"Oldum..."
Uzay gözlerimin içine anlamayan gözlerle bakıyordu. O an kahkaha atmak istedim. "Ne oldun?"
"Söyleyemem."
"Söylersin güzelim hadi, ne oldun?"
"Yapma bana bunu!"
Sakinligini koruyordu. "Neyi yapmayayım güzelim?"
"İşte bunu!"
Ona aşık olmuştum ve bunu itiraf etmek berbat bir şeydi. Uzay diye haykırmak istiyordum. Bağırmak istiyordum. Sana aşık oldum demek istiyordum. Bana her güzelim dediğinde kalbime bir ok saplanıyor ve o ok aylarca oradan çıkmıyordu.
"Derin senin neyin var?" Artık yüzü ifadesiz değildi. O güzel yüzü merak içerisindeydi.
"Ben... Ben sana..."
"Sen bana ne?"
"Galiba şey oldu... Şey..."
"Ne oldu?"
"Önemli değil canım, biraz hava alalım mı?"
"Peki, nasıl istersen."
Ona itiraf edemememle birlikte dışarı çıktık. Hava almaya ihtiyacım vardı. Uzay ile biraz yürüdük, denizi seyrettik. Aslında ben onu seyrettim desem daha doğru olur. Ona bakmaya doyamıyorum.
"Derin neyin olduğunu söyleyecek misin?"
Ona bunu soyleyemezdim. Cesaretim yoktu. Evet bir gün söyleyecektim ama henüz zamanı değildi.
"Sende bir durgunluk var. Hayırdır? "
Hayır hayır demek isterdim. Sana aşık oldum demek isterdim ama...
"Iyiyim."
"Yalan soyleme"
"Söylemiyorum ki." Masumca çıkardığım ses tonu sayesinde Uzay bana dakikalar gibi gelen bir süreden sonra "O zaman blöf yapıyorsun? " Soru gibi söylediği bu cümle karşısında inandırıcı olsun diye gözlerimi devirdim.
"Alakası bile yok."
Cevabım karşısında o güzel gözlerini gözlerime sabitledi. Ne yapmaya çalıştığına anlam vermeye çalışıyordum. Gözlerime öyle bir bakıyordu ki kaçırmamak için kendimi zor tuttum. "Ne? Neden öyle bakıyorsun? " dedim çekingen bir ses tonuyla. Cevabıma karşı ufak çaplı bir kahkaha attı. Onu orada öpmemek için kendimi zor tuttum. Böyle çapkın bir gülüş olamaz ya!
"Sende bir tuhaflık var Derin. "
"Yok dedim ya. Deli etme insanı. "
Verdiğim agresif cevap karşısında şoka uğramış fakat saniyesinde şoktan çıkmıştı. "Dengesiz..." dedi sessiz bir şekilde ve önüne döndü.
"Niye dengesiz oluyor muşum?
"Niye olmuyor muşsun?"
"Ya sus Uzay!"
Bana birkaç saniye baktı. Sonra benim şoka gireceğim bir şekilde bir kahkaha patlattı. "N'oluyor ya? Asıl dengesiz kimmiş? "
Kahkahalarının arasından konuşmaya çalışıyordu. O an onu ısırmamak için... Neyse tamam sustum. "Sen..."
"Hayır sen..." dedim inatçı bir şekilde.
"Sen..."
"Sennn..." uzatarak söylemiştim çocuk gibi.
"Tamam ben..."
"Hayır ben..." verdiğim dalgın cevaptan sonra bana çapkınca baktı. "Şey... yanlış oldu. Aslında sen diyecektim ama-"
Cevabımı yarıda kesip dudaklarımı birleştirdi. Ani gelen şokun etkisiyle gözlerim kocaman açıldı. Ne yapmam gerektiği aklıma sonunda gelince kendime gözlerimi devirdim. Bu hareketimi görmüş olacak ki gülümsedi. Dudaklarımı aralamamla birlikte bastırmaları öpüşlere dönüştü. Buna bir son vermek istedim fakat sonra vazgeçip bu anın tadını çıkartmaya karar verdim.Merhaba arkadaşlar.
Uzun bir aradan sonra kısa da olsa bir bölüm yayınladım. Bölüm kısa oldu ama beğeneceğinizi umuyorum. Iyi okumalar!!!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAY'IN DERİN'LİĞİ
Chick-LitBir yaz tatili.. Bir yaz aşkı... Uzay ve Derin'in maceralı aşklarına sizde tanık olun!