakıyordu. Dudaklarına bakmamak için kendimi zor tutuyordum. Eğer öyle bir hataya düşersem, ikilimizinde istediği şey olacaktı. Aslında onun istediğinden pek emin değildim. Paronayaklığa gerek yoktu.
"Senin kafandan istiyorum." ağzım açık kaldı. Böyle bir cevap beklemiyordum. Sırıttı. Pis!
"Her neyse eğer kanka olursak, kafamın tadına bakarsın canım merak etme sen!"
![](https://img.wattpad.com/cover/38747395-288-k798044.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAY'IN DERİN'LİĞİ
ChickLitBir yaz tatili.. Bir yaz aşkı... Uzay ve Derin'in maceralı aşklarına sizde tanık olun!