5.Bölüm:Kıskanç

116 7 0
                                    

Yeşilin koltuğa oturması ile Rüzgar'ı kucağından alıp bende yanına oturmuştum. Boynum Yeşile atladığım zaman acıdığı için şu an kanamış olabilirdi." Boynumda birşey var mı?" Savaş hemen Sorduğum soru ile yanıma gelip boynuma bakınca kaşlarını çalmıştı." Hünkar pansuman malzemelerini getir " aklımdaki tek soru şu an Hünkar denen kadının az önce bizi basan kadınmıydı.

Tam tahmin ettiğim gibi bizi basan kadın malzemeleri Savaşa verip hızlı adımlarla odayı terk etmişti. Gözlerim kısa bir anlığına Bekir'e değdiğinde telefonu ile ilgileniyor bizimle hiç sohbete girmiyordu. Özellikle Yeşil ona soru sorduğunda neredeyse cevap bile vermemiş soğuk kanlılığını korumuştu.  İpek ve Yeşil kahve yapmak için mutfağa Berfin ise lavaboya gitmişti." Bekir Rüzgarı tutsana Maviye pansuman yapayım." Bekir elindeki telefonu hemen bırakıp Rüzgarı kucağımdan almak için hemen eğilip kucaklamıştı.

"Boynun kanamış Mavi dikkat et tamam mı!" Ya sen ne saçmalıyorsun dememek için kendi ki zor tutuyordum. Hem beni oğlumdan ayırmış hemde intihara sürüklememiş gibi bu kadar rahat kesinlikle konuşamazdı. Aslında kendimde suç var mı diye düşünüyordum çünkü kaçmam gerçekten yanlış bir hareketti farkındaydım.
"Geldim geldim Rüzgar kimde" Yeşil söylediği şeyden sonra Bekir'in kucağında uslu uslu duran oğlumu gördüğü gibi yanına gidip onu kucağına almıştı.

"Rüzgar senin adını kesin annen koydu nerden bildiği mi sorma tahmin ettim sadece" Yeşil biliyordu ismini neden Rüzgar koyduğumu ama sadece bu konuyu burda açmak istemiyordu. "Evet ben koydum oğlumun ismini" Savaş işini bitirdiği zaman ellerini boynumdan çekince derin bir nefes almıştım." Çok güzel ismi var karımdan böyle isim bekliyordum zaten" Yeşil yanıma oturduğunda Rüzgar'ı kucağıma vermiş heyecanlı heyecanlı bana bakıp birşeyler söylemeye başlamıştı." Sana neler anlatacağım ama özel" kafamı tamam anlamında sallayıp hem onunla hemde Rüzgarı emzirmek için ayaklanıp Yeşile kaşgöz işareti yaptım." Rüzgarı emzireceğim sende bana anlatacağım şeyi anlatırsın."

Hemen ayaklanıp peşimden koşar adımlarla üst kata doğru yöneldi. Savaşla benim kullandığımız odaya geldiğimizde yatakta oturup meraklı bir şekilde ona baktım.
"Alt kattaki Bekir denen adamı bizim sokakta BMW ile gördüm ama orada ne işi vardı bilmiyordum." Söylediği şeyle bütün umutlarım suya düşmüştü." Ne yapayım ben Yeşil bende önemli birşey zannettim" kafasını sallayıp durdu." Asıl bomba haberi vermedim ben o adamdan ilk gördüğüm zamandan beri hoşlanıyorum." Ney der gibi ağzımı açıp kafamı olumsuz anlamda salladım." Sen manyaksın tamam mı Yeşil, her zaman olduğu gibi çılgınsın" Kocaman bir kahkaha atarak bana döndü.

"Ne sandın Mavi? Ama sen daha manyaksın kaptın gül gibi 1.90 adamı bırakır mısın." Bu sırada Rüzgarı emziriyordum.  İçimden o gül gibi adamı bırakmak için dualar ettiğimi bilse ne derdi acaba. Hafif gülüp kafamı olumlu anlamda salladım." Öyle oldu biraz"
Odanın aniden açılması ile hemen gözlerimi oraya kaydı fakat gelen kişinin Berfin olduğunu görünce derin bir nefes aldım." Gelsenize kahveler soğuyor" Yeşil hemen ayaklanıp Berfine doğru ilerledi." Bizde tam şimdi aşağıya iniyorduk."

Bu kız hep aynıydı sürekli yalan konuşuyordu ama bu yalanları bazen benim için çok işe yarıyordu. Yeşili küçüklükten beri çok seviyordum lise dönemlerinde hep benimle takılırdı,bende onunla. Berfin başını sallayıp Yeşil'i onayladı." Hadi inelim kızlar" odadan çıktığımız zaman Alt katta Bekir'in olmadığını gördüğümde hemen bakışlarımı Yeşile çevirdim ama o hiç tepki vermeden alt kata inmeye devam ediyordu. Bu kız benim tersime hep çapkındı belkide bana öylesine Bekirden hoşlandığını söylemişti.

"Gelin kızlar sizi bekliyorum iki saat" mutfağa girdiğimizde Berfin yuh der gibi İpek'e bakınca hemen kaşlarımı çattım.
"Nasıl ya hemen gidip geldik iki dakika bile sürmedi İpek " İpek elini tamam tamam anlamında sallayıp önüne döndüğünde hemen kucağımda duranm Rüzgar'ın huysuzlaştığını görüp sallamaya başladım. "Bence kahve içmemelisin karıcım.  Rüzgarı emzirdiğin için tehlikeli olabilir." Arkamı yavaş yavaş döndüğümde direkt arkamda duran Savaşı görünce biraz endişe duysamda kendimi hemen toparladım." Ne alaka alkol içmiyorum kahve içiyorum" kendimde bulduğum cesaret ile Savaşa açık bir cevap sunmuştum." İyi sen bilirsin ben uyardım sadece" kafamı olumlu anlamda sallayıp kucağımda duran oğluma bakınca az önce ağlama noktasına gelen oğlum babası ona ellerini uzatınca sakinliğe girmişti." Gelsin babaya oğlu gelsin bakalım" Yavaş yavaş kocaman ellerini Rüzgar'ın koltuk altlarından tutarak kaldırdığında bir eli ile onu sıkı tutup boşta kalan elini ayağına koymuş üşüdü mü diye kontrol etmişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gözlerindeki SavaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin